25 Kasım 2015 Çarşamba
Yüreğime Kadar Recm Edildim
İnsanlar konuşa konuşa da
Her dili olan konuşsa
Kulaklarımda birikenler kokuşmaz mı mı?
Ölümle paslanmış buldum sesini,
Senide duyamadıklarım haşlamaz mı?
Başlama,seni haketmiyorumlarına başlama
Biz seninle neden anlaşamayalım
Biliyorsun hayvanlar bile koklaş koklaşa,
Biz neden konuşalım?
Aristo dememiş mi?
İnsan düşünen bir hayvandır'
Öyleyse ben konuşamayan bir insanım
Yine düşünmeden sevdim seni..
Anlatamadım,
Yine kötülüğüm dillendirildi
En iyisi mi konuşmayalım.
Hem dilinden güzel kokun dirildi
Dinlenmeden de koştun bana
Canımdan giden yokluğuna ecel dedim
Hınca hınç doluyken sende sakın,taşlama
Zaten yüreğime kadar recm edildim..
Sana Susmayı Özledim
Sana susmayı özledim
Nefret ettiğin halde sana susabilmeyi
Sen sus dedikçe ben konuşamamayı özledim
Seni özledim
Ve sevemedim ekim sabahlarını
Bir günden hariç
Hep soğukluğu vardı
Hep bi boğuk gelirdi sesim
O gün işte o gün hariç
O gün özlemlerin yok olup
Yıldızların doğduğu gün
Yeryüzünde bir tanesinin hüküm sürdüğü
En çok sancıların doģduğu gün,o gün..
Bugün üç yüz altmış dört gün sonra gelince
Bu dünyaya gelişini düşundüğün gün..
Kalan altı saatin hesabı yapılmadığı gün..
Yakılacak 6 sigara daha var yılmışlığın yıllarından
Yine başarısızlıkla sonuçlanan..
Aklına gelir hayatının gidişatı eminim
Gidiş atını da ben zorladım
Savaş başlattım anılara
Hepsini yok mu ettim kendi ellerimle..
Hepsini kazansam ne yazar
Kokunda kaybettim
Düştüm olduğum yere
Sen çık yola bana kadar gel
Hazır gelmişken
Beni de o savaşta katlet
Vacip kılınmazsa günahı benim boynuma..
Elhamdülillah..
Vişneli Salatalık
Seni isterdim günlerden
Geceleri feda ederdim..
Seni hićbir uykuya vermezdim
Seni izlerdim boydan boya
Özlemle kucaklar,
Hasretle öperdim..
Geceleri sadece sen olurdun
Sen gece olurdun
Ben 24 saat geceyi yaşardım
Çok isterdim seni
Affedip herkesi,sarılırdım dolu dolu
Hem sana sarılınca herkes yok olurdu..
Yok mu oluru?
Teninden yüzüme akseden güneş ışınları
İçimin kutuplarını çöle çevirmez mi?
Dahil olmaz mı bir günaydın öpücüğü dudaklarıma,dudaklarından..
Sen hiç öpmek istemez misin boynumdan
Sırtımdan sarılıpta asmak istemez misin beni
Kalbinin en ücra köşesine dahi?
Yer soframı beğenmez misin?
Vişneli salatalığa katmaz mısın tadını?
Bir kuru ekmegi bölüşmez misin?
Buharına karışan kokunla demlemez misin çayımı?
Seni bilmem ama:
Ben çok isterim..
19 Kasım 2015 Perşembe
Lütfen Şiirle Yaklaşmayın
Benim gidişim
Yaptıklarını meşru kılmaz sevdiğim
Gidişim kanun dışı olsada
Minarelerine kılıf olmaz.
Şimdilerde haklısın
Sana en çok ihtiyaç duyduğumda olmamalısın
En çok ihtiyaç duyduğunda yoktum
Bir açıklaması yok,affola
Bende günümü gün etmedim bilesin.
Yokluklara dert ekledim
Dertler yok olmadı
Sende yoktun
Ama sakındım adını
İçinde dert geçen cümlelerden,
Yokluğunu erteledim bu sefer
Günlerim sende kaldı
Dünüm zaten sendeydi
Bende sende kaldım..
Buralar hep yarım..
Yarınlar hep eksik..
Şimdi sağ sol çatışmasında
sol tarafın kaybettiği bir zamandayım.
Sağ kalanlara selam olsun..
Birileri ölecek sözlerimle kimbilir
Ben yaşar mıyım bilmiyorum..
İçimin postmodern darbesini
gerçekleştireceğim yakında.
Ben,ben olmaktan çıkacağım
Ben ben olabilmek için çok
bedel ödedim diyenlere inat
Yaşadıklarımı yok sayıp yaşayacağım
Kaybedilen güven geri gelmeyecek
Sağım solum belli olmayacak
Sol'umun yıkıklığından
Acı tankerimi ağzına kadar dolduracağım
Lütfen şiirle yaklaşmayın..
Ben Oldum,Senin Bildiğin kadar
Ben sana rastlayana kadar hiçbirşey bilmiyordum
Ne sevincim vardi ne öfkem
Ne mutluluğum vardı
Ne de bi halt edebiliyordum
Bi hayalim bile yoktu inan sevdiğim.
Sonra seni buldum işte
Nimetimi buldum
Gözyaşların vardı senin
Feryatların vardı duyabildiğim
Acıların vardı en saklı köşelerinde
Ama hayallerinde vardı
Azmin vardı
Bi heyecanın
Istediklerin vardi hayattan:
Senden aldıklarına rağmen
Umudun vardı yarınlara
Gulusune tat katan acıların vardı.
Benim bi haltım yoktu
Bi haltta olmazdı benden
Hayallerini gördüm işte:yaşanması gereken
Sonra hayalim oldun
Yegane mutluluk oldun,yarınlarıma
Yancı oldum senin hayallerine..
Sevdim seni en çok
Ben doktor olabildim seni sevdikten sonra
Yara sardım
Yaralarımı unutup
Psikolog oldum arada
Psikoloji nedir bilmeden
Ben ilk kez bi işe yaradigimin farkina vardim..
Arkadaş oldum,ilk kez
Sır taşıdım kendimden ağır
Dost oldum ben
Asla karsı koyamayan.
Ben sarhoş oldum
Hiç ayık yaşamadan
Ben ben oldum işte
Senin bildiğin kadar..
Bir Kadını Çok Sevdim Ben
Bir kadını çok sevdim ben
İçinde bir sürü dert var sayamadığım
Ben onun bazı dertlerini bir şekilde çözdüm
Ve ben onun bazı dertlerine kendimi ekledim
Cemaline bakabilsem böyle olmazdı biliyorum
Emsaline denk geldim bir tek aynalarında bilesin..
Bir kadını çok sevdim ben
Gözlerinde hasret var dilimden okuduğu
Ben onu ezbersiz bir şekilde okudum
Ve ben onun kokusunu bir şekilde dokudum
Korktuğumda sen olsaydın böyle olmazdı biliyorum
Ve en büyük korkumda sen oldun bilesin..
Bir kadını çok sevdim ben
Süretinde sekiz beni var sayabildiğim
Ben onu bir şekilde bulup sevdim
Ve ben onu bir şekilde bulup kaybettim..
Acemiliģime gelmese böyle olmazdı biliyorum
Ve içimden geçenlerde bunlar değildi bilesin
Bir kadını çok sevdim ben
Velhasıl sevdim işte epey
Elime yüzüme bulaştırdım gönül katliyamımı
Şimdi seni attığım o uçuruma atlayayım mı?
Kendimi bilseydim böyle olmazdı biliyorum
Ve ömrüm diz üstü bir sana eğildi bilesin
Bir kadını çok sevdim ben
Bir kadın ancak bu kadar sevilirdi
Velhasıl sevdim işte
O kadar..
Ben Zaten Batıyordum
Ben zaten batıyordum
Timsahın daha derine batmak için yuttuğu taş gibi
Seni yuttum sevdiğim..
Özür dilerim..
Daha derinlerde kayboldum
Kendi başıma ne ederim bilmiyorum
Zaten şikayetim yok
Çoçukluğumun kaybını yaşarım
Yine kaybederim en fazla
Tek acım var işte
Seni kaybetmek!
Ve bu acının bir gebesi
Seni bulamayacak olmak..
Hep sonradan gelir aklım başıma
Şimdileri anlatmak yaşayamadığımdan zor.
Ya geride kalan birşeyleri hesaplıyor
Yada ònüme gelmeyecek olan
hayallere harcıyorum nefesimi
Her gün ölüyorum kadın senden uzak
Sana attığım her adım başı bir tuzak
Sana ulaşmayan yol yapmışlar
Beni de o yolun müdavini
Düzenbazın taksisinde yol uzamıyor
Yol kayboluyor en ağır bedeli ödetmek için
Olaylar cereyan ediyor birtakım
Kolaylıyorum biraz geçecek gibi
Bakabiliyorum sadece
Olmayacağına,
Kalaylıyorum bende zira en beterinde geceyi..
Uzat Bana Ellerini
Hadi üfle
Söndür doğurulduğun gün şerefine
Bende bir sigara daha yakayım
Belki içerim diye..
Sen atıver içindeki tüm sıkıntıları
Ben bir sigara daha yakayım
Gözlerim yaşarsın acı bir gözyaşı için
Parmaklarım is koksun
Bir sigara daha yakayım
Fonda cem adrian çalsın
Mutlu yıllar'
Haftadır susmadığı gibi
Şimdilik iki paket sigara mahvolsun
Benim beceriksizliğimle..
Ama bu sefer
Sen benim için tut kendi ellerinden
Benim için okşa saçının her telini
Avuçlarına al yıldızları
Ay tozu serp üzerimize
Sinmiş sigara kokusunu söküp alsın
Ve bu kez kendin için tut benim ellerimden..
Bu sefer yanılmış nakaratlar.
Şarkılar susar bir gün bir daha başlamaz.
Güneş doğmaz artık yıldızlar var,
Dualarla gökyüzü dolar.
Ömrümden kayar gözlerin,batar,
Gök,yüzün kadar..
(Ve çamurlu yorganı üzerime atar bildiğim bütün dostlar. )
Her yer sızı acılarım daim
Soyadım da Kara An'ılarla
Düşünme gayrısını
Ben bir sigara daha yakayım..
Dokunduğun her yer müebbet artık
Minicik ellerinin parmak uçlarında
Ben en çok bu gece ölürsem
Sen en çok bu gece mi doğarsın (söyle)
(Ve son bir kez dinle)
Sen doğ önce
Sonra ben kendimi öldüreyim kollarında
En çok bu gece..
16 Kasım 2015 Pazartesi
Biri Gelse Ekim Ortası
Biri bir ekim ortasında çıkıp gelse
Bitirse bu hasreti ansızın..
İçindeki sızıları unutup çıksa karşımıza
Biri çıkıp gelse ve onu ilk ben görebilsem
Onu ilk görmek beni ne kadar mutlu eder anlatamam da
Acaba o son kez kimi görüpte gelecek
Yada kimi görmek isteyecek..
Çıkıp gelse bir ekim ortasında
Ama otuzunu devirmese
Beklemekte bir hacet yok
Fakat bekletmese
Acılarını alıp gelse de
Bu yolda acıya vuslat ekletmese..
Önceden herkese selam gönderse
Gelip ilk bana görünse
Hasreti gözlerimden görse
Hasreti özünden öpse
Sonrasını bilmem de iyi gelir mi o an?
Ekimin 1'i ortasında biri gelse
Sonra ekimlerde gitse takvimlerden
Bize kasım kalsa,o gelse ve iyi olsa
Yada ekimin başı,gün ortasında biri gelmezse
Görmez dayanamazsam hemen ağlarım
Onu ilk ben görsem kelimelerle anlatamam
Yine ağlarım..
O gelse ve herşey gitse ömrümüzden
İki Mavi güneş doğsa üstümüze
Gözyaşlarımız tahribat yapsa içindeki büstte
Sigaranın öldüremediğini
Bir intiharla kessek
Haram olsa surat asmak
Katli vacip olsa da katletsek
İçinde diri duran katili.
Fermanı gerçekleşse şiirlerin
Ölü olanlar tuttuysa yaşayanların yasını
Şimdi yaşatanlar yutsa bu zehrin aşını.
Acılar gerileme dönemine
geçse devrin ihtişamsızlığından
Ve sen çöküşten çıksan
Gönlünü ıslatsa ıslahatların....
Ekimler gitse,sen gelsen
Ve seni ilk ben görsem..
Bitti Sel Hayat
Gün 24 saat
Benim günlerim daha az
Saatlerimde pek yoktur
Topu topu uyumadan oncesi
Yattıktan sonrası işte.
Gerisini hatırlamıyorum
Zaten varlığına inanmadığım bir kaç şeyden biri
Neyse
O vakit aralığinda cebelleşiyorum
Ve o arada yaşıyabiliyorum
seni aynı zamanda sensizliği
Bir kaç satır bir şey karalıyorum yanlışlarıma
Sonra küfrediyorum senden gelen yanılmışlara
Unutturduklarımı tekrar hatırlayıp yakışlarına
Tekrar aynı acıyı tatlandırmana
Ben unuttun zannetmiştim
Benden öncesini unutturmak
için yakmıştım kendimi
Sen kül ettin ne varsa
Ben yakıp geçmiştim kabuk bağlayıp
Sen yıkıp geçtin çabuk ağlayıp..
Yeniden dirilttin hataları
Yeniden hayat bahşettin
Yeniden uyandırdın ne varsa uyuyan
Hataları bitkisel hayata sokmuşken
Bitti'sel hayatını başlattın
En durgun pişmanlıklarının..
Herşeyi Söyleyebilmek Mümkün
İstemiyorsun konuşmamı
Söyleyebildiğim bir kelimeye
Bir paragraf yağdırıyorsun
Memnuniyetsizlikle karışık!
Bildiğini okumuyorsun
Bildiğini yazıyorsun kaderim yazılmışlarına,
Keşke satırlarımı duysan da anlasan
Sana yazdıklarım en demliler mi?
Açıklamasına ihtiyaç duyulmayan sözlükteki kelimelerdenim..
En büyük keder,elim hep elemler de mi?
Bir yer var biliyor Orhan Veli
'Herşeyi söyleyebilmenin mümkün olduğu'..
En çok buna inanmak istiyorum..
Anlamını yitirmiş deyimlerin deymeyenleriyim
Yapılan yanlışların merkez hattı,bir yerdeyim
Nedensiz nedenlerimle ağlıyorken her gece
Hikayemin dolmayan boşluklarında er gec,
ölen de benim!
Kalabalıkta yapılan efeliğin odak noktasıyım
Azığımda bitti şu sıralar
Dahası var benden aldıklarının
Tenhada özür dileyenim bile yok
Azlığının eksiklerini tamamlıyorum..
Üstündekine kızıyorsun,ait olduğun parçana,
Sana uyguladıklarını bana ugyulayıp.
Bende sana kızıyorum ait olduğum parçama
Uzaklarda özlüyorum seni
Uzaklarını seviyorum..
Yakınlarına alışamadım!..
Sekiz Artı Bir Ben
Bir ben var
Alnının sol tarafında
En okunaklı yeri alın yazının
Kuzeyi gösteren kutbun yörüngesi sanki
İki ben var
Sol gözünün şaftında
Futbolda ki mevcut iki kale direği
Adamın dudakları gol oluyordu şakağında..
Bir ben var
Sol yanağının merkez hattında
Tam da iki parmağımla makas almalık..
Bir ben var
Sağ yanağının çene yakınlarında
Kıyına vurmuş adamın cesedi var açıklarında..
Bir ben var
Burnunun sol yamacında
Ölümle yaşamın bir adımlık arafında
Dudaklarında yaşamak için,intiharlık..
Bir ben var
Çenenin sola yatkın sınırında
Boynuna geçen gümrük görevlisi
Torpili en çok bende geçen,öğrencisin..
Bir tane daha ben var
İki dudağının sol birleşen kısmında
Bir buseyle gülen yüzünün
Gamzene yerleşmiş dudaklarım,hıfzında
Bir de "ben" var solunun tam ortasında
Noktasına kadar ıslanmış bedeninin
Noktasındaki aşığıdır ebedi..
Uykular Saklı Mülteci
Sen denizi olmayan bir şehirde deniz ararken
Ben senin olmadığın bir şehirde denize küstüm
Üstüm başsız bir karanın sahiline vurdu
Baş gösterdi yaralar..
Kara kara seni düşünüyorum bu aralar..
Bu arada!
Geceler aymaz geceler koyu yalnızlık
Sabahı sen olmayan bir günün
ayazı vuruyor yüzüme
Özlemin kaplıyor göz kapaklarımı
Uykusuzluğun esiri olmuş bedenim,
Uyumaktan korkar oldum
Uykularda sakladım seni
Zaten uykular,saklı bir mülteci
Ben en bahtsız bedevi
Satıyorum seni gecenin kuytusuna
Devriyelerin ruhu duymuyor
Devriliyor ruhum duymadığın için isyanımı
Siyahında aklanıyor acılarım
Sinmeyen ahlarım canlanıyor
Hüküm giysin yalnızlık
Yükü kalksın sol omuzumdan
Bu gece cellat ayrılığın boynunu vursun
Son olsun bu gece sana olan hasretim..
Ben artık senin sesinde demlenmiş
bir günaydın duymak istiyorum..
14 Kasım 2015 Cumartesi
Yinede Sana Anlatayım
Sana anlatıyorum
Yaşadığım daha doğrusu hayatımı sürdürdüğum
3 metre kare boşluğumu
Cok üşüyorum bu aralar
Heleki ansızın uyanıyorum
Koşup camları kapatıyorum
Yokluģun daha fazla yerleşip buraları doldurmasın
Beni her hareketimde gafil avlamasın diye..
Şuan ne kadar ağladığımı bilsen
Boğulmak istersin emin ol her damlasında
Şahitlerimde bana eşlik ediyor
Odamı mesken edinmiş yirmi beş örümcek
haftalardır dökmeye üşendiģim
yarım bardak suyum
Üstünde bakteriler bile yuva yapmış
Bardakla kireç arasında duygusal bir bağ var..
Yaşamayan şahitler işte hepsi
Tıbkı ben gibi
Tarif edemediklerim de var
Mesela birisi kaybolurken öteki yok olacak
Kireçler ayrılırsa bardağından yuvaları yıkılacak bakterilerin
Örümcekler terki diyar edecek bu pasaklı meskeni
Bu olanları ben yine sana anlataçağım
Başkası duyamayacak sessizliğimi
Yada herşey kalacak yerli yerinde
Ben öleceğim bir şekilde
Şahitlerim duyuracak sana yaşadıklarımı
Onlar olacak benim sesim
Ve hiç susmayacaklar,şahidi olduğu adam gibi..
Konuşturan Korkum
Bana lazım olan güç
Tükenmişti geçmiş bir vakitte
Geçmeyenleriyle kalmıştı kalbim.
Boynu bükük vermiştim kararımı
Arkasında durabilmek için ezilmiştim.
Döndüğümde yüzümü,en yüzsüz
halimi yaşamıştım bütün hayatımın.
Soğukluğunun katreleri boşalmıştı
Buz kesmişti bileklerim.
Şimdi yaşadıklarım
Cesaretimden değil
Seni kaybetme korkusundan.
Ucuz bir kahramanlık gibi görünse de
Bedeli çok ağır meblalara tekabül ediyor
Bedenim bu savaş,kabul diyor
Korkaklığım beliriyor duygularımın önünde
Suskunluģum anlatıyor çaresizliğimi
Konuşamamak yakıyor iki bedeni
Şimdi sana hasretim en demli sabahların
Kendime kırgın bana kızgınım duyulmaz ahlarım
Kaderde yılgın,duanda en gür arkım
Alın yazının en okunaklı yerinde yazgınım
11 Kasım 2015 Çarşamba
Beni Şiirlendirme
Rabbi esir ve de dua sür gönül hicaplarıma
İhtiyaçım olan da kahrın değil
Gel buluşalım dualarda
Ak,ışına denk gelsin kaderim
Akışına bırakalım kederi
Birakırsan düşerim en derine
Bir akarsan düşlerime
Yaşarım doğduğum gün yerine
Dinlemeyi öğrenirim
Hemen ardından konuşabilmeyi..
Başka bişey ögrenmeden
Seni aramaya çıkarım
Kalanları sen öğretirsin zaten.
Kaybettiğim güne meydan okumak için
Seni tekrar kazanırdım.
Kendinden hiç bu kadar emin olmamış bir halde
Bendini çiğne aş gerekirse
Gelebilirsen tan vaktinde gel
Yıldız gibi parılda karanlığıma
Acele edip erken gelme
Geç kalıp varlığına direndirme,
Yokluğunu şiirlerle karşılarım
Beni sakın şiirlendirme!!
Bir Bedende İki Hayat
Gün aşırılarım çok oluyor
Günler aşıyor haddini
İç sesimi bastırıyor sòylediklerin.
Kulaklarımda hâla iğnelediklerin
Akşamlar nasıl oluyor anlamıyorum
Akşamları başlıyor mesaim
Sabahı görebilmek için.
Tan vaktine kavuşuyorum hep
Coğu kez geçiyorum tam vaktini.
Sabahın sarısında kapanıyor
Gözlerimdeki kırmızılıklar..
Hep neden uyuyamadığımı merak ediyorum
Her gece başucunda yaşadığımı unutup
Uyuyorum en güzel rüyalarında
Bir bedende taşıyorum iki hayatı
Bende yaşayamazken
Sende uyuyorum..
Sen uyutuyorsun bende yaş,aymazken
Ben her gün ölüyorum burda
Kokunun etkisiyle sende dirilirken..
Uyuyandan Medet Bekle
Sen sevmezsin bilirim ama
Yinede uzattim saçlarımı
Eksik olan bölgeleri tamamlanmamış halde
Sakalım da uzadı bayadır..
Suskunluģumu yazarak gideriyorum
Tüm çabam konuşabilmeyi becerebilmek.
Çok yıldığım oluyor
Vazgeçme noktasına kadar geliyorum
Sonra bir şiir daha yazıyorum
açıklarımı kapatabilmek için
Çocukluğumun eksikliğini bir şekilde gideriyorum
Yerini tutuyor mu diye sorma
Senin yerin apayrı bir ütopya..
Kayıp olan çoçukluğumun oyun parkı
En geniş özgürlüğüm
En kafası güzel halim
Olmayan günlerimin sarhoşluğu..
İnsanın yine çılgınlık yapası geliyor
Bir yılbaşı gecesi uçuşuyor fişekler
Belediye bankında sabahlayamıyor bedenim
Uyuyan bir nedenden medet umuyor..
Yada dönme dolabın en tepesinde
Yükseklik korkusu olan iki delinin
İçlerinde nedamet duruyor.
10 Kasım 2015 Salı
Söv Arkamdan
Aklım dününde kaldığından
Bugün duyamıyorum dediklerini
Geliyorum aslında sen demeden
Bir de gel diyorsun en derinden
Daha bi zorlasıyor sanki yollar
Bekleyenim sen olduğudan.
Gelirken düşünüyorum hep
Ya gelemezsem diye
Yada gelipde bulamazsam diye
Bir anlaşma hazırlıyorum sana
Çok adi biliyorum!
Kızma bana düşündüklerim için
Söv arkamdan ebemin nikahına kadar
İlk gördüğün yerde patlat iki tokat
Yada ne biliyim yap birşeyler
Herşey mubah olsun bana
Gerekirse nefret et benden
Ama sarılma başkasına
Bitecekse Öpücükle
.....
Tartıştığımız şey isterse müdavimi
olmadığımız bir şey olsun
Yinede tartışalım eğer öpeceksen
Mecliste birbirine atıp tutalım
Ben ana muhalefet olayım
Senle tartışayım ülkenin gidişatını
Küfürleşmeye başlasın ortam
Sonra meclis başkanı ara versin
Biz arkada çay içelim seninle keyif olanından
Hatta sigara da yakalım
Küllükte yanıp sönsünler içmeyiz ne olcak
Kan davası heybeti taşısın mesele
Namluları doğrultalım birbirine
Havaya iki el ateş edelim
Bitirelim mermileri hırsımızdan
Sonra koşup boğazlayalım birbirimizi
Sarılıp unutalım sonra
Seninle her kavgaya varım ben
Bitecekse sonu öpücükle...
9 Kasım 2015 Pazartesi
Mezbelesi Çok Ardımın
Ne var ne yok soranlara
İyi bi haber yok,diyorum
İyi haberler bana esmeden geçiyor.
Yüreğim gözüme geliyor yine
Şamandırası bozuk acılarım
damlıyor,yanaklarımın vadisinden.
Omuzlarımda çektiklerimin en adisi duruyor
Yokluğunun çorak arasizinde çatlıyor dudaklarım.
Nefesim buram buram dert kokusu
Tarumar edilmiş buram'da sen korkusu
Burnumda hasretin en dik yokuşu
Vâr ol da kalan ömrüme kokunu sür
Gökyüzü içimde yıllansa sen kokuşur
Kulpları tutmaz kalbime kilit vurmuşum
İçime kapandıkça sana açılmışım
İçime kapandıkça,yar'a açmışım
Kalbimin gurultusu sana aç'mış
Yediğim haltlar yüzünden,
Mezbelesi çok,ardımın
Kurtulamadığım tonlarca günaha bulanıp
Uygun adım arş'ına çıkıyorum
Kalp üzeri yere çakılıp aşkının yamacından...
Bir Tel Tokayla
İki dağ düşün
Farklı yerlerinden akan ırmağın
Bir yerde ansızın buluşması gibi
Buluşmuştuk ansızın aynı muhitte.
İlkin tiyatro gösterisi vardı sahnede
Benim bilmediğim ve bu nedenden sevmediğim
Omuz omuz'a geçen mücadele
sonucu bir ömür seveceğim..
Doğaçlama başladı olmasını istediklerimiz sanki.
Olmaması gerekenler daha fazla tabi..
Bana ait olmayan gözyaşların
eritmeye başladı bedenimi,
Derdimi unutup ağlamıştım senin yerine
Sadece sen gülersen olabilirdi mutluluk
Ve koleksiyon vardı tel tokalardan
Lise kravatının asil göreviydi onları taşımak.
Köşe başı tek kişilik durakta oturdu çift kişi
Bir tane daha alma niyetiyle uzattı elini
Küçük bir şeyle,umduğundan
fazlasını buldu avucunun içinde..
Bir tel tokayla birlikte..
Şimdi Uğur'lar Paşasını
Bu gece işte
Bu gece kara gecem.
Seni en çok bu gece özleyeceğim.
Ve artarak devam edecek bu özlem.
Silebilme yetkisini kullandığın bu gece
Mutluluk yetimi kaybettiģim gece.
Bu gece söndü işte yıldızlar
Yıkıldı gökyüzü kararlarımın üstüne
Üç metre kare boşluğumun
kapandı kırk milim penceresi
Yağmur damlalarının ayak izleri içimde
kalıyor cıkardığı seslerle birlikte
Mutlu edemediğimin
şimdi mutluluk tablosunu izliyorum
Aynı şarkı çalıyor otuz küsür kez
Git diyor önceleyin
Sonra me takısını ekliyor uzatarak
Daha hazır değilim diyor Halil Sezai
sanki sessizliğimi anlayarak
Ben geri gidiyorum zamanın gerisine
Senli günleri izletiyorum gözlerime
Suratımda çıkan yaraları kurcalıyorum
hıncımı cıkartmak umuduyla
Hınca hınc daha bi doluyorum
İçimdeki bu kuruntuyla.
Sessizliğin en dibini görüyorum
Suskunluğumun bela olduğu
bize,bir kat daha örüyorum
Yine konuşamıyorum
Yine kızma,suskunum
Dert etme olması gerekenleri
Yapımını beceremediğim bir aşk yapıtsın
Tüm uğraşlar mutlu olman için yaşasın
Şimdi uğur'lar Paşasını..
6 Kasım 2015 Cuma
Renkli Çoraba Kısa Paça
Bokundan geçilmiyor yürüdüğüm kaldırımlar
İnan pantolonuma değmesin diye git gide kısaltıyorum her geçen gün..
Sadece o da değil,
Hayallerimi kısaltıyorum
Tebessümlerim eksiliyor suretimden,
En çokta tarayamadığın saçlarımı kısaltıyorum zamanla.
Uçlarında çok can taşıyor kırıklarla dolu.
Köklerindeki tel tel dökülen dökülen isyana karşı koyamayan bir başım var,aklar üşüşüyor sanırım ben zaten ilk önce gözümden yaş'landım.
Ulaştıda gözyaşımın acı renkleri parmak uçlarıma,çoktandır
Ben boyumun ölçüsünü okkalı aldım.
Bak belli olmasın diye renklendirdim çoraplarımı,pisliklerde bulaşmıyor artık paçalarıma..
Hem dikkat çekiyor biliyor musun?
Dostlarım yaş'ıma bakıyor
Döktüğüm gözyaşlarını da düşmanlar paçalarımda arıyor..
5 Kasım 2015 Perşembe
Affetmemekte Sevdaya Dahil
Bana bir kalem verin,
Bir kadına şiir portresi karalayacağım
Nakş edeceğim onu mısralara, Israrlarıma karşı koyamayacak hiçbir kelam.
Lakin sevildiğine inanmayan bir kadın hiç yazmadım,
Varsa bana bir inançsız sevgi verin.
Ve uzaklasin bu bombalı bir intihar, Sessiz olun aşkından ölenler olabilir.
Belki de ölüm sessizcedir,
En dipsizi de ölümün belki de benimledir.
Bana bir kalem vermeyin,
Yoksa bir kadını karalayacağım şiir portlerinden,
Aksedecek acılar,
Sırayla önümden geçenler canlanacak.
Asrına karşı koyacak yüzsüz yılların, Yılanların yüzünü de soyacak kalemimden çıkan aslanlarım.
Asılanlar olacak,
gömdükçe dirilen hain,
Hani çok sevip hiç sevmemiş gibi gidenler var.
Yani var olup, olmayan bir mutlu dünya düşün..
Aslında ne yaptığını bilmeyen şaşkında,
Sevdiği kadını öldürmüş
eli kansız tek katil.
Hadi hiç ummadığim
bir anda sende git,
Eninde değil sonunda ebenin nikahını gör bari.
Cenini ölmemiş bir aşkı affetmemekte sevdaya dahil..
4 Kasım 2015 Çarşamba
Yeniden Sevebilirim
Olursa eğer bir gün olmayacaklar
Yeniden sevebilir miyim?
Yine öylesine biri
Ölesiye bana bir şeyler anlatırsa
Kırk yıl kölesi olmamı istemeden,
Bana birşeyler öğretirse
Yeniden sevebilirim..
Yeniden önceki yaşlarım olursa biri
Yaşayamadığım o yaşlara,
yaş akıtmazsa
Yada o yaşları yaşatırsa,
Yeniden sevebilirim..
Ben deniz kabuklarıyla ettiğim dansı
Ertesinde tek kişilik şov ile
Sokağının ortasına emanet edersem
Yeniden sevebilirim..
Olurda dinlemek istersem
yine başka acıları
Baş tacı yapabilirsem birini
aşkımın noksan açısına
Ve buna cesaret edebilirsem
Yeniden sevebilirim..
Bir gün birine ömrümün tokatını atıp
Bundan zerre pişman olmazsam
Yeniden sevebilirim..
Yılmışlığın yılbaşında,
Közü bitmiş bir ateşle
körüne dek sabahın
Ayazında uykuya tercih edilirsem
Ve kızamazsam
Yeniden sevebilirim..
Bir gün tam olmayan aklımla
Beraber hazırladığımız zehirli suyu
Beraber içersem yirmi lira uğur'una
Yeniden sevebilirim..
Tel toka almak niyetiyle uzattığım ele
Çılgınlık yapıp elini uzatırsa biri
Yeniden sevebilirim..
Durduk yere karşımda başkası
için gözyaşı dökerse
Ve bunu kaldırabilirsem bir kez daha
Yeniden sevebilirim..
Benden daha çok sevdiklerini söyleyip
Beni en çok seveceğine inandırırsa
Beni ihtimaller dahiline sokup,
istisnasız kendine aşık ederse.
Bende buna tahammül edebilirsem
Yeniden sevebilirim..
Konuşacaklarımı biriktirp
Sesini duymamla unutursam
birikip taşanları,
Yeniden sevebilirim..
Aklımın almadığı bir çok soruyu boş bırakıp
Kağıttaki ad soyad kısmına nasılsa beni seviyor gibi yüzsüzlük içeren cümleler yazıp
O sınavdan yüz almayı umarsam
Yeniden sevebilirim..
Olurda ilk gidişimde çok sevdiğim tiyatro gibi
Tadını dahi bilmediğim birşeyi
Biri yüzünden seversem ilkinde
Ve omuz omuza geçen mücadeleyi
İki tarafında kazandığını bilirsem
O zaman yeniden sevebilirim
Ve o gün yeniden sevinebilirim..
Ben eğer yaşanmamış çocukluğumu bulursam birinde
Unutursam o gün ve öncesini biriyle ve bir inde
İşte o gün yeniden sevebilir
Tamda o gün yeniden sevilebilirim..
En Çok Yaz'madığım Mevsimde Üşüyorum
Yar araladım tüm sıklıkları,
Esen rüzgar içimden geçiyor
Yağan yağmur dibime düşüyor artık
En çok seni yaz'madığım mevsimde üşüyorum..
Düşlediğim ne varsa düşüyor,
Buz kesiyor bileklerim
Bilemedim yaraladım.
Haketmediği şiirleri bir kadına yazdım,
Öyle hissediyor,susmuyor dedikleri
Bir kadında yaşadım
Hak edemeyeceğim şiirleri
Aslında şiirlerin haketmediği bir kadınla aştım,
Bana müstehak tüm engelleri.
Dengeleri bozuk hayatın,
doruklarında şaştım.
Donuk dudaklarımda adın,
Aşınan sevgimde söyle:sana hak mı?
Araladım,
Kozmik odasındasın gönül kapılarımın.
Dertler silsilesi çok ardımın
En arka köşede oturdum
Köşede kalmış hayatımı düşünüyorum..
Ve ben en çok
Seni yaz'madığım mevsimde üşüyorum..
1 Kasım 2015 Pazar
Akvaryumdaki Özgürlük
Yazdıklarım ağzımdan çıkmadıkça
Bunu bir isyan olarak algılamayın
Zira isyanı konuşmakla başlatabilirdim
İsyanla işim olmaz benim.
Hem öfke duygumun sinyallerini kapattım
Bilmediklerimi okuyamıyorum
Senin bildiklerinle yaşıyorum
Benden istediklerin çok değil biliyorum
Lakin çoklarını tamamladığım hayatımın
Azlarına mı takıldın bilmiyorum
Ben yanlışların çoklarını azalttıkça sen azlarıma çok baktın.
Bakmamam gereken gözlere çok battın.
Sanırım içime çok attım
Şeklime aldanan gönüller çok arttı.
Anne yardım et bu efkar beni dağıttı.
Ama kızma içmediğim sigaraları saçımla astım.
Sakalıma hapsettim ihanetleri ve ibnelikleri.
Lanetlendim sanırım ne dersin
Hem hayallerimi toplamıştım saçımda
Açımda duruyordu o silüetin.
Hani uzaklarında gözlerimi yaşartan.
Şaşırtan tepkileri yeşerten yosunlar
Yetişemediklerini o deniz kenarına bıraktım.
Şimdi umrumda olmayanlar da doysunlar.
Sende takılma artık
Okayanus kıyısında duran akvaryumdaki öz hürlük
Özgürlük değildir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)