25 Kasım 2015 Çarşamba

Yüreğime Kadar Recm Edildim

İnsanlar konuşa konuşa da Her dili olan konuşsa Kulaklarımda birikenler kokuşmaz mı mı? Ölümle paslanmış buldum sesini, Senide duyamadıklarım haşlamaz mı? Başlama,seni haketmiyorumlarına başlama Biz seninle neden anlaşamayalım Biliyorsun hayvanlar bile koklaş koklaşa, Biz neden konuşalım? Aristo dememiş mi? İnsan düşünen bir hayvandır' Öyleyse ben konuşamayan bir insanım Yine düşünmeden sevdim seni.. Anlatamadım, Yine kötülüğüm dillendirildi En iyisi mi konuşmayalım. Hem dilinden güzel kokun dirildi Dinlenmeden de koştun bana Canımdan giden yokluğuna ecel dedim Hınca hınç doluyken sende sakın,taşlama Zaten yüreğime kadar recm edildim..

Sana Susmayı Özledim

Sana susmayı özledim Nefret ettiğin halde sana susabilmeyi Sen sus dedikçe ben konuşamamayı özledim Seni özledim Ve sevemedim ekim sabahlarını Bir günden hariç Hep soğukluğu vardı Hep bi boğuk gelirdi sesim O gün işte o gün hariç O gün özlemlerin yok olup Yıldızların doğduğu gün Yeryüzünde bir tanesinin hüküm sürdüğü En çok sancıların doģduğu gün,o gün.. Bugün üç yüz altmış dört gün sonra gelince Bu dünyaya gelişini düşundüğün gün.. Kalan altı saatin hesabı yapılmadığı gün.. Yakılacak 6 sigara daha var yılmışlığın yıllarından Yine başarısızlıkla sonuçlanan.. Aklına gelir hayatının gidişatı eminim Gidiş atını da ben zorladım Savaş başlattım anılara Hepsini yok mu ettim kendi ellerimle.. Hepsini kazansam ne yazar Kokunda kaybettim Düştüm olduğum yere Sen çık yola bana kadar gel Hazır gelmişken Beni de o savaşta katlet Vacip kılınmazsa günahı benim boynuma.. Elhamdülillah..

Vişneli Salatalık

Seni isterdim günlerden Geceleri feda ederdim.. Seni hićbir uykuya vermezdim Seni izlerdim boydan boya Özlemle kucaklar, Hasretle öperdim.. Geceleri sadece sen olurdun Sen gece olurdun Ben 24 saat geceyi yaşardım Çok isterdim seni Affedip herkesi,sarılırdım dolu dolu Hem sana sarılınca herkes yok olurdu.. Yok mu oluru? Teninden yüzüme akseden güneş ışınları İçimin kutuplarını çöle çevirmez mi? Dahil olmaz mı bir günaydın öpücüğü dudaklarıma,dudaklarından.. Sen hiç öpmek istemez misin boynumdan Sırtımdan sarılıpta asmak istemez misin beni Kalbinin en ücra köşesine dahi? Yer soframı beğenmez misin? Vişneli salatalığa katmaz mısın tadını? Bir kuru ekmegi bölüşmez misin? Buharına karışan kokunla demlemez misin çayımı? Seni bilmem ama: Ben çok isterim..

19 Kasım 2015 Perşembe

Lütfen Şiirle Yaklaşmayın

Benim gidişim Yaptıklarını meşru kılmaz sevdiğim Gidişim kanun dışı olsada Minarelerine kılıf olmaz. Şimdilerde haklısın Sana en çok ihtiyaç duyduğumda olmamalısın En çok ihtiyaç duyduğunda yoktum Bir açıklaması yok,affola Bende günümü gün etmedim bilesin. Yokluklara dert ekledim Dertler yok olmadı Sende yoktun Ama sakındım adını İçinde dert geçen cümlelerden, Yokluğunu erteledim bu sefer Günlerim sende kaldı Dünüm zaten sendeydi Bende sende kaldım.. Buralar hep yarım.. Yarınlar hep eksik.. Şimdi sağ sol çatışmasında sol tarafın kaybettiği bir zamandayım. Sağ kalanlara selam olsun.. Birileri ölecek sözlerimle kimbilir Ben yaşar mıyım bilmiyorum.. İçimin postmodern darbesini gerçekleştireceğim yakında. Ben,ben olmaktan çıkacağım Ben ben olabilmek için çok bedel ödedim diyenlere inat Yaşadıklarımı yok sayıp yaşayacağım Kaybedilen güven geri gelmeyecek Sağım solum belli olmayacak Sol'umun yıkıklığından Acı tankerimi ağzına kadar dolduracağım Lütfen şiirle yaklaşmayın..

Ben Oldum,Senin Bildiğin kadar

Ben sana rastlayana kadar hiçbirşey bilmiyordum Ne sevincim vardi ne öfkem Ne mutluluğum vardı Ne de bi halt edebiliyordum Bi hayalim bile yoktu inan sevdiğim. Sonra seni buldum işte Nimetimi buldum Gözyaşların vardı senin Feryatların vardı duyabildiğim Acıların vardı en saklı köşelerinde Ama hayallerinde vardı Azmin vardı Bi heyecanın Istediklerin vardi hayattan: Senden aldıklarına rağmen Umudun vardı yarınlara Gulusune tat katan acıların vardı. Benim bi haltım yoktu Bi haltta olmazdı benden Hayallerini gördüm işte:yaşanması gereken Sonra hayalim oldun Yegane mutluluk oldun,yarınlarıma Yancı oldum senin hayallerine.. Sevdim seni en çok Ben doktor olabildim seni sevdikten sonra Yara sardım Yaralarımı unutup Psikolog oldum arada Psikoloji nedir bilmeden Ben ilk kez bi işe yaradigimin farkina vardim.. Arkadaş oldum,ilk kez Sır taşıdım kendimden ağır Dost oldum ben Asla karsı koyamayan. Ben sarhoş oldum Hiç ayık yaşamadan Ben ben oldum işte Senin bildiğin kadar..

Bir Kadını Çok Sevdim Ben

Bir kadını çok sevdim ben İçinde bir sürü dert var sayamadığım Ben onun bazı dertlerini bir şekilde çözdüm Ve ben onun bazı dertlerine kendimi ekledim Cemaline bakabilsem böyle olmazdı biliyorum Emsaline denk geldim bir tek aynalarında bilesin.. Bir kadını çok sevdim ben Gözlerinde hasret var dilimden okuduğu Ben onu ezbersiz bir şekilde okudum Ve ben onun kokusunu bir şekilde dokudum Korktuğumda sen olsaydın böyle olmazdı biliyorum Ve en büyük korkumda sen oldun bilesin.. Bir kadını çok sevdim ben Süretinde sekiz beni var sayabildiğim Ben onu bir şekilde bulup sevdim Ve ben onu bir şekilde bulup kaybettim.. Acemiliģime gelmese böyle olmazdı biliyorum Ve içimden geçenlerde bunlar değildi bilesin Bir kadını çok sevdim ben Velhasıl sevdim işte epey Elime yüzüme bulaştırdım gönül katliyamımı Şimdi seni attığım o uçuruma atlayayım mı? Kendimi bilseydim böyle olmazdı biliyorum Ve ömrüm diz üstü bir sana eğildi bilesin Bir kadını çok sevdim ben Bir kadın ancak bu kadar sevilirdi Velhasıl sevdim işte O kadar..

Ben Zaten Batıyordum

Ben zaten batıyordum Timsahın daha derine batmak için yuttuğu taş gibi Seni yuttum sevdiğim.. Özür dilerim.. Daha derinlerde kayboldum Kendi başıma ne ederim bilmiyorum Zaten şikayetim yok Çoçukluğumun kaybını yaşarım Yine kaybederim en fazla Tek acım var işte Seni kaybetmek! Ve bu acının bir gebesi Seni bulamayacak olmak.. Hep sonradan gelir aklım başıma Şimdileri anlatmak yaşayamadığımdan zor. Ya geride kalan birşeyleri hesaplıyor Yada ònüme gelmeyecek olan hayallere harcıyorum nefesimi Her gün ölüyorum kadın senden uzak Sana attığım her adım başı bir tuzak Sana ulaşmayan yol yapmışlar Beni de o yolun müdavini Düzenbazın taksisinde yol uzamıyor Yol kayboluyor en ağır bedeli ödetmek için Olaylar cereyan ediyor birtakım Kolaylıyorum biraz geçecek gibi Bakabiliyorum sadece Olmayacağına, Kalaylıyorum bende zira en beterinde geceyi..

Uzat Bana Ellerini

Hadi üfle Söndür doğurulduğun gün şerefine Bende bir sigara daha yakayım Belki içerim diye.. Sen atıver içindeki tüm sıkıntıları Ben bir sigara daha yakayım Gözlerim yaşarsın acı bir gözyaşı için Parmaklarım is koksun Bir sigara daha yakayım Fonda cem adrian çalsın Mutlu yıllar' Haftadır susmadığı gibi Şimdilik iki paket sigara mahvolsun Benim beceriksizliğimle.. Ama bu sefer Sen benim için tut kendi ellerinden Benim için okşa saçının her telini Avuçlarına al yıldızları Ay tozu serp üzerimize Sinmiş sigara kokusunu söküp alsın Ve bu kez kendin için tut benim ellerimden.. Bu sefer yanılmış nakaratlar. Şarkılar susar bir gün bir daha başlamaz. Güneş doğmaz artık yıldızlar var, Dualarla gökyüzü dolar. Ömrümden kayar gözlerin,batar, Gök,yüzün kadar.. (Ve çamurlu yorganı üzerime atar bildiğim bütün dostlar. ) Her yer sızı acılarım daim Soyadım da Kara An'ılarla Düşünme gayrısını Ben bir sigara daha yakayım.. Dokunduğun her yer müebbet artık Minicik ellerinin parmak uçlarında Ben en çok bu gece ölürsem Sen en çok bu gece mi doğarsın (söyle) (Ve son bir kez dinle) Sen doğ önce Sonra ben kendimi öldüreyim kollarında En çok bu gece..

16 Kasım 2015 Pazartesi

Biri Gelse Ekim Ortası

Biri bir ekim ortasında çıkıp gelse Bitirse bu hasreti ansızın.. İçindeki sızıları unutup çıksa karşımıza Biri çıkıp gelse ve onu ilk ben görebilsem Onu ilk görmek beni ne kadar mutlu eder anlatamam da Acaba o son kez kimi görüpte gelecek Yada kimi görmek isteyecek.. Çıkıp gelse bir ekim ortasında Ama otuzunu devirmese Beklemekte bir hacet yok Fakat bekletmese Acılarını alıp gelse de Bu yolda acıya vuslat ekletmese.. Önceden herkese selam gönderse Gelip ilk bana görünse Hasreti gözlerimden görse Hasreti özünden öpse Sonrasını bilmem de iyi gelir mi o an? Ekimin 1'i ortasında biri gelse Sonra ekimlerde gitse takvimlerden Bize kasım kalsa,o gelse ve iyi olsa Yada ekimin başı,gün ortasında biri gelmezse Görmez dayanamazsam hemen ağlarım Onu ilk ben görsem kelimelerle anlatamam Yine ağlarım.. O gelse ve herşey gitse ömrümüzden İki Mavi güneş doğsa üstümüze Gözyaşlarımız tahribat yapsa içindeki büstte Sigaranın öldüremediğini Bir intiharla kessek Haram olsa surat asmak Katli vacip olsa da katletsek İçinde diri duran katili. Fermanı gerçekleşse şiirlerin Ölü olanlar tuttuysa yaşayanların yasını Şimdi yaşatanlar yutsa bu zehrin aşını. Acılar gerileme dönemine geçse devrin ihtişamsızlığından Ve sen çöküşten çıksan Gönlünü ıslatsa ıslahatların.... Ekimler gitse,sen gelsen Ve seni ilk ben görsem..

Bitti Sel Hayat

Gün 24 saat Benim günlerim daha az Saatlerimde pek yoktur Topu topu uyumadan oncesi Yattıktan sonrası işte. Gerisini hatırlamıyorum Zaten varlığına inanmadığım bir kaç şeyden biri Neyse O vakit aralığinda cebelleşiyorum Ve o arada yaşıyabiliyorum seni aynı zamanda sensizliği Bir kaç satır bir şey karalıyorum yanlışlarıma Sonra küfrediyorum senden gelen yanılmışlara Unutturduklarımı tekrar hatırlayıp yakışlarına Tekrar aynı acıyı tatlandırmana Ben unuttun zannetmiştim Benden öncesini unutturmak için yakmıştım kendimi Sen kül ettin ne varsa Ben yakıp geçmiştim kabuk bağlayıp Sen yıkıp geçtin çabuk ağlayıp.. Yeniden dirilttin hataları Yeniden hayat bahşettin Yeniden uyandırdın ne varsa uyuyan Hataları bitkisel hayata sokmuşken Bitti'sel hayatını başlattın En durgun pişmanlıklarının..

Herşeyi Söyleyebilmek Mümkün

İstemiyorsun konuşmamı Söyleyebildiğim bir kelimeye Bir paragraf yağdırıyorsun Memnuniyetsizlikle karışık! Bildiğini okumuyorsun Bildiğini yazıyorsun kaderim yazılmışlarına, Keşke satırlarımı duysan da anlasan Sana yazdıklarım en demliler mi? Açıklamasına ihtiyaç duyulmayan sözlükteki kelimelerdenim.. En büyük keder,elim hep elemler de mi? Bir yer var biliyor Orhan Veli 'Herşeyi söyleyebilmenin mümkün olduğu'.. En çok buna inanmak istiyorum.. Anlamını yitirmiş deyimlerin deymeyenleriyim Yapılan yanlışların merkez hattı,bir yerdeyim Nedensiz nedenlerimle ağlıyorken her gece Hikayemin dolmayan boşluklarında er gec, ölen de benim! Kalabalıkta yapılan efeliğin odak noktasıyım Azığımda bitti şu sıralar Dahası var benden aldıklarının Tenhada özür dileyenim bile yok Azlığının eksiklerini tamamlıyorum.. Üstündekine kızıyorsun,ait olduğun parçana, Sana uyguladıklarını bana ugyulayıp. Bende sana kızıyorum ait olduğum parçama Uzaklarda özlüyorum seni Uzaklarını seviyorum.. Yakınlarına alışamadım!..

Sekiz Artı Bir Ben

Bir ben var Alnının sol tarafında En okunaklı yeri alın yazının Kuzeyi gösteren kutbun yörüngesi sanki İki ben var Sol gözünün şaftında Futbolda ki mevcut iki kale direği Adamın dudakları gol oluyordu şakağında.. Bir ben var Sol yanağının merkez hattında Tam da iki parmağımla makas almalık.. Bir ben var Sağ yanağının çene yakınlarında Kıyına vurmuş adamın cesedi var açıklarında.. Bir ben var Burnunun sol yamacında Ölümle yaşamın bir adımlık arafında Dudaklarında yaşamak için,intiharlık.. Bir ben var Çenenin sola yatkın sınırında Boynuna geçen gümrük görevlisi Torpili en çok bende geçen,öğrencisin.. Bir tane daha ben var İki dudağının sol birleşen kısmında Bir buseyle gülen yüzünün Gamzene yerleşmiş dudaklarım,hıfzında Bir de "ben" var solunun tam ortasında Noktasına kadar ıslanmış bedeninin Noktasındaki aşığıdır ebedi..

Uykular Saklı Mülteci

Sen denizi olmayan bir şehirde deniz ararken Ben senin olmadığın bir şehirde denize küstüm Üstüm başsız bir karanın sahiline vurdu Baş gösterdi yaralar.. Kara kara seni düşünüyorum bu aralar.. Bu arada! Geceler aymaz geceler koyu yalnızlık Sabahı sen olmayan bir günün ayazı vuruyor yüzüme Özlemin kaplıyor göz kapaklarımı Uykusuzluğun esiri olmuş bedenim, Uyumaktan korkar oldum Uykularda sakladım seni Zaten uykular,saklı bir mülteci Ben en bahtsız bedevi Satıyorum seni gecenin kuytusuna Devriyelerin ruhu duymuyor Devriliyor ruhum duymadığın için isyanımı Siyahında aklanıyor acılarım Sinmeyen ahlarım canlanıyor Hüküm giysin yalnızlık Yükü kalksın sol omuzumdan Bu gece cellat ayrılığın boynunu vursun Son olsun bu gece sana olan hasretim.. Ben artık senin sesinde demlenmiş bir günaydın duymak istiyorum..

14 Kasım 2015 Cumartesi

Yinede Sana Anlatayım

Sana anlatıyorum Yaşadığım daha doğrusu hayatımı sürdürdüğum 3 metre kare boşluğumu Cok üşüyorum bu aralar Heleki ansızın uyanıyorum Koşup camları kapatıyorum Yokluģun daha fazla yerleşip buraları doldurmasın Beni her hareketimde gafil avlamasın diye.. Şuan ne kadar ağladığımı bilsen Boğulmak istersin emin ol her damlasında Şahitlerimde bana eşlik ediyor Odamı mesken edinmiş yirmi beş örümcek haftalardır dökmeye üşendiģim yarım bardak suyum Üstünde bakteriler bile yuva yapmış Bardakla kireç arasında duygusal bir bağ var.. Yaşamayan şahitler işte hepsi Tıbkı ben gibi Tarif edemediklerim de var Mesela birisi kaybolurken öteki yok olacak Kireçler ayrılırsa bardağından yuvaları yıkılacak bakterilerin Örümcekler terki diyar edecek bu pasaklı meskeni Bu olanları ben yine sana anlataçağım Başkası duyamayacak sessizliğimi Yada herşey kalacak yerli yerinde Ben öleceğim bir şekilde Şahitlerim duyuracak sana yaşadıklarımı Onlar olacak benim sesim Ve hiç susmayacaklar,şahidi olduğu adam gibi..

Konuşturan Korkum

Bana lazım olan güç Tükenmişti geçmiş bir vakitte Geçmeyenleriyle kalmıştı kalbim. Boynu bükük vermiştim kararımı Arkasında durabilmek için ezilmiştim. Döndüğümde yüzümü,en yüzsüz halimi yaşamıştım bütün hayatımın. Soğukluğunun katreleri boşalmıştı Buz kesmişti bileklerim. Şimdi yaşadıklarım Cesaretimden değil Seni kaybetme korkusundan. Ucuz bir kahramanlık gibi görünse de Bedeli çok ağır meblalara tekabül ediyor Bedenim bu savaş,kabul diyor Korkaklığım beliriyor duygularımın önünde Suskunluģum anlatıyor çaresizliğimi Konuşamamak yakıyor iki bedeni Şimdi sana hasretim en demli sabahların Kendime kırgın bana kızgınım duyulmaz ahlarım Kaderde yılgın,duanda en gür arkım Alın yazının en okunaklı yerinde yazgınım

11 Kasım 2015 Çarşamba

Beni Şiirlendirme

Rabbi esir ve de dua sür gönül hicaplarıma İhtiyaçım olan da kahrın değil Gel buluşalım dualarda Ak,ışına denk gelsin kaderim Akışına bırakalım kederi Birakırsan düşerim en derine Bir akarsan düşlerime Yaşarım doğduğum gün yerine Dinlemeyi öğrenirim Hemen ardından konuşabilmeyi.. Başka bişey ögrenmeden Seni aramaya çıkarım Kalanları sen öğretirsin zaten. Kaybettiğim güne meydan okumak için Seni tekrar kazanırdım. Kendinden hiç bu kadar emin olmamış bir halde Bendini çiğne aş gerekirse Gelebilirsen tan vaktinde gel Yıldız gibi parılda karanlığıma Acele edip erken gelme Geç kalıp varlığına direndirme, Yokluğunu şiirlerle karşılarım Beni sakın şiirlendirme!!

Bir Bedende İki Hayat

Gün aşırılarım çok oluyor Günler aşıyor haddini İç sesimi bastırıyor sòylediklerin. Kulaklarımda hâla iğnelediklerin Akşamlar nasıl oluyor anlamıyorum Akşamları başlıyor mesaim Sabahı görebilmek için. Tan vaktine kavuşuyorum hep Coğu kez geçiyorum tam vaktini. Sabahın sarısında kapanıyor Gözlerimdeki kırmızılıklar.. Hep neden uyuyamadığımı merak ediyorum Her gece başucunda yaşadığımı unutup Uyuyorum en güzel rüyalarında Bir bedende taşıyorum iki hayatı Bende yaşayamazken Sende uyuyorum.. Sen uyutuyorsun bende yaş,aymazken Ben her gün ölüyorum burda Kokunun etkisiyle sende dirilirken..

Uyuyandan Medet Bekle

Sen sevmezsin bilirim ama Yinede uzattim saçlarımı Eksik olan bölgeleri tamamlanmamış halde Sakalım da uzadı bayadır.. Suskunluģumu yazarak gideriyorum Tüm çabam konuşabilmeyi becerebilmek. Çok yıldığım oluyor Vazgeçme noktasına kadar geliyorum Sonra bir şiir daha yazıyorum açıklarımı kapatabilmek için Çocukluğumun eksikliğini bir şekilde gideriyorum Yerini tutuyor mu diye sorma Senin yerin apayrı bir ütopya.. Kayıp olan çoçukluğumun oyun parkı En geniş özgürlüğüm En kafası güzel halim Olmayan günlerimin sarhoşluğu.. İnsanın yine çılgınlık yapası geliyor Bir yılbaşı gecesi uçuşuyor fişekler Belediye bankında sabahlayamıyor bedenim Uyuyan bir nedenden medet umuyor.. Yada dönme dolabın en tepesinde Yükseklik korkusu olan iki delinin İçlerinde nedamet duruyor.

10 Kasım 2015 Salı

Söv Arkamdan

Aklım dününde kaldığından Bugün duyamıyorum dediklerini Geliyorum aslında sen demeden Bir de gel diyorsun en derinden Daha bi zorlasıyor sanki yollar Bekleyenim sen olduğudan. Gelirken düşünüyorum hep Ya gelemezsem diye Yada gelipde bulamazsam diye Bir anlaşma hazırlıyorum sana Çok adi biliyorum! Kızma bana düşündüklerim için Söv arkamdan ebemin nikahına kadar İlk gördüğün yerde patlat iki tokat Yada ne biliyim yap birşeyler Herşey mubah olsun bana Gerekirse nefret et benden Ama sarılma başkasına

Bitecekse Öpücükle

..... Tartıştığımız şey isterse müdavimi olmadığımız bir şey olsun Yinede tartışalım eğer öpeceksen Mecliste birbirine atıp tutalım Ben ana muhalefet olayım Senle tartışayım ülkenin gidişatını Küfürleşmeye başlasın ortam Sonra meclis başkanı ara versin Biz arkada çay içelim seninle keyif olanından Hatta sigara da yakalım Küllükte yanıp sönsünler içmeyiz ne olcak Kan davası heybeti taşısın mesele Namluları doğrultalım birbirine Havaya iki el ateş edelim Bitirelim mermileri hırsımızdan Sonra koşup boğazlayalım birbirimizi Sarılıp unutalım sonra Seninle her kavgaya varım ben Bitecekse sonu öpücükle...

9 Kasım 2015 Pazartesi

Mezbelesi Çok Ardımın

Ne var ne yok soranlara İyi bi haber yok,diyorum İyi haberler bana esmeden geçiyor. Yüreğim gözüme geliyor yine Şamandırası bozuk acılarım damlıyor,yanaklarımın vadisinden. Omuzlarımda çektiklerimin en adisi duruyor Yokluğunun çorak arasizinde çatlıyor dudaklarım. Nefesim buram buram dert kokusu Tarumar edilmiş buram'da sen korkusu Burnumda hasretin en dik yokuşu Vâr ol da kalan ömrüme kokunu sür Gökyüzü içimde yıllansa sen kokuşur Kulpları tutmaz kalbime kilit vurmuşum İçime kapandıkça sana açılmışım İçime kapandıkça,yar'a açmışım Kalbimin gurultusu sana aç'mış Yediğim haltlar yüzünden, Mezbelesi çok,ardımın Kurtulamadığım tonlarca günaha bulanıp Uygun adım arş'ına çıkıyorum Kalp üzeri yere çakılıp aşkının yamacından...

Bir Tel Tokayla

İki dağ düşün Farklı yerlerinden akan ırmağın Bir yerde ansızın buluşması gibi Buluşmuştuk ansızın aynı muhitte. İlkin tiyatro gösterisi vardı sahnede Benim bilmediğim ve bu nedenden sevmediğim Omuz omuz'a geçen mücadele sonucu bir ömür seveceğim.. Doğaçlama başladı olmasını istediklerimiz sanki. Olmaması gerekenler daha fazla tabi.. Bana ait olmayan gözyaşların eritmeye başladı bedenimi, Derdimi unutup ağlamıştım senin yerine Sadece sen gülersen olabilirdi mutluluk Ve koleksiyon vardı tel tokalardan Lise kravatının asil göreviydi onları taşımak. Köşe başı tek kişilik durakta oturdu çift kişi Bir tane daha alma niyetiyle uzattı elini Küçük bir şeyle,umduğundan fazlasını buldu avucunun içinde.. Bir tel tokayla birlikte..

Şimdi Uğur'lar Paşasını

Bu gece işte Bu gece kara gecem. Seni en çok bu gece özleyeceğim. Ve artarak devam edecek bu özlem. Silebilme yetkisini kullandığın bu gece Mutluluk yetimi kaybettiģim gece. Bu gece söndü işte yıldızlar Yıkıldı gökyüzü kararlarımın üstüne Üç metre kare boşluğumun kapandı kırk milim penceresi Yağmur damlalarının ayak izleri içimde kalıyor cıkardığı seslerle birlikte Mutlu edemediğimin şimdi mutluluk tablosunu izliyorum Aynı şarkı çalıyor otuz küsür kez Git diyor önceleyin Sonra me takısını ekliyor uzatarak Daha hazır değilim diyor Halil Sezai sanki sessizliğimi anlayarak Ben geri gidiyorum zamanın gerisine Senli günleri izletiyorum gözlerime Suratımda çıkan yaraları kurcalıyorum hıncımı cıkartmak umuduyla Hınca hınc daha bi doluyorum İçimdeki bu kuruntuyla. Sessizliğin en dibini görüyorum Suskunluğumun bela olduğu bize,bir kat daha örüyorum Yine konuşamıyorum Yine kızma,suskunum Dert etme olması gerekenleri Yapımını beceremediğim bir aşk yapıtsın Tüm uğraşlar mutlu olman için yaşasın Şimdi uğur'lar Paşasını..

6 Kasım 2015 Cuma

Renkli Çoraba Kısa Paça

Bokundan geçilmiyor yürüdüğüm kaldırımlar İnan pantolonuma değmesin diye git gide kısaltıyorum her geçen gün.. Sadece o da değil, Hayallerimi kısaltıyorum Tebessümlerim eksiliyor suretimden, En çokta tarayamadığın saçlarımı kısaltıyorum zamanla. Uçlarında çok can taşıyor kırıklarla dolu. Köklerindeki tel tel dökülen dökülen isyana karşı koyamayan bir başım var,aklar üşüşüyor sanırım ben zaten ilk önce gözümden yaş'landım. Ulaştıda gözyaşımın acı renkleri parmak uçlarıma,çoktandır Ben boyumun ölçüsünü okkalı aldım. Bak belli olmasın diye renklendirdim çoraplarımı,pisliklerde bulaşmıyor artık paçalarıma.. Hem dikkat çekiyor biliyor musun? Dostlarım yaş'ıma bakıyor Döktüğüm gözyaşlarını da düşmanlar paçalarımda arıyor..

5 Kasım 2015 Perşembe

Affetmemekte Sevdaya Dahil

Bana bir kalem verin, Bir kadına şiir portresi karalayacağım Nakş edeceğim onu mısralara, Israrlarıma karşı koyamayacak hiçbir kelam. Lakin sevildiğine inanmayan bir kadın hiç yazmadım, Varsa bana bir inançsız sevgi verin. Ve uzaklasin bu bombalı bir intihar, Sessiz olun aşkından ölenler olabilir. Belki de ölüm sessizcedir, En dipsizi de ölümün belki de benimledir. Bana bir kalem vermeyin, Yoksa bir kadını karalayacağım şiir portlerinden, Aksedecek acılar, Sırayla önümden geçenler canlanacak. Asrına karşı koyacak yüzsüz yılların, Yılanların yüzünü de soyacak kalemimden çıkan aslanlarım. Asılanlar olacak, gömdükçe dirilen hain, Hani çok sevip hiç sevmemiş gibi gidenler var. Yani var olup, olmayan bir mutlu dünya düşün.. Aslında ne yaptığını bilmeyen şaşkında, Sevdiği kadını öldürmüş eli kansız tek katil. Hadi hiç ummadığim bir anda sende git, Eninde değil sonunda ebenin nikahını gör bari. Cenini ölmemiş bir aşkı affetmemekte sevdaya dahil..

4 Kasım 2015 Çarşamba

Yeniden Sevebilirim

Olursa eğer bir gün olmayacaklar Yeniden sevebilir miyim? Yine öylesine biri Ölesiye bana bir şeyler anlatırsa Kırk yıl kölesi olmamı istemeden, Bana birşeyler öğretirse Yeniden sevebilirim.. Yeniden önceki yaşlarım olursa biri Yaşayamadığım o yaşlara, yaş akıtmazsa Yada o yaşları yaşatırsa, Yeniden sevebilirim.. Ben deniz kabuklarıyla ettiğim dansı Ertesinde tek kişilik şov ile Sokağının ortasına emanet edersem Yeniden sevebilirim.. Olurda dinlemek istersem yine başka acıları Baş tacı yapabilirsem birini aşkımın noksan açısına Ve buna cesaret edebilirsem Yeniden sevebilirim.. Bir gün birine ömrümün tokatını atıp Bundan zerre pişman olmazsam Yeniden sevebilirim.. Yılmışlığın yılbaşında, Közü bitmiş bir ateşle körüne dek sabahın Ayazında uykuya tercih edilirsem Ve kızamazsam Yeniden sevebilirim.. Bir gün tam olmayan aklımla Beraber hazırladığımız zehirli suyu Beraber içersem yirmi lira uğur'una Yeniden sevebilirim.. Tel toka almak niyetiyle uzattığım ele Çılgınlık yapıp elini uzatırsa biri Yeniden sevebilirim.. Durduk yere karşımda başkası için gözyaşı dökerse Ve bunu kaldırabilirsem bir kez daha Yeniden sevebilirim.. Benden daha çok sevdiklerini söyleyip Beni en çok seveceğine inandırırsa Beni ihtimaller dahiline sokup, istisnasız kendine aşık ederse. Bende buna tahammül edebilirsem Yeniden sevebilirim.. Konuşacaklarımı biriktirp Sesini duymamla unutursam birikip taşanları, Yeniden sevebilirim.. Aklımın almadığı bir çok soruyu boş bırakıp Kağıttaki ad soyad kısmına nasılsa beni seviyor gibi yüzsüzlük içeren cümleler yazıp O sınavdan yüz almayı umarsam Yeniden sevebilirim.. Olurda ilk gidişimde çok sevdiğim tiyatro gibi Tadını dahi bilmediğim birşeyi Biri yüzünden seversem ilkinde Ve omuz omuza geçen mücadeleyi İki tarafında kazandığını bilirsem O zaman yeniden sevebilirim Ve o gün yeniden sevinebilirim.. Ben eğer yaşanmamış çocukluğumu bulursam birinde Unutursam o gün ve öncesini biriyle ve bir inde İşte o gün yeniden sevebilir Tamda o gün yeniden sevilebilirim..

En Çok Yaz'madığım Mevsimde Üşüyorum

Yar araladım tüm sıklıkları, Esen rüzgar içimden geçiyor Yağan yağmur dibime düşüyor artık En çok seni yaz'madığım mevsimde üşüyorum.. Düşlediğim ne varsa düşüyor, Buz kesiyor bileklerim Bilemedim yaraladım. Haketmediği şiirleri bir kadına yazdım, Öyle hissediyor,susmuyor dedikleri Bir kadında yaşadım Hak edemeyeceğim şiirleri Aslında şiirlerin haketmediği bir kadınla aştım, Bana müstehak tüm engelleri. Dengeleri bozuk hayatın, doruklarında şaştım. Donuk dudaklarımda adın, Aşınan sevgimde söyle:sana hak mı? Araladım, Kozmik odasındasın gönül kapılarımın. Dertler silsilesi çok ardımın En arka köşede oturdum Köşede kalmış hayatımı düşünüyorum.. Ve ben en çok Seni yaz'madığım mevsimde üşüyorum..

1 Kasım 2015 Pazar

Akvaryumdaki Özgürlük

Yazdıklarım ağzımdan çıkmadıkça Bunu bir isyan olarak algılamayın Zira isyanı konuşmakla başlatabilirdim İsyanla işim olmaz benim. Hem öfke duygumun sinyallerini kapattım Bilmediklerimi okuyamıyorum Senin bildiklerinle yaşıyorum Benden istediklerin çok değil biliyorum Lakin çoklarını tamamladığım hayatımın Azlarına mı takıldın bilmiyorum Ben yanlışların çoklarını azalttıkça sen azlarıma çok baktın. Bakmamam gereken gözlere çok battın. Sanırım içime çok attım Şeklime aldanan gönüller çok arttı. Anne yardım et bu efkar beni dağıttı. Ama kızma içmediğim sigaraları saçımla astım. Sakalıma hapsettim ihanetleri ve ibnelikleri. Lanetlendim sanırım ne dersin Hem hayallerimi toplamıştım saçımda Açımda duruyordu o silüetin. Hani uzaklarında gözlerimi yaşartan. Şaşırtan tepkileri yeşerten yosunlar Yetişemediklerini o deniz kenarına bıraktım. Şimdi umrumda olmayanlar da doysunlar. Sende takılma artık Okayanus kıyısında duran akvaryumdaki öz hürlük Özgürlük değildir.