29 Aralık 2015 Salı
Neden Affedilmez
Insan en çok sevdiğini neden affetmez ki?
Güvenilmeyecek olan biri bile affedilirken güvendiği halde neden affetmez!
İnanmamakla yargılayabilir mi istediģi gibi
İnanç söz konusuysa neden bedeni seninleyken ruhu başka bir yerde tutsaktır.
İçinde saklı dururken koca bir şehir gürultüsü
Neden sessizlikteki huzurdan şikayet eder
Neden dinlemeyi seven birini
konuşmadığı için idama çarptırır
Neyse sevdiğim
Gitmenin en büyük ihanet
olduğunu kabul edebilirim
Lakin yokluğumda bir başkasına sarılmamışsan.
Birbirini Bulamayan Sevdaların Katliamı Çay
Çay bardağına üç şeker attım
Kursağında kaldı ince belinin..
Saniyelere direnebildi sadece
Ben o sıcaklığı hissedemeyen kaşıktım!
Dışardan izliyordum
Dışardan izliyordum şekere olan aşkımı
Eritmemek için donuyordum
Şekerde suyu çok seviyordu kör kütük.
Suyun gözü demde başkasını görmez oldu
Eritti şekeri kendinde
Uğruna soğukta kalan kaşıkla beraber..
Dem vardı yolunda dertleriyle.
Ahını da almiştı kaşığın
Şekerin tadını katmıştı kanına
Kavuşmuştu demine
Karışmıştı deminin her zerresine
Birbirini bulamayan sevdaların katliamıydı çay
Çay tabaģının aşkından haberi olmayan kaşık
Aşkından donan kaşığın eritemediği şeker..
Bir tek demin zalimliği kalmıştı geriye..
Bu Başsız Solukla Mı?
Gümrüğünden geçemeyen kelimeler
Hiçbir duygu geçişini,karşılamaz
Acıların firar eder
Eksikliğini hissetmezsin kısmen de
Eksildikçe hisler
Tamlaması tamamlanmaz 3.çoğul şahısların
Durumlar bomboş kalır
Durdukça alır boşluklar seni
Bir başıboşlukta başsız soluk aldırır
Hadi al nefesini korkma
Yüregine hapsettiklerin şerefine
Biraz daha demlendir akıttıklarını..
Vazgeçme sakın
Aman ha diyim,ne yolunu bilirim ne amacını
Ben de ne bir bilirim ne düşünür..
Yüreğin taşmış kıyılarıma
Onu bilirim biraz da üşümüş..
Çöllere bir damla su ulaştır
Gözyaşların boşa akmasın
Sana ulaşan gözyaşlarım boşa mı?
Yüregime dokunacağını söyledin ve ulaştın
Dokudun daha ilk seferinde
Söylesene bu başsız solukla mı?
17 Aralık 2015 Perşembe
Hayat Elif'le Başlar
Aşkın vav halini yaşadım
Dimdik duran Elif'te,
Şimdi acının en lav halinde kıvranıyorum..
Yaşlar dökülüyor gül yüzünden
İçimin mim'lenmiş yerlerini indiriyorum yeryüzüne
Yüzlerce renge sığdıramıyorum adını
Tadı kaçmış mevsimin,
Gördün mü kadın..
Dört elif miktarı uzayacak mealim yüreğinde
Şeddesi sen olan dilimin ilmi eksik kalacak
Harekelerim hareketsiz akacak içimden
Üstünü örtecek esreler
Sererler olmadı üstümüze kara toprağı
Suskunluğumuzu bir gassala emanet edip
Yerin altına gireriz en derin çığlıklar için
Ardından dökülen gözyaşları olur
Yattığımız yeri temizlesin diye
Belki amel defterin kapanmaz dünyadan
Sevdiğinin bir kaç duasıyla
Hayat hep Elifle başlar
Belki lam bir nefes olur kaderin soluğuna
Soluduğun ilk şeyde lam elif olur
Başlangıcında sonsuzluğun..
Tadı kaçmış hayatın
Öldür beni kadın..
Kırilınca Alınmam
Kırılınca alınmam.
Gözümün kılcal damarları belirir
İçimde dirilir öldüremediklerim..
Diri diri ölüler doldu içim
Oldugu için kaderim sensizlik
Sessizlikle sınandı dilim..
Konuşmadım hiç
Konuşamadım
Ne varsa kursağımda birikmiş
Ne varsa bu can'a kastedilmiş,
Hepsini denize döktüm.
Seyirin içinde de seyir bitmiş.
Bu ağaçlara nasıl yeşil gerekse,
Bana da gözlerin gerek.
Puslu bulanık bir şehir
İçinden geçiyor adam.
Kendi içinden ..
Senden kalan bir şeyler var,
Hergün günü ziyan eden.
Hayatlar kırık,
Hayaller sıkı.
Aç şairler döver dizelerini.
Şairleri öldürür dizeler.
Bende kal.
Benimle kal.
Ve sen; ayın tüm hali..
Bu gece de yarım ay.
Beni Kimse Sevmesin
Herkes sever seni
Ama herkes beklemez
Ben beklerim kaf dağında
Hayallerinin hayatında
Bilirsin düşünduklerim de yaşarsam
Hep seninle olurum
Ne sensiz kalir ne de sana kavuşurum..
Oluru varmı bilmiyorum..
Bilmiyorum ben oluru olanları
Hiç olmadı bu yaşıma kadar
Aşamadığım hiç oldu içimde
Geçti gitti hatırlamam
Bir seni aştım iç sesimle
Geldin ve hiç gitmedin bilirim.
Gelmemiş olabilirsin
Sen gelmesende hiçbir yere gidemezsin..
Çünkü gelmedigin tek yer benim
Bu yüzden gelmediğin her yeri tek tek sevdim
Gidebildiğim her yer de senin artık
İstersen herkesi sevebilirsin
Ama herkesi bekletemezsin
Kimse sevmese de olur beni
Bir sen bekletsen yeter.
Rahman ve Rahim Olan Allahin Adıyla
Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla başlıyorum
Efrahim en çok sen dinle beni.
4 el ateş ettin bu gün
4 tane daha umut söndürdün kül tablasına.
Üç kere elini kaldırdın garsona
Üç kez demlendirdin acılarını.
Gözyaşları kurumuştu bugün gördüm
Hissizleşmiş bir bedenle geldin
Gidemedin yine yalnızlıktan öteye
Biz de çok istedik gitmeni
Lakin bırakamadın bence sen bizi
Hem cehennemde alışmıştı dizelerine
Dizlerinde de geçmemişinin tâkatsizliği
Farklı yerde mutlu olmak,gitmek sayılmaz
Gidemedikçe de mutluluk sana kalmaz.
Oturdun birşeyler anlattın
İçinde çok şey olan birşeyler
Bir ara kalktın masadan
Giderken arayan soran olmaz dedin telefonuna
Ardında şiirle karışık bir emanet bıraktın
Kimse aramadı ama sevdiklerin çok sordu
Ben kendi kulaklarımla duydum..
Uyutamadım ama yapılan
oyunları yuttum bu seferlik
Neferi de olurum istersen
ağzından çıkacak olan her küfürün
Süpürün ulan bu gün tüm üfürukçüleri de
Üşüsmesin artık gelmeden gidenler..
Gitselerde geldiğinde kalanlar
Anılarını karalar aslında
Sözün özü de bir olunca közlenir kelimeler
Hem gözün sol çaprazına dalınca sürekli
Bende anladım ki tüm sol çatışmalarını
sen hep iyi niyetinden kaybettin
Kalk hadi gidelim
Sol kolundan destek olayım
Belki günahlara dayanamaz zayıf bedenin
Hafiften yağmur ıslatsın bizi
Seyrek saçlarından alnına aksın
Belki kader yazın,kışları ılıman geçer
Geçmeyenleride toplarız işte
Böle böle bitiremediler bizi zaten.
Sonra senin aklına bişey gelir
Benim bu yazdıklarımı özetler
Daha sert vur kaldırımlara
sol sağ, sol sağ, sol sağ..
Görüyormusun ne güzel eziliyor adımların altında solda Sen, sağda Ben..
Beraber gideriz buralardan olmaz mı?
Başta sen sonda ben...
7 Aralık 2015 Pazartesi
Üç Metre Kare
Yatağımın sıcaklığını yirmi sekiz ekim
sabahında bıraktım.
Döktüğüm gözyaşlarıda yastığımda hala
Güneşleri battı odamın,en doğusundan
Soğusa da olmuyor adın kalıyor buğusunda
Kokunu da başkenti ilan ettim
Üçmetrekare boşluğumun..
Koğuşlarında kalsa bedenim iki odalı kollarının
Ellerimden tutsan el'i olsam tüm acıların
Yüzde kaćı kalır ki?
Ben sigarasız boğuldum
Yorduğum ne varsa sana
Hayra çıknayacak diye çok korktum.
Soldu gündüzlerim
Geceleri sana sordum
Geceleri sana yazdım,
Sonunda geceleri de sana yazdım
Azaldım ben geceleri
Eksildim,eskitildim.
Geçmeyenleri uzağa fırlattım
Kalbin atış poligonuna vurdum
Ben silah taşıyamam sevgilim
Bu şiiri yüreğinin tam ortasına infilak ettirdim..
Yarasızda Kalmadık Çok Şükür
Allah analı babalı büyütsün dediler başucumda
Ben duymadım ama biliyorum.
Zaruriyetler vardı elde olmayan
Elinden alınmıştım kimbilir.
Karşı da koyamamıştır dış güçlere
Dışardan izlemiştir büyüdüğümü.
Allah analı babalı büyüttü
Amin.
Ama yarasızda kalmadık çok şükür.
En çok dizlerim kanadı
En derin izler anamdı.
Şefkatten çok özlemle büyüdüm..
Bu yüzden özlemle bekledim şefkati
Efkârı var tâkatsizliğimin.
En çokta kalbimin
Derinliklerinde boğulmuş bir can
Çok anı da yaşanmadığı yerde dursun.
Yaşanmayacak bir şekilde
Kelimelere olan ihtiyacım
Beni sana itekledi
Ben çok kelime biriktirdimde
Çıkaramadım iki dudağımın arasından
İki büklüm kaldım dudaklarından çıkanlarla
Çocukluğum kayıp benim
Bilirsin konusamam..
Sende bir yavrum demedin bana
Son kez.
Belki ölümden önce duymak istediğim tek şey.
Hani dediklerini yok saymam amenna.
Hani dediğinde çocukluğumun her köşesine sarıldığın.
Diyemedin bu sefer
Ve çocukluğum yetim kaldı benim.
Anneleri öldü yaralı yarınlarımın
Annesi öldü hayata tutunmaya çalışan çocukluğumun.
Tek şey dedi işte
Yavrum demedi,
Hoşçakal dedi.
Düzen kahpe işte,sen de.
3 Aralık 2015 Perşembe
Rutubetli Oda
Düşün vefasız,
Ne kadar vefasız düşüncen olduğunu.
Tahmin et bakalım
Sorunların kalbin sol kapakçığında ki birikintisini
Bazen unuttuğun benliğinin boşvermişliği
İçimde birşeyleri hep koyverdi bilesin.
Kim neden niçin diye sormaktan
Anlamını kaybetti tüm anlam bilgisi
Elimde hiçbirşey kalmadı
İçimde kalan bir sana inat
İnatlaşmalarında aşındırdı
yufka yüreğimin kenarlarını.
Önemsemediğin nem'varsa
Şimdi rutubetli bir odada küf kokuyor..
Seni seviyorum sevmiyorum değil
Hatta seni özlüyorda olabilirim
Ama seni özlüyor olmam
Sana birşeyleri anlatmak zorunda
olduğum anlamına gelmez
Tıpkı senin zorunda olmadığın gibi
Haklı sebebimde yükselen sesim
Senin gönlünde alçalmama neden olabilir
Olsun gözünde pek yükseklerdeydi.
İstediğin şey bende yüksek miydi?
Neden kızdığımdan çok
Şahıslara takılip kaldın
Sorarım sana üçüncü şahsın nesi iyi?
Şunu da unutmuş olabilirdim
Fazla fedakarlığın vefasızlık getirdiğini
Ağzı bozuk olanın gönlüne maya tutmayacağını
Bunu şimdi yaşıyorum
Yine seni çok özledim sanırım
Ben seni özledim
Ve sen en güzel zamanlarda
en saçma nedenlerle beni bıraktın
En saçma zamanlara en güzel nedenlerle bırakılman dileğiyle..
Lütfen Şiirle Yaklaşmayın
Benim gidişim
Yaptıklarını meşru kılmaz sevdiğim
Gidişim kanun dışı olsada
Minarelerine kılıf olmaz.
Şimdilerde haklısın
Sana en çok ihtiyaç duyduğumda olmamalısın
En çok ihtiyaç duyduğunda yoktum
Bir açıklaması yok,affola.
Bende günümü gün etmedim bilesin.
Yokluklara dert ekledim
Dertler yok olmadı
Sende yoktun
Ama sakındım adını
İçinde dert geçen cümlelerden,
Yokluğunu erteledim bu sefer
Günlerim sende kaldı
Dünüm zaten sendeydi
Bende sende kaldım
Buralar hep yarım.
Yarınlar hep eksik..
Şimdi sağ sol çatışmasında
sol tarafın kaybettiği bir zamandayım.
Sağ kalanlara selam olsun..
Birileri ölecek sözlerimle kimbilir
Ben yaşar mıyım bilmiyorum..
İçimin postmodern darbesini
gerçekleştireceğim yakında.
Ben,ben olmaktan çıkacağım
Ben ben olabilmek için çok
bedel ödedim diyenlere inat
Yaşadıklarımı yok sayıp yaşayacağım
Kaybedilen güven geri gelmeyecek
Sağım solum belli olmayacak
Sol'umun yıkıklığından
Acı tankerimi ağzına kadar dolduracağım
Lütfen şiirle yaklaşmayın..
Bur,aksın Anıların Pazarlı Olmasın Haftaların
Sen de kim oluyorsun böyle
Anılarımı arkadan vurmakta ne demek
Brütüsmüsün önden vuramayan
Ya da zalim olan sezar?
4 yılı nasılda hiç ettin!
Bir gözyaşı mı itti seni,bu denli yürekliklere.
Acılarının kıyılarında dolaştın ilklerde
Yetiyor mu gücün içindekilere
Orda nefes alıp vermemeye
Yahut verip almamaya
Şimdi kork istersen,
En büyük korkun koyduğun yasaklar olsun!
Ulaşamayacağın ciğeri engellerinle pisletme
Onunla beraber olduğun gün gibi
Her zaman dört ayağının üstüne düşemezsin..
Bu yüzden zeminlerini kontrol et hayatının
Temelli sağlam olmaz temellerin..
Acabaları çoğaltma satırlarında
Çok takılma hatıralara
Bur,aksın anıların..
Pazarlı olmasın haftaların
Akıtamadıkların içinde biriksin
Varsın günler çuvala girsin
Kimsenin bilmediği diyarlarda insin
Yanlış anlaşmalar,anlaşılmasın.
Sevgisi zaten yok,
Saygısıda kalmasın
Bu kaygılı birikteliğin.
Kendi Cehennemimden Sesleniş
Daha ilk olmayışımda
Sana iyi gelen ne varsa yapman;
Bu sevdadan,cehenneme yürüyerek
gidebilmeye yarayabilir.
Ama gidişim yaptıklarını
tasdiklediğim anlamına gelmez.
Bunları bilmeden,söyleyebiliyorum
Ama tahminlerim yetmiyor,
Yaptıkların buraları cehennem eder mi?
Kaç zebani görünümlü tutar kollarımdan
Hangi azrailin kılıçında kalır senin için
atan damarımın,can izleri.
Hafızana kazımışmıdır hafaza
melekleri bu yükün analizini.
Kalbindeki kabrimi kaç münker nekir
eşelemiştir benim ölümümü sorgulamak için.
Kulağındaki sur benim kıyametimse
Sana üflemesi için kime müsade ettin?
Peki kokun;
Diriltmiş midir başkasını!
Bana haram mıdır artık?
Bir daha değerse burnuma
çıkarmazlar mı şol cinnetin zindanlarından..
25 Kasım 2015 Çarşamba
Yüreğime Kadar Recm Edildim
İnsanlar konuşa konuşa da
Her dili olan konuşsa
Kulaklarımda birikenler kokuşmaz mı mı?
Ölümle paslanmış buldum sesini,
Senide duyamadıklarım haşlamaz mı?
Başlama,seni haketmiyorumlarına başlama
Biz seninle neden anlaşamayalım
Biliyorsun hayvanlar bile koklaş koklaşa,
Biz neden konuşalım?
Aristo dememiş mi?
İnsan düşünen bir hayvandır'
Öyleyse ben konuşamayan bir insanım
Yine düşünmeden sevdim seni..
Anlatamadım,
Yine kötülüğüm dillendirildi
En iyisi mi konuşmayalım.
Hem dilinden güzel kokun dirildi
Dinlenmeden de koştun bana
Canımdan giden yokluğuna ecel dedim
Hınca hınç doluyken sende sakın,taşlama
Zaten yüreğime kadar recm edildim..
Sana Susmayı Özledim
Sana susmayı özledim
Nefret ettiğin halde sana susabilmeyi
Sen sus dedikçe ben konuşamamayı özledim
Seni özledim
Ve sevemedim ekim sabahlarını
Bir günden hariç
Hep soğukluğu vardı
Hep bi boğuk gelirdi sesim
O gün işte o gün hariç
O gün özlemlerin yok olup
Yıldızların doğduğu gün
Yeryüzünde bir tanesinin hüküm sürdüğü
En çok sancıların doģduğu gün,o gün..
Bugün üç yüz altmış dört gün sonra gelince
Bu dünyaya gelişini düşundüğün gün..
Kalan altı saatin hesabı yapılmadığı gün..
Yakılacak 6 sigara daha var yılmışlığın yıllarından
Yine başarısızlıkla sonuçlanan..
Aklına gelir hayatının gidişatı eminim
Gidiş atını da ben zorladım
Savaş başlattım anılara
Hepsini yok mu ettim kendi ellerimle..
Hepsini kazansam ne yazar
Kokunda kaybettim
Düştüm olduğum yere
Sen çık yola bana kadar gel
Hazır gelmişken
Beni de o savaşta katlet
Vacip kılınmazsa günahı benim boynuma..
Elhamdülillah..
Vişneli Salatalık
Seni isterdim günlerden
Geceleri feda ederdim..
Seni hićbir uykuya vermezdim
Seni izlerdim boydan boya
Özlemle kucaklar,
Hasretle öperdim..
Geceleri sadece sen olurdun
Sen gece olurdun
Ben 24 saat geceyi yaşardım
Çok isterdim seni
Affedip herkesi,sarılırdım dolu dolu
Hem sana sarılınca herkes yok olurdu..
Yok mu oluru?
Teninden yüzüme akseden güneş ışınları
İçimin kutuplarını çöle çevirmez mi?
Dahil olmaz mı bir günaydın öpücüğü dudaklarıma,dudaklarından..
Sen hiç öpmek istemez misin boynumdan
Sırtımdan sarılıpta asmak istemez misin beni
Kalbinin en ücra köşesine dahi?
Yer soframı beğenmez misin?
Vişneli salatalığa katmaz mısın tadını?
Bir kuru ekmegi bölüşmez misin?
Buharına karışan kokunla demlemez misin çayımı?
Seni bilmem ama:
Ben çok isterim..
19 Kasım 2015 Perşembe
Lütfen Şiirle Yaklaşmayın
Benim gidişim
Yaptıklarını meşru kılmaz sevdiğim
Gidişim kanun dışı olsada
Minarelerine kılıf olmaz.
Şimdilerde haklısın
Sana en çok ihtiyaç duyduğumda olmamalısın
En çok ihtiyaç duyduğunda yoktum
Bir açıklaması yok,affola
Bende günümü gün etmedim bilesin.
Yokluklara dert ekledim
Dertler yok olmadı
Sende yoktun
Ama sakındım adını
İçinde dert geçen cümlelerden,
Yokluğunu erteledim bu sefer
Günlerim sende kaldı
Dünüm zaten sendeydi
Bende sende kaldım..
Buralar hep yarım..
Yarınlar hep eksik..
Şimdi sağ sol çatışmasında
sol tarafın kaybettiği bir zamandayım.
Sağ kalanlara selam olsun..
Birileri ölecek sözlerimle kimbilir
Ben yaşar mıyım bilmiyorum..
İçimin postmodern darbesini
gerçekleştireceğim yakında.
Ben,ben olmaktan çıkacağım
Ben ben olabilmek için çok
bedel ödedim diyenlere inat
Yaşadıklarımı yok sayıp yaşayacağım
Kaybedilen güven geri gelmeyecek
Sağım solum belli olmayacak
Sol'umun yıkıklığından
Acı tankerimi ağzına kadar dolduracağım
Lütfen şiirle yaklaşmayın..
Ben Oldum,Senin Bildiğin kadar
Ben sana rastlayana kadar hiçbirşey bilmiyordum
Ne sevincim vardi ne öfkem
Ne mutluluğum vardı
Ne de bi halt edebiliyordum
Bi hayalim bile yoktu inan sevdiğim.
Sonra seni buldum işte
Nimetimi buldum
Gözyaşların vardı senin
Feryatların vardı duyabildiğim
Acıların vardı en saklı köşelerinde
Ama hayallerinde vardı
Azmin vardı
Bi heyecanın
Istediklerin vardi hayattan:
Senden aldıklarına rağmen
Umudun vardı yarınlara
Gulusune tat katan acıların vardı.
Benim bi haltım yoktu
Bi haltta olmazdı benden
Hayallerini gördüm işte:yaşanması gereken
Sonra hayalim oldun
Yegane mutluluk oldun,yarınlarıma
Yancı oldum senin hayallerine..
Sevdim seni en çok
Ben doktor olabildim seni sevdikten sonra
Yara sardım
Yaralarımı unutup
Psikolog oldum arada
Psikoloji nedir bilmeden
Ben ilk kez bi işe yaradigimin farkina vardim..
Arkadaş oldum,ilk kez
Sır taşıdım kendimden ağır
Dost oldum ben
Asla karsı koyamayan.
Ben sarhoş oldum
Hiç ayık yaşamadan
Ben ben oldum işte
Senin bildiğin kadar..
Bir Kadını Çok Sevdim Ben
Bir kadını çok sevdim ben
İçinde bir sürü dert var sayamadığım
Ben onun bazı dertlerini bir şekilde çözdüm
Ve ben onun bazı dertlerine kendimi ekledim
Cemaline bakabilsem böyle olmazdı biliyorum
Emsaline denk geldim bir tek aynalarında bilesin..
Bir kadını çok sevdim ben
Gözlerinde hasret var dilimden okuduğu
Ben onu ezbersiz bir şekilde okudum
Ve ben onun kokusunu bir şekilde dokudum
Korktuğumda sen olsaydın böyle olmazdı biliyorum
Ve en büyük korkumda sen oldun bilesin..
Bir kadını çok sevdim ben
Süretinde sekiz beni var sayabildiğim
Ben onu bir şekilde bulup sevdim
Ve ben onu bir şekilde bulup kaybettim..
Acemiliģime gelmese böyle olmazdı biliyorum
Ve içimden geçenlerde bunlar değildi bilesin
Bir kadını çok sevdim ben
Velhasıl sevdim işte epey
Elime yüzüme bulaştırdım gönül katliyamımı
Şimdi seni attığım o uçuruma atlayayım mı?
Kendimi bilseydim böyle olmazdı biliyorum
Ve ömrüm diz üstü bir sana eğildi bilesin
Bir kadını çok sevdim ben
Bir kadın ancak bu kadar sevilirdi
Velhasıl sevdim işte
O kadar..
Ben Zaten Batıyordum
Ben zaten batıyordum
Timsahın daha derine batmak için yuttuğu taş gibi
Seni yuttum sevdiğim..
Özür dilerim..
Daha derinlerde kayboldum
Kendi başıma ne ederim bilmiyorum
Zaten şikayetim yok
Çoçukluğumun kaybını yaşarım
Yine kaybederim en fazla
Tek acım var işte
Seni kaybetmek!
Ve bu acının bir gebesi
Seni bulamayacak olmak..
Hep sonradan gelir aklım başıma
Şimdileri anlatmak yaşayamadığımdan zor.
Ya geride kalan birşeyleri hesaplıyor
Yada ònüme gelmeyecek olan
hayallere harcıyorum nefesimi
Her gün ölüyorum kadın senden uzak
Sana attığım her adım başı bir tuzak
Sana ulaşmayan yol yapmışlar
Beni de o yolun müdavini
Düzenbazın taksisinde yol uzamıyor
Yol kayboluyor en ağır bedeli ödetmek için
Olaylar cereyan ediyor birtakım
Kolaylıyorum biraz geçecek gibi
Bakabiliyorum sadece
Olmayacağına,
Kalaylıyorum bende zira en beterinde geceyi..
Uzat Bana Ellerini
Hadi üfle
Söndür doğurulduğun gün şerefine
Bende bir sigara daha yakayım
Belki içerim diye..
Sen atıver içindeki tüm sıkıntıları
Ben bir sigara daha yakayım
Gözlerim yaşarsın acı bir gözyaşı için
Parmaklarım is koksun
Bir sigara daha yakayım
Fonda cem adrian çalsın
Mutlu yıllar'
Haftadır susmadığı gibi
Şimdilik iki paket sigara mahvolsun
Benim beceriksizliğimle..
Ama bu sefer
Sen benim için tut kendi ellerinden
Benim için okşa saçının her telini
Avuçlarına al yıldızları
Ay tozu serp üzerimize
Sinmiş sigara kokusunu söküp alsın
Ve bu kez kendin için tut benim ellerimden..
Bu sefer yanılmış nakaratlar.
Şarkılar susar bir gün bir daha başlamaz.
Güneş doğmaz artık yıldızlar var,
Dualarla gökyüzü dolar.
Ömrümden kayar gözlerin,batar,
Gök,yüzün kadar..
(Ve çamurlu yorganı üzerime atar bildiğim bütün dostlar. )
Her yer sızı acılarım daim
Soyadım da Kara An'ılarla
Düşünme gayrısını
Ben bir sigara daha yakayım..
Dokunduğun her yer müebbet artık
Minicik ellerinin parmak uçlarında
Ben en çok bu gece ölürsem
Sen en çok bu gece mi doğarsın (söyle)
(Ve son bir kez dinle)
Sen doğ önce
Sonra ben kendimi öldüreyim kollarında
En çok bu gece..
16 Kasım 2015 Pazartesi
Biri Gelse Ekim Ortası
Biri bir ekim ortasında çıkıp gelse
Bitirse bu hasreti ansızın..
İçindeki sızıları unutup çıksa karşımıza
Biri çıkıp gelse ve onu ilk ben görebilsem
Onu ilk görmek beni ne kadar mutlu eder anlatamam da
Acaba o son kez kimi görüpte gelecek
Yada kimi görmek isteyecek..
Çıkıp gelse bir ekim ortasında
Ama otuzunu devirmese
Beklemekte bir hacet yok
Fakat bekletmese
Acılarını alıp gelse de
Bu yolda acıya vuslat ekletmese..
Önceden herkese selam gönderse
Gelip ilk bana görünse
Hasreti gözlerimden görse
Hasreti özünden öpse
Sonrasını bilmem de iyi gelir mi o an?
Ekimin 1'i ortasında biri gelse
Sonra ekimlerde gitse takvimlerden
Bize kasım kalsa,o gelse ve iyi olsa
Yada ekimin başı,gün ortasında biri gelmezse
Görmez dayanamazsam hemen ağlarım
Onu ilk ben görsem kelimelerle anlatamam
Yine ağlarım..
O gelse ve herşey gitse ömrümüzden
İki Mavi güneş doğsa üstümüze
Gözyaşlarımız tahribat yapsa içindeki büstte
Sigaranın öldüremediğini
Bir intiharla kessek
Haram olsa surat asmak
Katli vacip olsa da katletsek
İçinde diri duran katili.
Fermanı gerçekleşse şiirlerin
Ölü olanlar tuttuysa yaşayanların yasını
Şimdi yaşatanlar yutsa bu zehrin aşını.
Acılar gerileme dönemine
geçse devrin ihtişamsızlığından
Ve sen çöküşten çıksan
Gönlünü ıslatsa ıslahatların....
Ekimler gitse,sen gelsen
Ve seni ilk ben görsem..
Bitti Sel Hayat
Gün 24 saat
Benim günlerim daha az
Saatlerimde pek yoktur
Topu topu uyumadan oncesi
Yattıktan sonrası işte.
Gerisini hatırlamıyorum
Zaten varlığına inanmadığım bir kaç şeyden biri
Neyse
O vakit aralığinda cebelleşiyorum
Ve o arada yaşıyabiliyorum
seni aynı zamanda sensizliği
Bir kaç satır bir şey karalıyorum yanlışlarıma
Sonra küfrediyorum senden gelen yanılmışlara
Unutturduklarımı tekrar hatırlayıp yakışlarına
Tekrar aynı acıyı tatlandırmana
Ben unuttun zannetmiştim
Benden öncesini unutturmak
için yakmıştım kendimi
Sen kül ettin ne varsa
Ben yakıp geçmiştim kabuk bağlayıp
Sen yıkıp geçtin çabuk ağlayıp..
Yeniden dirilttin hataları
Yeniden hayat bahşettin
Yeniden uyandırdın ne varsa uyuyan
Hataları bitkisel hayata sokmuşken
Bitti'sel hayatını başlattın
En durgun pişmanlıklarının..
Herşeyi Söyleyebilmek Mümkün
İstemiyorsun konuşmamı
Söyleyebildiğim bir kelimeye
Bir paragraf yağdırıyorsun
Memnuniyetsizlikle karışık!
Bildiğini okumuyorsun
Bildiğini yazıyorsun kaderim yazılmışlarına,
Keşke satırlarımı duysan da anlasan
Sana yazdıklarım en demliler mi?
Açıklamasına ihtiyaç duyulmayan sözlükteki kelimelerdenim..
En büyük keder,elim hep elemler de mi?
Bir yer var biliyor Orhan Veli
'Herşeyi söyleyebilmenin mümkün olduğu'..
En çok buna inanmak istiyorum..
Anlamını yitirmiş deyimlerin deymeyenleriyim
Yapılan yanlışların merkez hattı,bir yerdeyim
Nedensiz nedenlerimle ağlıyorken her gece
Hikayemin dolmayan boşluklarında er gec,
ölen de benim!
Kalabalıkta yapılan efeliğin odak noktasıyım
Azığımda bitti şu sıralar
Dahası var benden aldıklarının
Tenhada özür dileyenim bile yok
Azlığının eksiklerini tamamlıyorum..
Üstündekine kızıyorsun,ait olduğun parçana,
Sana uyguladıklarını bana ugyulayıp.
Bende sana kızıyorum ait olduğum parçama
Uzaklarda özlüyorum seni
Uzaklarını seviyorum..
Yakınlarına alışamadım!..
Sekiz Artı Bir Ben
Bir ben var
Alnının sol tarafında
En okunaklı yeri alın yazının
Kuzeyi gösteren kutbun yörüngesi sanki
İki ben var
Sol gözünün şaftında
Futbolda ki mevcut iki kale direği
Adamın dudakları gol oluyordu şakağında..
Bir ben var
Sol yanağının merkez hattında
Tam da iki parmağımla makas almalık..
Bir ben var
Sağ yanağının çene yakınlarında
Kıyına vurmuş adamın cesedi var açıklarında..
Bir ben var
Burnunun sol yamacında
Ölümle yaşamın bir adımlık arafında
Dudaklarında yaşamak için,intiharlık..
Bir ben var
Çenenin sola yatkın sınırında
Boynuna geçen gümrük görevlisi
Torpili en çok bende geçen,öğrencisin..
Bir tane daha ben var
İki dudağının sol birleşen kısmında
Bir buseyle gülen yüzünün
Gamzene yerleşmiş dudaklarım,hıfzında
Bir de "ben" var solunun tam ortasında
Noktasına kadar ıslanmış bedeninin
Noktasındaki aşığıdır ebedi..
Uykular Saklı Mülteci
Sen denizi olmayan bir şehirde deniz ararken
Ben senin olmadığın bir şehirde denize küstüm
Üstüm başsız bir karanın sahiline vurdu
Baş gösterdi yaralar..
Kara kara seni düşünüyorum bu aralar..
Bu arada!
Geceler aymaz geceler koyu yalnızlık
Sabahı sen olmayan bir günün
ayazı vuruyor yüzüme
Özlemin kaplıyor göz kapaklarımı
Uykusuzluğun esiri olmuş bedenim,
Uyumaktan korkar oldum
Uykularda sakladım seni
Zaten uykular,saklı bir mülteci
Ben en bahtsız bedevi
Satıyorum seni gecenin kuytusuna
Devriyelerin ruhu duymuyor
Devriliyor ruhum duymadığın için isyanımı
Siyahında aklanıyor acılarım
Sinmeyen ahlarım canlanıyor
Hüküm giysin yalnızlık
Yükü kalksın sol omuzumdan
Bu gece cellat ayrılığın boynunu vursun
Son olsun bu gece sana olan hasretim..
Ben artık senin sesinde demlenmiş
bir günaydın duymak istiyorum..
14 Kasım 2015 Cumartesi
Yinede Sana Anlatayım
Sana anlatıyorum
Yaşadığım daha doğrusu hayatımı sürdürdüğum
3 metre kare boşluğumu
Cok üşüyorum bu aralar
Heleki ansızın uyanıyorum
Koşup camları kapatıyorum
Yokluģun daha fazla yerleşip buraları doldurmasın
Beni her hareketimde gafil avlamasın diye..
Şuan ne kadar ağladığımı bilsen
Boğulmak istersin emin ol her damlasında
Şahitlerimde bana eşlik ediyor
Odamı mesken edinmiş yirmi beş örümcek
haftalardır dökmeye üşendiģim
yarım bardak suyum
Üstünde bakteriler bile yuva yapmış
Bardakla kireç arasında duygusal bir bağ var..
Yaşamayan şahitler işte hepsi
Tıbkı ben gibi
Tarif edemediklerim de var
Mesela birisi kaybolurken öteki yok olacak
Kireçler ayrılırsa bardağından yuvaları yıkılacak bakterilerin
Örümcekler terki diyar edecek bu pasaklı meskeni
Bu olanları ben yine sana anlataçağım
Başkası duyamayacak sessizliğimi
Yada herşey kalacak yerli yerinde
Ben öleceğim bir şekilde
Şahitlerim duyuracak sana yaşadıklarımı
Onlar olacak benim sesim
Ve hiç susmayacaklar,şahidi olduğu adam gibi..
Konuşturan Korkum
Bana lazım olan güç
Tükenmişti geçmiş bir vakitte
Geçmeyenleriyle kalmıştı kalbim.
Boynu bükük vermiştim kararımı
Arkasında durabilmek için ezilmiştim.
Döndüğümde yüzümü,en yüzsüz
halimi yaşamıştım bütün hayatımın.
Soğukluğunun katreleri boşalmıştı
Buz kesmişti bileklerim.
Şimdi yaşadıklarım
Cesaretimden değil
Seni kaybetme korkusundan.
Ucuz bir kahramanlık gibi görünse de
Bedeli çok ağır meblalara tekabül ediyor
Bedenim bu savaş,kabul diyor
Korkaklığım beliriyor duygularımın önünde
Suskunluģum anlatıyor çaresizliğimi
Konuşamamak yakıyor iki bedeni
Şimdi sana hasretim en demli sabahların
Kendime kırgın bana kızgınım duyulmaz ahlarım
Kaderde yılgın,duanda en gür arkım
Alın yazının en okunaklı yerinde yazgınım
11 Kasım 2015 Çarşamba
Beni Şiirlendirme
Rabbi esir ve de dua sür gönül hicaplarıma
İhtiyaçım olan da kahrın değil
Gel buluşalım dualarda
Ak,ışına denk gelsin kaderim
Akışına bırakalım kederi
Birakırsan düşerim en derine
Bir akarsan düşlerime
Yaşarım doğduğum gün yerine
Dinlemeyi öğrenirim
Hemen ardından konuşabilmeyi..
Başka bişey ögrenmeden
Seni aramaya çıkarım
Kalanları sen öğretirsin zaten.
Kaybettiğim güne meydan okumak için
Seni tekrar kazanırdım.
Kendinden hiç bu kadar emin olmamış bir halde
Bendini çiğne aş gerekirse
Gelebilirsen tan vaktinde gel
Yıldız gibi parılda karanlığıma
Acele edip erken gelme
Geç kalıp varlığına direndirme,
Yokluğunu şiirlerle karşılarım
Beni sakın şiirlendirme!!
Bir Bedende İki Hayat
Gün aşırılarım çok oluyor
Günler aşıyor haddini
İç sesimi bastırıyor sòylediklerin.
Kulaklarımda hâla iğnelediklerin
Akşamlar nasıl oluyor anlamıyorum
Akşamları başlıyor mesaim
Sabahı görebilmek için.
Tan vaktine kavuşuyorum hep
Coğu kez geçiyorum tam vaktini.
Sabahın sarısında kapanıyor
Gözlerimdeki kırmızılıklar..
Hep neden uyuyamadığımı merak ediyorum
Her gece başucunda yaşadığımı unutup
Uyuyorum en güzel rüyalarında
Bir bedende taşıyorum iki hayatı
Bende yaşayamazken
Sende uyuyorum..
Sen uyutuyorsun bende yaş,aymazken
Ben her gün ölüyorum burda
Kokunun etkisiyle sende dirilirken..
Uyuyandan Medet Bekle
Sen sevmezsin bilirim ama
Yinede uzattim saçlarımı
Eksik olan bölgeleri tamamlanmamış halde
Sakalım da uzadı bayadır..
Suskunluģumu yazarak gideriyorum
Tüm çabam konuşabilmeyi becerebilmek.
Çok yıldığım oluyor
Vazgeçme noktasına kadar geliyorum
Sonra bir şiir daha yazıyorum
açıklarımı kapatabilmek için
Çocukluğumun eksikliğini bir şekilde gideriyorum
Yerini tutuyor mu diye sorma
Senin yerin apayrı bir ütopya..
Kayıp olan çoçukluğumun oyun parkı
En geniş özgürlüğüm
En kafası güzel halim
Olmayan günlerimin sarhoşluğu..
İnsanın yine çılgınlık yapası geliyor
Bir yılbaşı gecesi uçuşuyor fişekler
Belediye bankında sabahlayamıyor bedenim
Uyuyan bir nedenden medet umuyor..
Yada dönme dolabın en tepesinde
Yükseklik korkusu olan iki delinin
İçlerinde nedamet duruyor.
10 Kasım 2015 Salı
Söv Arkamdan
Aklım dününde kaldığından
Bugün duyamıyorum dediklerini
Geliyorum aslında sen demeden
Bir de gel diyorsun en derinden
Daha bi zorlasıyor sanki yollar
Bekleyenim sen olduğudan.
Gelirken düşünüyorum hep
Ya gelemezsem diye
Yada gelipde bulamazsam diye
Bir anlaşma hazırlıyorum sana
Çok adi biliyorum!
Kızma bana düşündüklerim için
Söv arkamdan ebemin nikahına kadar
İlk gördüğün yerde patlat iki tokat
Yada ne biliyim yap birşeyler
Herşey mubah olsun bana
Gerekirse nefret et benden
Ama sarılma başkasına
Bitecekse Öpücükle
.....
Tartıştığımız şey isterse müdavimi
olmadığımız bir şey olsun
Yinede tartışalım eğer öpeceksen
Mecliste birbirine atıp tutalım
Ben ana muhalefet olayım
Senle tartışayım ülkenin gidişatını
Küfürleşmeye başlasın ortam
Sonra meclis başkanı ara versin
Biz arkada çay içelim seninle keyif olanından
Hatta sigara da yakalım
Küllükte yanıp sönsünler içmeyiz ne olcak
Kan davası heybeti taşısın mesele
Namluları doğrultalım birbirine
Havaya iki el ateş edelim
Bitirelim mermileri hırsımızdan
Sonra koşup boğazlayalım birbirimizi
Sarılıp unutalım sonra
Seninle her kavgaya varım ben
Bitecekse sonu öpücükle...
9 Kasım 2015 Pazartesi
Mezbelesi Çok Ardımın
Ne var ne yok soranlara
İyi bi haber yok,diyorum
İyi haberler bana esmeden geçiyor.
Yüreğim gözüme geliyor yine
Şamandırası bozuk acılarım
damlıyor,yanaklarımın vadisinden.
Omuzlarımda çektiklerimin en adisi duruyor
Yokluğunun çorak arasizinde çatlıyor dudaklarım.
Nefesim buram buram dert kokusu
Tarumar edilmiş buram'da sen korkusu
Burnumda hasretin en dik yokuşu
Vâr ol da kalan ömrüme kokunu sür
Gökyüzü içimde yıllansa sen kokuşur
Kulpları tutmaz kalbime kilit vurmuşum
İçime kapandıkça sana açılmışım
İçime kapandıkça,yar'a açmışım
Kalbimin gurultusu sana aç'mış
Yediğim haltlar yüzünden,
Mezbelesi çok,ardımın
Kurtulamadığım tonlarca günaha bulanıp
Uygun adım arş'ına çıkıyorum
Kalp üzeri yere çakılıp aşkının yamacından...
Bir Tel Tokayla
İki dağ düşün
Farklı yerlerinden akan ırmağın
Bir yerde ansızın buluşması gibi
Buluşmuştuk ansızın aynı muhitte.
İlkin tiyatro gösterisi vardı sahnede
Benim bilmediğim ve bu nedenden sevmediğim
Omuz omuz'a geçen mücadele
sonucu bir ömür seveceğim..
Doğaçlama başladı olmasını istediklerimiz sanki.
Olmaması gerekenler daha fazla tabi..
Bana ait olmayan gözyaşların
eritmeye başladı bedenimi,
Derdimi unutup ağlamıştım senin yerine
Sadece sen gülersen olabilirdi mutluluk
Ve koleksiyon vardı tel tokalardan
Lise kravatının asil göreviydi onları taşımak.
Köşe başı tek kişilik durakta oturdu çift kişi
Bir tane daha alma niyetiyle uzattı elini
Küçük bir şeyle,umduğundan
fazlasını buldu avucunun içinde..
Bir tel tokayla birlikte..
Şimdi Uğur'lar Paşasını
Bu gece işte
Bu gece kara gecem.
Seni en çok bu gece özleyeceğim.
Ve artarak devam edecek bu özlem.
Silebilme yetkisini kullandığın bu gece
Mutluluk yetimi kaybettiģim gece.
Bu gece söndü işte yıldızlar
Yıkıldı gökyüzü kararlarımın üstüne
Üç metre kare boşluğumun
kapandı kırk milim penceresi
Yağmur damlalarının ayak izleri içimde
kalıyor cıkardığı seslerle birlikte
Mutlu edemediğimin
şimdi mutluluk tablosunu izliyorum
Aynı şarkı çalıyor otuz küsür kez
Git diyor önceleyin
Sonra me takısını ekliyor uzatarak
Daha hazır değilim diyor Halil Sezai
sanki sessizliğimi anlayarak
Ben geri gidiyorum zamanın gerisine
Senli günleri izletiyorum gözlerime
Suratımda çıkan yaraları kurcalıyorum
hıncımı cıkartmak umuduyla
Hınca hınc daha bi doluyorum
İçimdeki bu kuruntuyla.
Sessizliğin en dibini görüyorum
Suskunluğumun bela olduğu
bize,bir kat daha örüyorum
Yine konuşamıyorum
Yine kızma,suskunum
Dert etme olması gerekenleri
Yapımını beceremediğim bir aşk yapıtsın
Tüm uğraşlar mutlu olman için yaşasın
Şimdi uğur'lar Paşasını..
6 Kasım 2015 Cuma
Renkli Çoraba Kısa Paça
Bokundan geçilmiyor yürüdüğüm kaldırımlar
İnan pantolonuma değmesin diye git gide kısaltıyorum her geçen gün..
Sadece o da değil,
Hayallerimi kısaltıyorum
Tebessümlerim eksiliyor suretimden,
En çokta tarayamadığın saçlarımı kısaltıyorum zamanla.
Uçlarında çok can taşıyor kırıklarla dolu.
Köklerindeki tel tel dökülen dökülen isyana karşı koyamayan bir başım var,aklar üşüşüyor sanırım ben zaten ilk önce gözümden yaş'landım.
Ulaştıda gözyaşımın acı renkleri parmak uçlarıma,çoktandır
Ben boyumun ölçüsünü okkalı aldım.
Bak belli olmasın diye renklendirdim çoraplarımı,pisliklerde bulaşmıyor artık paçalarıma..
Hem dikkat çekiyor biliyor musun?
Dostlarım yaş'ıma bakıyor
Döktüğüm gözyaşlarını da düşmanlar paçalarımda arıyor..
5 Kasım 2015 Perşembe
Affetmemekte Sevdaya Dahil
Bana bir kalem verin,
Bir kadına şiir portresi karalayacağım
Nakş edeceğim onu mısralara, Israrlarıma karşı koyamayacak hiçbir kelam.
Lakin sevildiğine inanmayan bir kadın hiç yazmadım,
Varsa bana bir inançsız sevgi verin.
Ve uzaklasin bu bombalı bir intihar, Sessiz olun aşkından ölenler olabilir.
Belki de ölüm sessizcedir,
En dipsizi de ölümün belki de benimledir.
Bana bir kalem vermeyin,
Yoksa bir kadını karalayacağım şiir portlerinden,
Aksedecek acılar,
Sırayla önümden geçenler canlanacak.
Asrına karşı koyacak yüzsüz yılların, Yılanların yüzünü de soyacak kalemimden çıkan aslanlarım.
Asılanlar olacak,
gömdükçe dirilen hain,
Hani çok sevip hiç sevmemiş gibi gidenler var.
Yani var olup, olmayan bir mutlu dünya düşün..
Aslında ne yaptığını bilmeyen şaşkında,
Sevdiği kadını öldürmüş
eli kansız tek katil.
Hadi hiç ummadığim
bir anda sende git,
Eninde değil sonunda ebenin nikahını gör bari.
Cenini ölmemiş bir aşkı affetmemekte sevdaya dahil..
4 Kasım 2015 Çarşamba
Yeniden Sevebilirim
Olursa eğer bir gün olmayacaklar
Yeniden sevebilir miyim?
Yine öylesine biri
Ölesiye bana bir şeyler anlatırsa
Kırk yıl kölesi olmamı istemeden,
Bana birşeyler öğretirse
Yeniden sevebilirim..
Yeniden önceki yaşlarım olursa biri
Yaşayamadığım o yaşlara,
yaş akıtmazsa
Yada o yaşları yaşatırsa,
Yeniden sevebilirim..
Ben deniz kabuklarıyla ettiğim dansı
Ertesinde tek kişilik şov ile
Sokağının ortasına emanet edersem
Yeniden sevebilirim..
Olurda dinlemek istersem
yine başka acıları
Baş tacı yapabilirsem birini
aşkımın noksan açısına
Ve buna cesaret edebilirsem
Yeniden sevebilirim..
Bir gün birine ömrümün tokatını atıp
Bundan zerre pişman olmazsam
Yeniden sevebilirim..
Yılmışlığın yılbaşında,
Közü bitmiş bir ateşle
körüne dek sabahın
Ayazında uykuya tercih edilirsem
Ve kızamazsam
Yeniden sevebilirim..
Bir gün tam olmayan aklımla
Beraber hazırladığımız zehirli suyu
Beraber içersem yirmi lira uğur'una
Yeniden sevebilirim..
Tel toka almak niyetiyle uzattığım ele
Çılgınlık yapıp elini uzatırsa biri
Yeniden sevebilirim..
Durduk yere karşımda başkası
için gözyaşı dökerse
Ve bunu kaldırabilirsem bir kez daha
Yeniden sevebilirim..
Benden daha çok sevdiklerini söyleyip
Beni en çok seveceğine inandırırsa
Beni ihtimaller dahiline sokup,
istisnasız kendine aşık ederse.
Bende buna tahammül edebilirsem
Yeniden sevebilirim..
Konuşacaklarımı biriktirp
Sesini duymamla unutursam
birikip taşanları,
Yeniden sevebilirim..
Aklımın almadığı bir çok soruyu boş bırakıp
Kağıttaki ad soyad kısmına nasılsa beni seviyor gibi yüzsüzlük içeren cümleler yazıp
O sınavdan yüz almayı umarsam
Yeniden sevebilirim..
Olurda ilk gidişimde çok sevdiğim tiyatro gibi
Tadını dahi bilmediğim birşeyi
Biri yüzünden seversem ilkinde
Ve omuz omuza geçen mücadeleyi
İki tarafında kazandığını bilirsem
O zaman yeniden sevebilirim
Ve o gün yeniden sevinebilirim..
Ben eğer yaşanmamış çocukluğumu bulursam birinde
Unutursam o gün ve öncesini biriyle ve bir inde
İşte o gün yeniden sevebilir
Tamda o gün yeniden sevilebilirim..
En Çok Yaz'madığım Mevsimde Üşüyorum
Yar araladım tüm sıklıkları,
Esen rüzgar içimden geçiyor
Yağan yağmur dibime düşüyor artık
En çok seni yaz'madığım mevsimde üşüyorum..
Düşlediğim ne varsa düşüyor,
Buz kesiyor bileklerim
Bilemedim yaraladım.
Haketmediği şiirleri bir kadına yazdım,
Öyle hissediyor,susmuyor dedikleri
Bir kadında yaşadım
Hak edemeyeceğim şiirleri
Aslında şiirlerin haketmediği bir kadınla aştım,
Bana müstehak tüm engelleri.
Dengeleri bozuk hayatın,
doruklarında şaştım.
Donuk dudaklarımda adın,
Aşınan sevgimde söyle:sana hak mı?
Araladım,
Kozmik odasındasın gönül kapılarımın.
Dertler silsilesi çok ardımın
En arka köşede oturdum
Köşede kalmış hayatımı düşünüyorum..
Ve ben en çok
Seni yaz'madığım mevsimde üşüyorum..
1 Kasım 2015 Pazar
Akvaryumdaki Özgürlük
Yazdıklarım ağzımdan çıkmadıkça
Bunu bir isyan olarak algılamayın
Zira isyanı konuşmakla başlatabilirdim
İsyanla işim olmaz benim.
Hem öfke duygumun sinyallerini kapattım
Bilmediklerimi okuyamıyorum
Senin bildiklerinle yaşıyorum
Benden istediklerin çok değil biliyorum
Lakin çoklarını tamamladığım hayatımın
Azlarına mı takıldın bilmiyorum
Ben yanlışların çoklarını azalttıkça sen azlarıma çok baktın.
Bakmamam gereken gözlere çok battın.
Sanırım içime çok attım
Şeklime aldanan gönüller çok arttı.
Anne yardım et bu efkar beni dağıttı.
Ama kızma içmediğim sigaraları saçımla astım.
Sakalıma hapsettim ihanetleri ve ibnelikleri.
Lanetlendim sanırım ne dersin
Hem hayallerimi toplamıştım saçımda
Açımda duruyordu o silüetin.
Hani uzaklarında gözlerimi yaşartan.
Şaşırtan tepkileri yeşerten yosunlar
Yetişemediklerini o deniz kenarına bıraktım.
Şimdi umrumda olmayanlar da doysunlar.
Sende takılma artık
Okayanus kıyısında duran akvaryumdaki öz hürlük
Özgürlük değildir.
29 Ekim 2015 Perşembe
Çayım Bitti Ben Gidiyorum
Moloz'da bir çay ocağındayım
İnsanlar gözümden düşercesine
geçiyor önümden
Tadı gitmiş hayatıma
Bir tad istiyorum
tezgahtaki adamdan
Çayım geliyor hemen ardından
İnsanları atıyorum çay kaşığımla
Gözyaşlarımla eritiyorum
Yanımda tanımadığım amca tütün sarıyor
Ben olsam hazır alırım o ne güzel uğraşıyor
Sonra ateşe veriyor kendisini,
dumanını etrafa savuruyor.
Ben olsam etrafı ateşe verir
kendime dumanını savururum.
Ortam hazırsa tabi yoksa uğraşamam..
Saatine bakıp kalkıyor masadan
Sigarasını zamanlı mı içiyor?
Zamanlı ölüyor insanlar kesin.
Baksana zamanlı geçiyor hepsi
Bir yerlere yetişmek için
Zamanında yetişemiyor kimi
Tıbkı zamansız gözyaşlarım gibi
Sende amansız doğuyorsun içimde
Arada zamana ayak uyduruyorum tabi
Zaman içinde ayakta gidiyorum ondan galiba
Şimdi zamansız ağlayabilirdim
Altını ıslatabilirdi gözyaşlarım
Altıya geliyor saatim dolmuş beklemez..
Çayımda bitti zaten
Ben gidiyorum..
Çayım Kaşıklı Olsun
Çayımı şekerli içerim
Şekersiz içseydim eğer
Cay kaşığı ile içerdim kesin
Çay bitince kaşığına üflerdim
Benden sonra o kaşıkla içen derdimi dinlerdi
Belki umursamazdı tanımadığı için
Ben anlatırdım içimi
Ben kurtulurdum dinleyen bilmezdi ne güzel..
Ben olsam çay kaşığını izlerdim
İçimi yaksın diye yudumlarken çayımı
Hiç yoksa kalabalığı duymaz
Birinin derdini dinlerdim.
En çokta dinlediklerimi duymayı dilerdim
Oturur duyabildiklerime şiir yazardım
Bir kaşıkta kaç şiir var kimbilir..
Şiirlerimi yıllar sonra okursa,belki
Kaşığa anlattıklarını duyardı,kendinin
Derdini hatırlasa da mutlu olurdu,
Oda gidip birinin derdini dinlerdi
Dertler anlatılırdı kimse bilmezdi
Ben duyarsam şiir yazardım
Kaşıksız çayda içmezdim.
Neyse şiirim gelmedi
Bir çay alayım
Lütfen kaşıklı olsun..
İkinci Yastığım
Bu güne gözlerimi açmak istemedim
Rüyanda sen vardın,
Yatağımda kokun
Seni kokladım yastığımda
Kollarımda yoktun..
Oysa sevdiğim
Göz kapaklarıma kapatmıştım seni
Ölü kollarımı da kandırmıştım
ikinci yastığımla..
Bu güne gözlerimi açmak istemezdim,
Seninle dünde kalmak
Orada can vermek isterdim de
Ben bu güne gözlerimi
sensiz açmak istemezdim
Oysa sen olsaydın bugün
Dün gözlerimi kapamak istemezdim
Ben kollarımı kandırdığım gibi
Uyku beni kandıramazdı
Alamazdı seni,
Saçlarını koklardım
Kemiklerini kıracak gibi sarılır
Kıyamaz bırakırdım..
Oysa
Ben yarına gözlerimi seninle açmak isterdim
Bu yüzden ikinci yastığıma sen niyetine sarılıyorum
Ve ben yarına gözlerimi seninle açmak istiyorum
Bundandır sevdiğim bu gün zor da olsa uyuyorum..
26 Ekim 2015 Pazartesi
Mor Köpek
Geç ecelim beni bu gece
Sırra kalemle yaz yaşayamadıklarımızı..
Geçelim mi seninle,yaşanan aşağılıkları,
Yaşayamadıklarımızı akıtalım yastıklara
Astıklarımızı da gömelim gece görüşlü yalnızlığıma
Alnımızdakilerde aksetsin yıldızlarda
Dizdize gözlerimizle izleyelim gözlerimizi
İki dudak payı çaresizliği katledelim
İki çaresiz dudakla
Yavrum desen ya bana anne çocuk şefkatinde
Duyunca irkilse tüm hücrelerim
Yüzünün avlusu gözlerinde
Çocukların yüzü gülsün,
Gözlerini kapma üşürüm ben daha büyümedim.
Çok üzdüm gençliğimde üzülerek yürüdüm..
Açın gözlerimin perdesini
mor köpeği görmeyelim,
Kulübesinde canı sıkılırsa ona benden başkası yanaşamaz..
Bir ben bilirim omuzlarında saklı duran anahtarı
Hem kurtulursa ordan
Bende kuruturum gözyaşlarımı
Aşamadıklarımızın üstünü örteriz gecenin örtüsüyle
Mesela sabahında benimle
açarsın gözünü
Ve bende tüm gecelerimi sana emanet ederim..
25 Ekim 2015 Pazar
Yüreğinden Öpüyorum
İmkansızım"mahlasıyla açlandırıp
Gel diyorsun bana
Şimdi tüm imkanlar ağlıyor
Üstüne üstlük ağlatıyorsa,
Sızıları kalıyor işte kansız yerlerimin.
Haliyle unutturmaya çalışanlar oluyor
En içte terütaze duran yaramı,
Yaramda geçici bir kabuk vazifeleniyor,
Zamanla da yeniliyor savaş açtığı nasıra..
Nasılsa mahremiyet sınırından çıkmayan günahlarda
Ruhları ölmüş sevaplarla birlikte..
Güruhuna karşı koyuyor bedenimin,,
Bedeli küllendiriyor ah'larla geçen günlerimi
Yünleri sökülüyor dilindeki yumağın
Ağzından çıkan gel olsada,diyemiyorsun
Ben de gelemiyorum,
Korkuyorum,korkuyorsun.
Korktuğumdan korkma sen
Korku yolum olmuş yıllarıma
Kollarımda yılların bir yolu var
Ve şimdi tüm yolduğum saçlar sana emanet,
Net bir cevap istersen bekle beni,
Çünkü hayra yormam gereken günahlar var..
Yoksa seni neden öpmek isteyeyim ki?
3 Ekim 2015 Cumartesi
İçimde Bir Hemşire Portresi Var
Anamdan emdiğim süt satırlarımdan geldi
Burnumdan akan kelime sümüğünü
Hiçbir kağıt peçeteye sığdıramadım.
Bu hastalık ruhuma işlemiş benim.
Bir kanser teşhisi konulmuş
hastanın çaresizliği var genlerimde
Bir gün kurtululurum diye yazıyorum durmaksızın
Ziyaretime gelenlerin ellerinde peçeteler
Hepsi benim için eziyet
Hepsine göre bir ben namzet
Bana sorsalar durmaz bu sızı
Bu hastalık geçmez
En büyük refakatçim kendim
Bekleme odasında tüm umudlarım
İçimde de bir hemşire portresi var
Sessizliğimin yüz karası
Sonrası iyiydik güzeldik eskiden
Şimdi iyilik güzellik bile diyemiyorum..
Uzaklara Tıbbi Gerekçeler
Randevulaştım
Çalıp kapıyı girdim içeri
Adımı söyledim soyadımla
Soyadım Ankara mı diye parladı gözleri
Göz doktoru ve yardımcılarının..
Çok bilimsel konuştu birşey anlamadım
Sıfır elli sıfır yetmiş aralarında birşeyler oluyormuş gözlerimde
Bu senin yakınlığınla benim görebilme
yetimin dereceleri herhalde
Miyopta yıllarca çektiğim özlem mi acaba?
Tıpdan anlamadığım için yorumluyorum kendimce
Tıpbın ayıpı yokmuş bunu anlıyorum şimdilerde
Tüm mahremimi seriyor net
göremeyen gözlerimin önüne
Reçete de yazanlar karmakarışık
Mesela Astigmatizma dedi bunu hiç bilemedim
Galiba uzaklarda oluşuna tıbbi gerekçeler uydurmuştur
Şimdi bir çift çerceveden izliyorum dünyayı
Bazen çıkarıp masanın üstüne koyuyorum uzaklarda seni arayıp görebilmek için..
Neyimi Kıskandın
Seversin bazen
İşte o bazenlerin birinde denk gelmiştim
Dengi olamayacağım birine.
Bunu,kafasında bizi yanyana düşünmüş olan ve olmayacağını peşin söyleyen kişinin ağzından duydum kendi kulaklarımla..
İlk başta herşey ben taraflıydı
Sonrada ben taraflıydı ama
onun etkisi de yadsınamazdı.
Varlığı yokluğunun hapsindeydi
Vardı ama nerdeydi..
Küçük detaylar büyük savaşlar açmıştı
Iki cephe arasında.
Görmezden gelmek istediklerim
Gözüme sokulmuştu.
İrdelendi içimde yaşadıklarım
Açığa çıkartıldı zorla.
Ve tılsımı kayboldu o gün.
Neyimi kıskandın diye soruldu hadsizce
Üstüne üstlük açık açık söylemem
gerektiği ikaz edildi
Görünüşle giydikleri öne sürüldü
sormaması gerektiği halde
Halbuki ona giydirdiğim anlamı,
hiçbir elbise karşılayamazdı.
Terziler de işsizlikten kapatırdı dükkanları,
benim şaheserimi gördükleri vakit.
Hiçbir görüntü de yerini tutmazdı
sana bakan gönül kapı manzaramın.
Belki sana olan sevgim kıskanılırdı
O da türkçede anlam kaymasına uğradı..
Mişli geçmis zamanda kalarak..
Yamalı Çocukluk
Ben okula gitmeye başladığımda küçüktüm
Tam hatırlayamam
Zaten ana sınıfından başlamıştım
Babamın verdiği haberle..
Ani olmuştu
Olmayanların yokluğunu ilk kez hissetmiştim..
Ankara soyadı yine yük olmuştu omuzlarıma,
Elimden tutan da yoktu.
Kapı komşunun oğluyla gidip
Hiçliğin ortasına bırakılmıştım..
Orası evimden hep kaçıştı
Zoraki sevmelerle alıştım bitmeyecek
gibi görünen bu hikayeye,
Neyse işte
Koca bir boşluk var benim hikayemde
Hangi yüklem anlam katabilir ki?
Hangi sıfat,taşır bu yüzsüzllüğü
Hangi zarfa sığar bu anlamsız mektuplar
Hangi zıt anlamlı kelimeler karşı koyar
İçimdeki eş sessiz acıya
Yaşamamış cümlelerimi,istila eder mi noktalar?
Aşınmış çoçukluğuma aç bir parantez
Hadi uzat bana elini
Ve kapat yamalı çocukluğumun kelini..
2 Ekim 2015 Cuma
Bir Arkadaş
.
Bir arkadaşım var benim teşkilattandır kendisi
Fakat benim bi bağlantım yok
Nedensiz bir belirtme ihtiyacı var içimde.
Birde onun kredi kartı var
Şifresi 1299
Tarihte birşeylere muhakkak tekabul ediyordur
Araştırmaya üşendim şimdi.
Öğrenci kartı olduğu halde limiti de epey var.
Alali aylar oldu
300 paket mavi 2000 aldı o kartla
Eksteri den denlerle dolup taşıyor
Neyse işte bir arkadaşım var benim
Hep ayni sigarayi içer
Gelişinden anlaşılır sigara alacağı
Dükkana girdiğinde ağzını açmaz
Sigarasını uzatırım
Kartını verir
Tutari girerim şifreyi de onaylarım.
Sonra kolay gelsinle uğurlarım onu dükkanımdan
Bir arkadaşım var benim
Konuşmaz pek
Benim bir arkadaşım var ki;bildiğin sessizlik..
Yersiz Kibir
En çetin geçen bir kış soğuğunda klozete oturtulmuş bazı duygular
Hiç söyledikleri kadar olamayan
bir insan kitlesi var karşımda.
Ağzıma almadığım bir kaç
kelimeden ibaret bazıları.
Bir klozet kapağı bile olamadılar gözümde
Yada seviyeleriyle muhattap oldular
klozet kapağına değen kısmımın!
Bir kaç zaruri ihtiyac benzettim
yaşanan durumlara.
Biraz tiksindirici buldum kendimi onlardan ötürü
Onlarda bir yaratığın dışladıkları,biraz kötürüm
Eğer yetiyosa gücün çek sifonu gitsin
Görev tamamlansın
Söndürün ışıklarını
Yersiz kibrin efendisi,insanların..
Baksır Renklerim
Sir ağrı bantlarıyla kaplanmış kalbim
Güzelleştirmek uğruna niyetlendirdiler beni
Yalandan ninnilerle uyutmaya çalıştılar
Olduklarından çok daha masum gibi
Sonradan anlaşıldı foyası işin
Çektiğim acıyla kala kaldım.
Renk cümbüşünde yeşili sevemezdim
Siyaha aşıktım..
Bir tabloya konu olacak kadar çirkindim
Bir kadınla beraber irkildim
Ve kapandı içimin kara kutusu
Kepenkleri indirildi retinamın
Bak sır renklerim artık!
Ben bile bilemiyorum sen nerden bilebilirsin ki?
Hem bilmen ne değiştirir kader çizgilerimde
Çizgilerimin derinliğinde
Siyahı bilebilir misin?
Gökkuşağının kayıp rengini.
Yada renklendirebilir misin dünyamı?
Baksır renklerim kadar..
17 Ağustos 2015 Pazartesi
Çaydaki Sefalet
Dost başa bakar düşünense
dibini görür baktıklarının
Görmeden sayabiliyorum üstüne bastıklarının
Minik ayaklarınla cinayet
işliyorsun ben dibinde kaldıkça,
Düşman mı oluyorum astıklarınla?
Son kez görüyorum düşman bile olmamak için.
Son kez örüyorum seni satırlarımın keskin ucuyla.
Sen son kez dön önümde
4 nala koşar gibi bir nara daha at,
üstünde tepindiğin duygularımın
Bitsin artık rezillik fiyaskon.
Sana unutturacaklarımı hatırla
Akıllandıkça kendine saldır.
Geçmemiş olan yaralarına sarıl
Bana acımadığın kadar acı kendine!
Beni acıttığın kadar acımanı istemem,
Zira kötü olmak bana yakışmaz..
Tuzluktaki Riyakar
Kapakları açık kalmış gözlerinden
doğmamış çocuk ihaneti akıyor
Tamamını almıyor göz çukurların
Adiliğinin görünmüyor ucu bucu
Kalemim yazmıyor kopcası düşmüş duygularını!
Sürgüsünü kapattım duyduklarımın
Beynimde şıp şıp damlayanlar
yetiyor da artmıyor artık
İçinde yaşamayan bir ceninin günahını taşıyorsun
Kalbimden bir bağ daha kesiliyor
Işıklarım sönüyor artık.
Aç sevgiye gönlüm zaten aralıktı
En güneşli günüm alacakaranlıktı
Önemli olan birbirini tamamlamaktı
sen beni tam anlamamışsın..
Seni olduğun gibi de kabullenirdim ama
Sen tam olmamışsın kızım..
Şekerlikteki Yalan
Gözünü diktiğin yalnızlığım
Acıyla müşterekti zaten.
Yalandan bir parçasında bulunduğum hayatının son evresini yaşıyorum.
Yalanlarının minaresine kılıf
uydurmak meşgalem artık.
Öyle hemen uğurlamaya niyetim yok
Yargılamak haddime değil velakin;
Satırlarımda seni yüzdürme
ihtiyacı artıyor günden güne.
Tatını bilmediğin bir girdabın
dönemeçlerine aldandın
Kendine güvenin, kelime denizimin en derin yerlerine sürükledi seni.
İstiskal, gurur ve yalandan üç şeyle
benim adam'a düştün
Üç yanı sessizlik kalan yanım sabırla çevrili.
Güvertesi sıkıntı dolu bir
geminin konteynerine aitsin
İçinde bana ait olmayan birçok şey
Beni senden koruyor.
Birşeylerin tamamlanması için
birşeyler eksik kalıyor.
Ve sanırım son buluyor artık
Cesedini kalbimin açıklarında bulup,
Canımın acımayan kısmına ekliyorum.
Tuzluktaki Şeker
Hatıran yeter
nasibimse gülüşlerin
Acıya gem vursa saklı düşlerin
Bu benim miladım olsa
Eminim hep seni düşlerim,
Düşledikçe eksilirim
Vazgeçilmezdir bitmesi,
başlayan birşeylerin.
Tükeneceğiz seninle
Yazılmış şarkılar dinlenecek
Söyleyenlerin ağzından
Tühleneceğiz bizatihi
Yaşadığımız için şarkıyı
Yaşattığımız için acıyı..
Gönül bahçesinin sevdiği narı
Dışardan görünenden
çok iyilik var içinde.
Tutkuyla kenetlenmiş tanelerin.
Bilmek isteyen katlanır zahmetine,
Tek tek bakar doyumsuz tadına
Bilmek istemez boş verir
Uğraşmaz kimisi,
Bir misal,
Tuzluktaki şeker midir?
Yoksa olması gereken mi?
Bakmadan atanlar olur
Bilmeyip bilmek istemeyen..
Görmeden bakanların
Görmemesi gereken..
Elinin tersiyle itip faydasından
hiç haberi olmayan.
Aldanma kalıbına!
Ya dök ya iç yok öyle biraz.
Rimelle kirpik parmaklıklarını
Sürgün eylediğin eyliner çizgilerinin
Göz arsalarında özgürlüğümü ilan et
Kaşını kaldırabildiğim kadar
şaşır,bana aşık olunca,
Göz çukurlarına hapset.
Yüzünün başkenti
Dudaklarının arası olsun
Duyduklarım dudaklarından
arsam olsun..
Şekerlikteki Tuz
Yıllarca aradım,
Karşında bulduğum huzuru,
Geçen zamanın seninle tatlanması,tatlılığından..
Bilmeden atamam seni çayıma bekleyeyim biraz,
Belki caya atılmazsın,
Belki çay hak etmiyordur seni kimbilir,
Belki bana özelsin
Belki tuzsun şekerliğimde,
sadece benim bildiğim,
Bana karış ayranın olayım,
Tadın kalsın dilimde
Sende hayranım ol
Tahtın kalsın gönlümde..
Kötülükten eser yok gözbebeklerinde
Esir olmuş kötülüklerin mabedi duruyor karışığın kahve renginde,
Beyazlığı sarıyor kötülüklerin etrafını,
Bana denk gelişinle bembeyaz öbek öbek,
Hukukun bitti öldüler,
Hakkın rahmetli,
üzerlerine olsun..
Çift odalı hapisane gözlerin,
Kapa bir odasını
bana bakarak,
Oluru var desin gözüne ayak uyduran dudakların,
İster tutsak eyle bir gülüşüne
İstersen de kirpiklerinden
as beni..
Şekerlikteki Acı
Sorunun sadeliğinden çok güzelliğinin sarhoşluğunda kaybediyorum cevabımı,
Bu kadar güzellik bir arada olabilir mi diye?
Vardır diyorum,
Bu güzellikte
Bir tuzak muhakkak vardır,
Her hödüğün gelmeye
cüret edemediği
Yada bu güzellik,
senin kalkanın olmalı
İçindeki şekere
bodoslama dalanların çeperi
Nirvanası sen olmalı
gönül tokluğumun.
Herkes sevmemeli
Yahut bir kişi sevmeli,
Çocukluğumuzdaki gibi
verdiğini geri almamalı.
Hapsetmeli güzelliğinin
gayya kuyularına.
Ve sevmek isteyenin şekerliğindeki acı olmalı,
Kabullenebildiği tek şey
şeker olanın..
Kiralık kelimelerimin ev
sahibi olmalı dudakların
Misafirliğe gelen cümleler benden duydukların olmalı,
Eşlik etmeli göz altlarına
alnından düşen saçların,
Gülüşlerin yasaklanmalı,
değer bilmeyenlere.
Gülüşler eksilmeden
doldurulması güç
gamzen,eksik kalmalı.
Belki bana saklanmalı,
Gömülüp sonsuz boşluğa
Yaşatılmalıyım ölene dek..
13 Ağustos 2015 Perşembe
Herkesten Bana Çay Söyleyin
Devir başkalaştı
Ama aynı bokun morcivertini yaşıyoruz
İnsanlarsa olabildiğine laçkalaştı
Devir de helal lokmayı haram yedirtenlerin devri olma yolunda büyük bir adım attı
Parlement bozulalı çok oldu
Marlboranın şimdilik paketi degişti
Taautçular soyuna tapmaktan çırılçıplak
Paraya tapanlar unuttuyor hep
Paranında ölüm gibi dini olmadığını.
Dayanamıyorum artık
Olmazdım böyle kahrolası
Kafamda deli sorular birbiriyle çakışıyor
Ne yaptığımı da bilmiyorum ne
yapmaya çalıştığımı da
Zaten sigara da kullanmam ben
Banane soyperestlerin çıplaklığından
Starbucks'a gidip oralet var mı diye soracağım
Cebimde 68 lira var,ölümse beni bekliyor
Bi çayla toparlardımda derdim çok bu sefer
Herkesten bana çay söyleyin..
12 Ağustos 2015 Çarşamba
Hadi Gidelim Guido
Hadi gidelim guido
Sevilmediğim yerden
Kabul görmediğim yerden
Sınandığım yerden gidelim
Gelir misin guido?
elimi tutmayanlara inat
Sen bırakmazsın değil mi?
Sevmesende olur
Sen gel benimle
Ben severim
Zaten sevinirim gelmene
En mutlusu da ben olurum
Sadece gelsen yeter
Gelmese de severdim onu
Ama sınadı guido
Olmadığı bir hayatı sordu
Konuşmamız gereken onca şey varken sustuğum insanları sordu..
Gelmeseydi de severdim
Ama sınadı guido fena sınadı..
İster hiç sevme
İster gelme umrumda olmaz
Yeter ki sınama guido
Yoksa seni de sevmem..
10 Ağustos 2015 Pazartesi
İç Sesim Geliyor
Susabilene aşk olsun
Yazdan kalma gözyaşlarımda
Su,sayabilen taş olsun.
İki arada bir bedendeyim
Susayan dil benden değil.
Suysa gözyaşım birden değil.
Sor,baharlar nasıl oralarda
Burada yaşanıyor son baharım
Hicran mevsimlerinde,
miladı oluyorum sonbaharın.
Benimle zikre düşüyor
göz yapraklarım.
Bu akşam gelmiyor içesim
kalp damarlarımın kuruyor boğazları
Döküldükçe hissizleşen dallarım
Ve canlanıyor,ölümün
Bir varsın hep yoksun
Rızkıma düşen varlığının
Son raddesinde seninleyim
Varlığına kavuştum
senden hep yoksun
Var olduğun yerde
yaşıyorum şimdi yokluğunu
Sadece duyuyorum
Sessizlik derinliğinde kendimi
Sensiz erindiğimde bendimi
Süpürdüklerimden göremiyorum
Kararıyor geceler
Ah işte böyle akşamlarda
insanın iç sesi geliyor.
'Yokluğunu kazanıp varlığını kaybeden
Yokluğuna küfredip varlığından kaybeden'..
Yar,Aralarıma Bakma
Gelmene yok bir engel
Herşeyinle geldiğin gün
Herşeyimle kabul et beni
Ve baktığın gözlerimde
Hayat bulsun saç uçların..
Yaralama sakın
Acımadan öldür istersen
Acımak öldürten cinsten..
Üzerime çöktü
Kara bulutlar
Kimbilir kaç kat
Kabus bitsin gel artık
Acıma tat kat
İçimin koflaşmış hücrelerini canlat
Üzerimde kurduğun hayallerin ağırlığyla boşluklarımı kapat
Toprak altında ölümle mücadele
etsin ardımda kalanlarım
Sardığın bedenimde
görünmesin iç acılarım
Unuttuğum herşeyi içime hapset
Yaralarım derin
Yaralarıma aldanma sakın
Yâr,aralarıma bakma
Aralarımdan kendini sakın
Aslında Devrim Bekleyebilir
Dünya bir kılıcın üzerinde dönüyor
her an her şey değişebiliyor.
Hitler küçük bir ormandan
koca bir ülkeyi fetedebiliyor.
Karl max yükümlülüğü devam eden
bir manifesto yayınlıyor.
Futbol terörün legal başkenti oluyor
Maçın yarı devresi bitmeden
macaristan fetediliyor,
kanunların imaratoru tarafından.
Desiseleri çoğalıyor günümüzyapımcılarının
toplamda iki yıllık haremi
bitmeyecek bölümlere yayıyorlar.
Şimdi ne oluyor
Şimdi insan şaşırabiliyor
Yazmaya başlıyorum tenakuzları,
Olmayacak şeyleri anlatıyorum oluyormuş gibi
Çinliler sırf uzaydan görülsün
diye devasa bir kale inşa ediyor.
Ateistler inançsızlıklarını
musaf kitap yeminiyle yapıyor
Erosun yolladığı oklar bu
sefer kendi işine yarıyor
En büyük ırkçılık endülüste yapılıyor
İtalyan mafyasına girenler;
ordan çıkma hakkını kullanıyor
Devrim beklemiyor
Bu beden seni seviyor
Şimdi ne oluyor
Şimdi ben şaşıyorum..
Denk Geldiğim Bir İyi
Dükkanda denk geldiğim biri vardı
22 yıldır aradığım tebessümün
kalıntıları vardı süretinde
Görünce mutluluk dozajım
tavana vurdu bir anda.
Sevinç varlığının devam ettiğini
söyledi en sessiz kelimeleriyle.
Iki parça bir poşete koydum
Yetmeyen elli kuruşta biraz mahcubiyet vardı birazda geldiği yolu bir daha gelememe üşengeçliği
Halbuki verdiği paraya bakmamıştım.
Hiçte önemi önemi yoktu getirdiklerinin yanında.
Dükkanın hepsini de alsaydı
sadece bakabilirdim ardından.
Kısık gözlerindeki insanlığı
yakışmıştı üzerine buram buram.
Elimden keşke daha fazlası gelseydi
Zorla kabul etmiş gibiydi
Nerde kimlerle karşılaşmış
olmalıydı ki birşeylerin hesabını yapmıştı
İnsanlardan önce insanlık ölmüş sanırım.
Ama birileri hala yaşıyor işte..
Canhıraş Çaresizliğim
Sensizliğin beş dakika öncesi
Korkuyla özdeşleşince
İnce ince dökülür yanaklarımdan
İnci tanelerim..
Teklifsiz ısrarlarım vardı sana,
Canhıraş çaresizliğim,
Sensizlikle haşır neşir
olmuş bir bedenin,
Nasır tutmuş yüreği..
Sensizlikle şimdiki zamanda
Densizce dimdik son anın
Gitmeyecek yolunda,yarınların
Karışık mı durumlar,
Yoksa yeni bir yerde
yeni bir güne
Aşka,başka mısın?
Çözmek istedikçe
körlenen düğümlerden
Göremediğimiz yolun ayrımlarında mısın?
Bir ben kaldım
Bir ben bilirim
Kimse bilmez yarınlar nasıl..
Sensizlikten beş dakika sonrasına hasım,
Katreleri boşaldı sağanak yağmurlarımın
Şemsi sensiz kaldı müridlerin
Bir de umutsuz ümitlerim
Umuda ümit verin
Sevinçlerim tükendi
Sev,incilerim üşensin dökülmesin göz uçlarım.
Bırak kırılsın,
Serçe yüreğimin parmak uçları
Senden Peydahladığım Şiirler
Dama atılmış umutlarım avuçlarımda
Çocukluğum kayıp benim!
Senden peydahladığım şiirler var..
Kaybolan çocukluğumda da bir sürü şirinlikler,
Benim hatırlamadığım annemin hafızasında.
Bulabilir misin öpülmemiş çocukluğumu sakınıp,azımsamadan
Kazası olmaz acılarımı hissetmem,sen kazısan da
Kurtarabilirmisin geri kalanımı
Saçıma karlar yağmadan.
Oda hapsi bitmeden yetişebilir misin tüm tutsaklıklarıma
Aklayabilirmisin tüm karanlıklardan
Anlayabilir misin anlayamadıklarımdan
Bilmiyorum artık
Ağır işitiyor kulaklarım.
Şu sıralar kendime sağır gibiyim.
Sağ duyusu kaybolmuş ninnilerimin
Uyutulan hiç kimse için
yazilan masal gibiyim.
KDV
Kaç aydır
yatıramadığım işci sigortası
Tarihi geçmiş çoğu ürün
Müşteri daima haklıdırı burnumdan getirenlerin;
en ucuza en iyisi anlayışı.
Uyanık toptancılar
Ve gelmeyen sen..
Toptan sevgim parakende
sunuluyor sade sana.
Palet palet sevgisizlikle
Bir kaç somon yalnızlık
kalıyor,senden bana
Siftahım kapanıyor,
midem küçülüyor
hazmedemiyorum boşluğunu,
Raf ömrü bitmese de
Af ömrü olmayacak korktuğumun.
Eksikler listesinde
demirbaş olduğunu
Terazim tartıyor,
Off'çekiyor,yokluğun.
Yufka yüreğim ufalanıyor
Ufka umut atmaktan.
Senin çentiklerinle doluyor
veresiye defterim,
Herşeyi çıkarıp,
Yokluğunu topluyorum kartelamda...
Katmadığım değer
vergisi kalmıyor
Atmadığım bir türlü atamadığım,sana..
Kalıp Ustasının Ellerinde Yaşam
Hüznümün asık suratına
Çiviledim tebessümleri.
Elindeki çekiç darbesini
esirgemedi her gelen.
Gelmeyenlerse,mühendisi oldu,
Yüzüme çakılan her demir parçasının.
Spatulayla kazır oldum izlerini
Derinleşen yerlere serpme yaramaz
İş bilmez amelenin gözünde yaram,az
Derme çatma kaşlarımda bir çift göz,
Kiremitleri su kaçırıyor çatısının.
Betonarme duvarlar yükseliyor
temeli olmayan bedenimin üstüne.
İskelesiz kalbimi inşa etmek ne zor!
Kireçlenmiş kirişlerim,
Alçıya aldım kalbimin girişlerini.
İhanetleri park ettim kapalı otoparķa,
Daha işim çok,gücüm yok artık
Kalbimin çatı katına tuğla
çekiyorum acıyla karışık.
Çimentosu yetmiyor seni içimde tutmaya.
Merdiven boşluğundan aşşağıya birer birer sevinçlerimi bırakıyorum..
Kalp hastasıyım
Şakıl çekilmemiş hayatımda
Bir kalıp ustasının,
demir teli batmiş ellerinde yaşıyorum..
Bil Mukabele Duygular
İstedikçe olmayan şeylerin
Oldukça da istemediklerimin özetisin sen,
Bir yabancıdan daha fazla özellik
taşıyorsun dünyanın hayat diye
bize sunduğu bana ait kısmında.
Bakabilmek cesaretini bile
taşıyamıyorum ürkek bedenimle.
Bilmek istediklerim takılıyor
Bilmemem gereken süzgeçlere.
Gözüm kapalı bildiklerimi
yaşayabilmekten aciz anlayabilmekten mahrum. Kursağımda kalan varlığının
şimdi yokluk divanesiyim.
Fazlası zarardı anlayabilmenin
Sevmekte olduğu gibi
Eksikliklerin hükümdarıydın,
Sevmiştim bende olduğun gibi.
Aleladele sorgu sual
Bir kaç safsata konu var.
Bil mukabele duygular çok duygusal.
Aklında toplananlar bir anda kayboldu sal, Uzaklardan en demli hasreti
sakladım senden aldıkça
Zorla kursağımda kaldıkça
İçtim kana kana
İçim kanaya kanaya
Sevmek zorunda kaldığım ne
varsa zorunluluk ürünün.
Dokunduğum her ten senin eksiklik tezahürün
Artı niyetlerini düştüm
art niyetlerinden hürlüğünün
Ardarda niyetlendim her defasında düşürdüğündüm Sana uzanan en dik merdivenden.
Çıkmayı öğrettin adım atmayı bilmeden
Sevdim işte
Tam olarak nedir bilmeden.
27 Temmuz 2015 Pazartesi
İslam Kapitalizmi
Nedir bu iç savaş
Emperyalist duyguların yaptırımları,
Aranan şey islami kapitalizm
Yani olmayan bir şey..
İçimde falanca ibniler
filanca ebucular,
Karşımdakiler sanki Nazi kampından kaçmış.
Sevgi,döviz kurumunda bir birim,
İnişler çıkışlar iflas edişler.
Aşk herkeste bulunan Amerikan doları,
Ve insanlar mimsiz medeniyet..
Emperyalist duyguların yaptırımları,
Aranan şey islami kapitalizm
Yani olmayan bir şey..
İçimde falanca ibniler
filanca ebucular,
Karşımdakiler sanki Nazi kampından kaçmış.
Sevgi,döviz kurumunda bir birim,
İnişler çıkışlar iflas edişler.
Aşk herkeste bulunan Amerikan doları,
Ve insanlar mimsiz medeniyet..
20 Temmuz 2015 Pazartesi
Yıldızlara Papatya Tacı
Dilime yakışmayan küfürleri ediyorum,içimden
Diyemediklerimi duydukça
Sağırlasıyor dilim
İcesim geliyor ucu sana
dokunan bütün zehirleri.
Beyazı siyahtan ayıramıyorum.
Kapatıyorum gözlerimi
Önümü göremezken
senden de oluyorum.
Bana öğrettiklerin canlanıyor
yarım yamalı beynimde.
Şaçlarıma düşen ihanetleri
saymaya yetmiyor abaküsüm.
Çıkmıyor sakalım yosun
tutan yanaklarımda
Yüz çevirdim aynalarıma
Ölüm ancak bu kadar güzel kokabilir
Ellerimde durur sarı ortalı beyazlıklar
Yıldızlara papatya tacı yapamıyorum
Adandı hepsi geri kalan kahpeliklere..
Göremiyorum sesini
Kokun kaldı boğazımda
Çekirdeğimden geldin yeryüzüne
Yerin,yedi kat uzak mı bana
Yoksa yaşadığın kadar yakın mı
Merkezim,kırpılmış yeryüzüne senin
İstersen yapamayan beni boğ,azımda
Yetemiyorum kendime.
Yettiremiyorum senden öğrenemediklerimi,
Senden sonrası en dik yokuşlarımmış
Çıkmaya gücüm yetmez
Orda kalmaya korkak!
Çok pişmanlık öyküsü okundu
Benimkisi aşinası olmadığım bir hudut
Yaşatamadıklarım içimde buruk.
Yaşattıklarınsa enimde durur
Yaşa,attıklarına bir çentik
Ebedi dersini unutmam ha,yat sen
Kırk yıl ölen de ben olurum.
Diyemediklerimi duydukça
Sağırlasıyor dilim
İcesim geliyor ucu sana
dokunan bütün zehirleri.
Beyazı siyahtan ayıramıyorum.
Kapatıyorum gözlerimi
Önümü göremezken
senden de oluyorum.
Bana öğrettiklerin canlanıyor
yarım yamalı beynimde.
Şaçlarıma düşen ihanetleri
saymaya yetmiyor abaküsüm.
Çıkmıyor sakalım yosun
tutan yanaklarımda
Yüz çevirdim aynalarıma
Ölüm ancak bu kadar güzel kokabilir
Ellerimde durur sarı ortalı beyazlıklar
Yıldızlara papatya tacı yapamıyorum
Adandı hepsi geri kalan kahpeliklere..
Göremiyorum sesini
Kokun kaldı boğazımda
Çekirdeğimden geldin yeryüzüne
Yerin,yedi kat uzak mı bana
Yoksa yaşadığın kadar yakın mı
Merkezim,kırpılmış yeryüzüne senin
İstersen yapamayan beni boğ,azımda
Yetemiyorum kendime.
Yettiremiyorum senden öğrenemediklerimi,
Senden sonrası en dik yokuşlarımmış
Çıkmaya gücüm yetmez
Orda kalmaya korkak!
Çok pişmanlık öyküsü okundu
Benimkisi aşinası olmadığım bir hudut
Yaşatamadıklarım içimde buruk.
Yaşattıklarınsa enimde durur
Yaşa,attıklarına bir çentik
Ebedi dersini unutmam ha,yat sen
Kırk yıl ölen de ben olurum.
27 Haziran 2015 Cumartesi
Bezlendi Duygularım
Yanıyor içimdeki deniz ,
Buharlaşıyor senin için biriktirdiğim her gözyaşı,
Kayıp olan çocukluğumda
Bezleniyor duygularım
Altını ıslatmıyor göz bebeklerim
Doğum lekesi olarak kalıyorsun
Sol göğsümün doğusunda.
Bekle biraz soğusun da..
Künyemde sensizlik yazıyor
Künyemde kalmıyor bana
İçinde sen olan ne varsa
Yalancı emzikle
Kandırılıp elimden alınıyor
Biberonum sensizlik zehriyle doluyor.
Artık biberon için ağlayamıyorum..
Sırtım sıvazlanıyor sensizliğin soğukluğunda.
Az geliyorsun gazım çıkmıyor.
Ağlamaklı acılarım kalıyor
Göbek bağım kesilince
Ölmeye başlıyorum
Doğduğum günde
Sen olmuyorsun
Sancılarımın üstüne..
Buharlaşıyor senin için biriktirdiğim her gözyaşı,
Kayıp olan çocukluğumda
Bezleniyor duygularım
Altını ıslatmıyor göz bebeklerim
Doğum lekesi olarak kalıyorsun
Sol göğsümün doğusunda.
Bekle biraz soğusun da..
Künyemde sensizlik yazıyor
Künyemde kalmıyor bana
İçinde sen olan ne varsa
Yalancı emzikle
Kandırılıp elimden alınıyor
Biberonum sensizlik zehriyle doluyor.
Artık biberon için ağlayamıyorum..
Sırtım sıvazlanıyor sensizliğin soğukluğunda.
Az geliyorsun gazım çıkmıyor.
Ağlamaklı acılarım kalıyor
Göbek bağım kesilince
Ölmeye başlıyorum
Doğduğum günde
Sen olmuyorsun
Sancılarımın üstüne..
24 Haziran 2015 Çarşamba
İçindekilere İyi Bak
Belirsizliklerin koynunda
Kopan bağların göbeğimdeki iziyle gidiyorum..
Unutmak zorunda kaldıklarımı
Aklımın almadıklarını
Senin küçüklüğünde kaybettiklerimi,
Sana bıraktım.
Büyüklüğünde kazandıklarımı,
Yanıma aldım gidiyorum..
Geri dönüşü yok acılarımın
Bavulumun yan gözü
Kalbimin kırıklarıyla dolu
Çektirdiklerini unuttum,
Acını sardım tütün kağıdına son durakta oturan yaşlı bir amcaya verdim,
Sevinçleri de deniz kenarından alırsın istersen.
Adın geçmedi hiçbir şekilde
Sana verdiğim sözü tuttum bugün..
Kurtuluyorsun benden
Artık istesen de göremiyceksin Kazandıklarımı hapsettiğim Kutu'da bırakarak herşeyi,
Gidiyorum senden..
Gelir miyim bilmiyorum
Belki gelememek üzere gidiyorum..
İçindekilere iyi bak
İçimdekiler sana emanet
18 Haziran 2015 Perşembe
Kel Olan Kalbim
Başlamayan bir şeyin
bitmişlik hissini yaşıyorum
Mozartın senfonisi yokluğununun iç sesini işliyor notaların soluna
Garfield'a konu oluyor uyuşukluğum sonunda
Müfettiş Gatged da çözemiyor sensizliği
Sessizliğim de Carli Caprin
tarafından takdir ediliyor
Gülüşüm acıtmadan
Acım güldürüyor..
Cedrik'in sevdiği gibi Chen'i
Bende sevdim seni
Hep yedi yaşında.
Sekize ayak basamadan
yokluğunu öldürüyorum
Yokluğunda yaşarken,
Sonu gelmeyen cenaze törenine yetişiyor tavşanı geçen kaplumbağa
Road Runnur da yakalanıyor
Coyote'yle anlaşan Hızlı Gonzales'e
Kayıp olan çocukluğumdu
Artık hiçbirşey kalmıyor yokluğundan bana..
Arı Maya yaban arılarıyla kaçtı
Zorro da aramaya çıktı gidiş o gidiş
Rapunzel'in saçı yetmiyor
Caillou saç ektiriyor dazlağına
Pepe oynamıyor kardeşiyle
Planlarını bozdum Marsupilaninin
Battı batmaz sanılan Batman
Yedinin boynu bükük,
öldürdüm prensesi
Keloğlan masalları da bitti
Kel olan kalbim artık..
bitmişlik hissini yaşıyorum
Mozartın senfonisi yokluğununun iç sesini işliyor notaların soluna
Garfield'a konu oluyor uyuşukluğum sonunda
Müfettiş Gatged da çözemiyor sensizliği
Sessizliğim de Carli Caprin
tarafından takdir ediliyor
Gülüşüm acıtmadan
Acım güldürüyor..
Cedrik'in sevdiği gibi Chen'i
Bende sevdim seni
Hep yedi yaşında.
Sekize ayak basamadan
yokluğunu öldürüyorum
Yokluğunda yaşarken,
Sonu gelmeyen cenaze törenine yetişiyor tavşanı geçen kaplumbağa
Road Runnur da yakalanıyor
Coyote'yle anlaşan Hızlı Gonzales'e
Kayıp olan çocukluğumdu
Artık hiçbirşey kalmıyor yokluğundan bana..
Arı Maya yaban arılarıyla kaçtı
Zorro da aramaya çıktı gidiş o gidiş
Rapunzel'in saçı yetmiyor
Caillou saç ektiriyor dazlağına
Pepe oynamıyor kardeşiyle
Planlarını bozdum Marsupilaninin
Battı batmaz sanılan Batman
Yedinin boynu bükük,
öldürdüm prensesi
Keloğlan masalları da bitti
Kel olan kalbim artık..
15 Haziran 2015 Pazartesi
Kaleciliği Bilmem Ben
Bak sevdiğim
Yine kabul edilmedim arkadaşlarım arasına
Küçükken de böyleydi topum olmazsa
almazlardı beni.
Aldıklarında kandırıp kaleye geçirirlerdi..
Gol yediğimde kızarlardı
Bilmem ki kaleciliği ben,
Seni sevsem olmaz mı?
Sonra top patlardı benimse ödüm ,
Dedeme nasıl hesap vereceğim diye..
Koşardım babaanneme
Dedemden saklardım..
Şimdide böyle
Bak sigara içenler de almıyorlar beni aralarına
Kandıranlar oluyor içmem için,kızan adamlarda,
Yine ödüm patlıyor dedeme ne derim diye
Babaanneme de koşamam,
Anlar dedem saklayamam..
Sende kabul etmedin
Sende almadın arana
Halbuki kandırıp kaleye geçirsen
gol atsan kızsan da her seferinde
Patlatsan da topumu,
Ödüm patlamazdı
Dedem de bilmezdi
Babaanneme de koşmazdım
Kaleciliği bilmem ben
Sen al beni arana
Çok yoruldum
Biraz da sen sevsen olmaz mı?
Yine kabul edilmedim arkadaşlarım arasına
Küçükken de böyleydi topum olmazsa
almazlardı beni.
Aldıklarında kandırıp kaleye geçirirlerdi..
Gol yediğimde kızarlardı
Bilmem ki kaleciliği ben,
Seni sevsem olmaz mı?
Sonra top patlardı benimse ödüm ,
Dedeme nasıl hesap vereceğim diye..
Koşardım babaanneme
Dedemden saklardım..
Şimdide böyle
Bak sigara içenler de almıyorlar beni aralarına
Kandıranlar oluyor içmem için,kızan adamlarda,
Yine ödüm patlıyor dedeme ne derim diye
Babaanneme de koşamam,
Anlar dedem saklayamam..
Sende kabul etmedin
Sende almadın arana
Halbuki kandırıp kaleye geçirsen
gol atsan kızsan da her seferinde
Patlatsan da topumu,
Ödüm patlamazdı
Dedem de bilmezdi
Babaanneme de koşmazdım
Kaleciliği bilmem ben
Sen al beni arana
Çok yoruldum
Biraz da sen sevsen olmaz mı?
Çaldığım Hayır Kapısı
Dayanmıştım surdan kalelerinin sırdan kapılarına,
Kendimi de kaybederdim seni kazanmak uğruna,
Kendimi yenmek için, savaşmıştım
Yenmiştim de,hatta kaybetmiştim..
Ve kazanamadığım sen vardın,
Birde uğruna tek tek öldürdüğüm kelime ordum.
Her kılıç darbesiyle kesik yedim,solumdan
Ve her kılıç darbesi asker oldu ordumun sonuna..
Uzağında savaştım dokunmadan kapına
Uzakları zor aştım görebilmek adına,
Boşa mı uğraştım,
Sana mı savaştım,
Kendimi aştım da
Senin için kuru bir aştım..
Olmayan birşeydim gözünde
Aşamadığım duvarların yıkıldı üzerime
Geri hizmettekiler ölmüştü ilk seferde
Benden arda kalan ne varsa bitmişti
Bende tükenmiştim..
Çaldığım kapın hayırdı
Aldığım cevap da..
Hayır dendi yapmamalıydım,olmazdı.
Halbuki herşeyimle gelmiştim
Herbişeyim tam değilken..
Kendimi de kaybederdim seni kazanmak uğruna,
Kendimi yenmek için, savaşmıştım
Yenmiştim de,hatta kaybetmiştim..
Ve kazanamadığım sen vardın,
Birde uğruna tek tek öldürdüğüm kelime ordum.
Her kılıç darbesiyle kesik yedim,solumdan
Ve her kılıç darbesi asker oldu ordumun sonuna..
Uzağında savaştım dokunmadan kapına
Uzakları zor aştım görebilmek adına,
Boşa mı uğraştım,
Sana mı savaştım,
Kendimi aştım da
Senin için kuru bir aştım..
Olmayan birşeydim gözünde
Aşamadığım duvarların yıkıldı üzerime
Geri hizmettekiler ölmüştü ilk seferde
Benden arda kalan ne varsa bitmişti
Bende tükenmiştim..
Çaldığım kapın hayırdı
Aldığım cevap da..
Hayır dendi yapmamalıydım,olmazdı.
Halbuki herşeyimle gelmiştim
Herbişeyim tam değilken..
14 Haziran 2015 Pazar
Kabrine Ziyaret
Yine damlıyor solumun vanası,
Yine kan revan gönlüm
Bana peşkeş çeken acılar,
Acılarım..
Yine kesiliyor soluğum
Dökülenler yanağımdan,
Hayat buluyor bozkır sakalımda
İntihar eden gözyaşlarım,
Gönlümün yasıyla..
Acım dinmiyor
Acın siniyor şakaklarıma
Ve defni gerçekleşiyor gözyaşımın,
Kara toprak sakalıma,
Adına türbe oluyor acılarım.
Her ağladığımda kabrine ziyaret ediyorum,
Senden kalan
Sana en yakın
Gözyaşlarımla..
Yine kan revan gönlüm
Bana peşkeş çeken acılar,
Acılarım..
Yine kesiliyor soluğum
Dökülenler yanağımdan,
Hayat buluyor bozkır sakalımda
İntihar eden gözyaşlarım,
Gönlümün yasıyla..
Acım dinmiyor
Acın siniyor şakaklarıma
Ve defni gerçekleşiyor gözyaşımın,
Kara toprak sakalıma,
Adına türbe oluyor acılarım.
Her ağladığımda kabrine ziyaret ediyorum,
Senden kalan
Sana en yakın
Gözyaşlarımla..
13 Haziran 2015 Cumartesi
Sallanan Korkular
Yıkılan binaların altında kalmış hayaller,
Ezilen hayaller ve yaşatması gereken hayatlar,
Bilmeyenin keyf-i âla tenhada rahatlar..
Yirmi üç ekim iki bin küsür
Kaldın çaresiz ve korumasız,
Yıkılan duvarlarla çöktü karanlık korkun arsız..
Titredi içim,
Geçti yirmi beş saniye,
Ve sallanmanın etkisi..
Enkazı kalkmayan korkumun
Yaşamıma tepkisi..
Unutmamak ve unutulmamaktı
Kalpten firar eden dilekler,
Dilenenler duygular gibi içtenler..
Unutuldu,
Hesaba katılmadı ihmaller,
Unutuldu unutmak isteyenlerin,
Unutmak istedikleri,
Unutuldu korkular...
Ezilen hayaller ve yaşatması gereken hayatlar,
Bilmeyenin keyf-i âla tenhada rahatlar..
Yirmi üç ekim iki bin küsür
Kaldın çaresiz ve korumasız,
Yıkılan duvarlarla çöktü karanlık korkun arsız..
Titredi içim,
Geçti yirmi beş saniye,
Ve sallanmanın etkisi..
Enkazı kalkmayan korkumun
Yaşamıma tepkisi..
Unutmamak ve unutulmamaktı
Kalpten firar eden dilekler,
Dilenenler duygular gibi içtenler..
Unutuldu,
Hesaba katılmadı ihmaller,
Unutuldu unutmak isteyenlerin,
Unutmak istedikleri,
Unutuldu korkular...
12 Haziran 2015 Cuma
Keşkelerimin Başkenti
Nemli yastığımla dertleşiyorum yine,
Bu aralar fazla içliyiz,
Dışlanan sevgimiz için.
Yine gözlerimden uğurlanıyor istasyonlara trenler ıslak ıslak..
Saklanıyor çehrelerdeki ifadelerin makinistleri,
Yol belli kapanıyor gözler
İz belli gülemiyor gözler..
Coşkuyla karşılandın yine dertlerimin ülkesi,
Keşkelerimin başkentinde
Yas'tın ülke mevsiminde
Aşık olundu yağmura
Aşık olundu sessizliğe..
Bu yüzden coşku karşıladı seni
Coşkuya neden oldun
Yastığımın ülkesinde..
Vagonlarım devrildi
Sensizlik hükmedince,
Onarıma alındı raylarım
Onarılmıyor bağlarım.
Yol alan lokomotifler ulaşamadı sana,
Ulaşamadığım senin,
yüküyle kaldım
Sana uzak benim sırtımda,
Yastığa baş koymadım aldığım yol boyunca,
Yas'tın yüreğimde
Yaş oldun gözlerimde..
Bu aralar fazla içliyiz,
Dışlanan sevgimiz için.
Yine gözlerimden uğurlanıyor istasyonlara trenler ıslak ıslak..
Saklanıyor çehrelerdeki ifadelerin makinistleri,
Yol belli kapanıyor gözler
İz belli gülemiyor gözler..
Coşkuyla karşılandın yine dertlerimin ülkesi,
Keşkelerimin başkentinde
Yas'tın ülke mevsiminde
Aşık olundu yağmura
Aşık olundu sessizliğe..
Bu yüzden coşku karşıladı seni
Coşkuya neden oldun
Yastığımın ülkesinde..
Vagonlarım devrildi
Sensizlik hükmedince,
Onarıma alındı raylarım
Onarılmıyor bağlarım.
Yol alan lokomotifler ulaşamadı sana,
Ulaşamadığım senin,
yüküyle kaldım
Sana uzak benim sırtımda,
Yastığa baş koymadım aldığım yol boyunca,
Yas'tın yüreğimde
Yaş oldun gözlerimde..
Kestirme Yollarımı
Kestirme yollarımı,
Atmadığın adımlara eyvallah da
İznine muhtacım anla,
Gelmeme yosun tuttu ağaçlar
Hepsi seni göstermiyor.
Karıncalar eşeledikçe uzaklaşıyor senden,
Ve kararıyor geceler kara günlerimin üstüne..
Bataklık çekiyor içine senin olduklarını,
Yokluğundan ne varsa
Olmadığın için,
Ve haylı zorlaşıyor yol almak
Pusu kurulmuş puslu yollarında..
Kırmızı başlıklı kalbimi
hedef alıyor bir kurt,
kandırıp almak istiyor benden seni
Ve gelemiyorum sana..
Dönemiyorum geri
Taş bırakmamışım dönmek için ardımda.
Uzun uzadıya her şey,
Uzundu,daha da uzadı,
Yalan değildi ama dolandı her şey,
Sende kestirme yollarımı,
Kestirme yollarımda kesilmişken..
Atmadığın adımlara eyvallah da
İznine muhtacım anla,
Gelmeme yosun tuttu ağaçlar
Hepsi seni göstermiyor.
Karıncalar eşeledikçe uzaklaşıyor senden,
Ve kararıyor geceler kara günlerimin üstüne..
Bataklık çekiyor içine senin olduklarını,
Yokluğundan ne varsa
Olmadığın için,
Ve haylı zorlaşıyor yol almak
Pusu kurulmuş puslu yollarında..
Kırmızı başlıklı kalbimi
hedef alıyor bir kurt,
kandırıp almak istiyor benden seni
Ve gelemiyorum sana..
Dönemiyorum geri
Taş bırakmamışım dönmek için ardımda.
Uzun uzadıya her şey,
Uzundu,daha da uzadı,
Yalan değildi ama dolandı her şey,
Sende kestirme yollarımı,
Kestirme yollarımda kesilmişken..
7 Haziran 2015 Pazar
Yaradanla Kontratımız Var
Sen hiç nefes alan kadavra gördün mü?
Her şeyden elini ayağını çekmiş,
Uzun soluklu yolculuğun son raddesinde,
Ardında sel zedesi gözlerle,
Ölüme nefesler kala;
Yaradanla kontratımız var..
Ben yaşayan ölüler gördüm,
Her şey ondan,elini ayağını çekmiş
Son raddesinde kısa soluğu ile yolculuğun,
Gözleri sel zedesi,ardında
Nefes kala ölüme,
Ölüm kaderin koynunda,
Yaşam senin elinde,
Yok ki yaradanla kontratımız..
Her şeyden elini ayağını çekmiş,
Uzun soluklu yolculuğun son raddesinde,
Ardında sel zedesi gözlerle,
Ölüme nefesler kala;
Yaradanla kontratımız var..
Ben yaşayan ölüler gördüm,
Her şey ondan,elini ayağını çekmiş
Son raddesinde kısa soluğu ile yolculuğun,
Gözleri sel zedesi,ardında
Nefes kala ölüme,
Ölüm kaderin koynunda,
Yaşam senin elinde,
Yok ki yaradanla kontratımız..
Deminden Göremediğim Sen
Dün baktığım gözlerine
Bugün köle oldu bedenim
Düşününce olma ihtimalim,
Yarınlara olma,ihtimalim.
Ben senin en büyük ihmalin..
Bugün içmediğim sigaraların,
Tüketemediğim hasretin,
Bugün olmayan senin,
Efkar dumanıyla keş oldum.
Efkar dumanıma eş oldun..
Yarın şekersiz içeceğim çayın
Eskiden kalma bir tadı
Deminden göremediğim seni
Yokluğumla tadlandıracağım,
yokluğunu taçlandıracağım
Bugün köle oldu bedenim
Düşününce olma ihtimalim,
Yarınlara olma,ihtimalim.
Ben senin en büyük ihmalin..
Bugün içmediğim sigaraların,
Tüketemediğim hasretin,
Bugün olmayan senin,
Efkar dumanıyla keş oldum.
Efkar dumanıma eş oldun..
Yarın şekersiz içeceğim çayın
Eskiden kalma bir tadı
Deminden göremediğim seni
Yokluğumla tadlandıracağım,
yokluğunu taçlandıracağım
Kolayı Kaybettin
Anlık değildir sevmelerim,
Nisan yağmurlarına hiç benzemez.
Hava durumuna binayen,
Mevsimler gibidir,bellidir..
Zordur girmek gönlüme
Çıkmak daha kolay,
Girerek zoru başardın ama
Çıkarak kolayı kaybettin...
Nisan yağmurlarına hiç benzemez.
Hava durumuna binayen,
Mevsimler gibidir,bellidir..
Zordur girmek gönlüme
Çıkmak daha kolay,
Girerek zoru başardın ama
Çıkarak kolayı kaybettin...
6 Haziran 2015 Cumartesi
Kafa Kağıdında
Arkadaş sırdaştı bana,
Kafa kağıdında babam,
Hepsinden önce adam.
İyi biriydi,
Ve takipleşirdik sanalda,
Bir gün yorum yaptı yazdıklarıma;
"Erkekler ağlamazmış evlat"diye
Benim cevap pek sansasyonel;
Kadınlar ağlatır Baba..
Kafa kağıdında babam,
Hepsinden önce adam.
İyi biriydi,
Ve takipleşirdik sanalda,
Bir gün yorum yaptı yazdıklarıma;
"Erkekler ağlamazmış evlat"diye
Benim cevap pek sansasyonel;
Kadınlar ağlatır Baba..
Zalim Müşrik
Sen beni cahiliye dönemi dogmalarla karıştırdın.
Birilerinden taklit ederek sevmedim seni.
Diri diri gömülenler gibi alıpta gönlüme sokmadım..
İslamiyetin doğuşu gibi
Sindire sindire sindin sineme
Önce kanıma,
Sonra canıma..
Ama gittin hurafelere inandın,
Seni sevmemle kendini tek din sandın!
Unuttun,
İnananlar acıkınca
putları yerdi
Şimdi gelsen inansan da,
Hadi ordan zalim müşrik..
Birilerinden taklit ederek sevmedim seni.
Diri diri gömülenler gibi alıpta gönlüme sokmadım..
İslamiyetin doğuşu gibi
Sindire sindire sindin sineme
Önce kanıma,
Sonra canıma..
Ama gittin hurafelere inandın,
Seni sevmemle kendini tek din sandın!
Unuttun,
İnananlar acıkınca
putları yerdi
Şimdi gelsen inansan da,
Hadi ordan zalim müşrik..
Semaver
Vermeden almayı bekleyen nemrutlar,
Sevmeden sevilmeyi isteyen.
Armut piş ağzıma düş,
Bunu geçtim.
Armut piş ağzıma düşme
mideme otur istemi.
Gelinen son noktada benim sitemim..
Sanki sürülen cefa çekilen sefa,
Hadi bunları hep geçtim.
Her şey dengi dengine de olmasın.
Artık başka gönüller solmasın,
Bir semaver misali
Ver kömürü gönlüme
Al gönlümü ömrüne..
Sevmeden sevilmeyi isteyen.
Armut piş ağzıma düş,
Bunu geçtim.
Armut piş ağzıma düşme
mideme otur istemi.
Gelinen son noktada benim sitemim..
Sanki sürülen cefa çekilen sefa,
Hadi bunları hep geçtim.
Her şey dengi dengine de olmasın.
Artık başka gönüller solmasın,
Bir semaver misali
Ver kömürü gönlüme
Al gönlümü ömrüne..
Sen Enterdi Ol Ben Endülijans
Suretin nede andırıyor
Orta Çağın karanlık çehresini..
Seni sevişlerimin sendeki
tepkisizliği ve çaresizliğim.
Suçu mutlak itiraf anlayış olsun sert,katı
Seni sevmek suçum buda bir nevi itirafım..
Çok dolaştım,çok bekledim duraklarda
Suçuma ortak aradım seveni bulamadım.
Suçuma kurban aradım sevileni bulamadım.
Keşke seni bulabilseydim yahut sen gelseydin,
Şeriatla yönetilen bir ülkeye gider
Özgürce yaşardık seninle,
Sonra yargılanan ben olurdum,
Zalim işkence yöntemleriyle...
Hadi artık
Milli yas ilan edilsin her sevenin yüreğinde,
Meclisler uğraşa dursun bu politik güdümle,
Kurulsun bir engizisyon
Sen enterdi ol ben endülijans,
Sen kurtar bir kere de
Bense bir ömür uğraşayım
İçimde seninle..
Orta Çağın karanlık çehresini..
Seni sevişlerimin sendeki
tepkisizliği ve çaresizliğim.
Suçu mutlak itiraf anlayış olsun sert,katı
Seni sevmek suçum buda bir nevi itirafım..
Çok dolaştım,çok bekledim duraklarda
Suçuma ortak aradım seveni bulamadım.
Suçuma kurban aradım sevileni bulamadım.
Keşke seni bulabilseydim yahut sen gelseydin,
Şeriatla yönetilen bir ülkeye gider
Özgürce yaşardık seninle,
Sonra yargılanan ben olurdum,
Zalim işkence yöntemleriyle...
Hadi artık
Milli yas ilan edilsin her sevenin yüreğinde,
Meclisler uğraşa dursun bu politik güdümle,
Kurulsun bir engizisyon
Sen enterdi ol ben endülijans,
Sen kurtar bir kere de
Bense bir ömür uğraşayım
İçimde seninle..
Sarı Kola
Toplumda aykırı olmayacaksın!
Farklı yaşamayacak farklı görünmeyeceksin.
Sonra Marjinal olursun toplumda,çoğusu bu kelimeyi bilmediğinden mazallah toplumdan aforoz edilirsin!
Dikkat et!
Ve samimi olalım,
Tutmayalım sevgiliyle elele,
Avuç içini öpelim eğer bırakmayacaksak bir ömür..
Yada sevmeyelim üzenlere inat..
Eski samimiyeti geri getirelim,
gerekirse toplumdan dışlanıp eskici olalım.
LM'ye Laz Malborası diyelim
Caramelli macchiato içmeyelim,
Türk'ün kahvesi yanında..
Otobüs olmasın hayatımız da
Çok oturgaçlı götürgeç olsun
Ve inelim dönenlerin dünyasından son durakta..
Samimi niyetleri bulup çıkaralım ortalığa,
Biraz babaannem gibi olalım mesela,
Verin bana ordan Sarı Kola..
Farklı yaşamayacak farklı görünmeyeceksin.
Sonra Marjinal olursun toplumda,çoğusu bu kelimeyi bilmediğinden mazallah toplumdan aforoz edilirsin!
Dikkat et!
Ve samimi olalım,
Tutmayalım sevgiliyle elele,
Avuç içini öpelim eğer bırakmayacaksak bir ömür..
Yada sevmeyelim üzenlere inat..
Eski samimiyeti geri getirelim,
gerekirse toplumdan dışlanıp eskici olalım.
LM'ye Laz Malborası diyelim
Caramelli macchiato içmeyelim,
Türk'ün kahvesi yanında..
Otobüs olmasın hayatımız da
Çok oturgaçlı götürgeç olsun
Ve inelim dönenlerin dünyasından son durakta..
Samimi niyetleri bulup çıkaralım ortalığa,
Biraz babaannem gibi olalım mesela,
Verin bana ordan Sarı Kola..
En Kıdemli Yalnızlık
Kentsel dönüşüme uğramış bir gönlün
ortasında tek bir binayım şimdi.
En paralı mühendislerden ihaleme giren yok;
ben bile yıkılmak isterken dibime,
umudum yok artık yıkılmayacak olmamdan bile.
Etrafımda yükselen binalar olacak,
Ortasında kalacağım en kıdemli yalnızlığın,
Ben boynu bükük unutulacağım içinde
Sen dik ol unutma,
Yine de koru beni binalardan
Gerekirse sendikam ol unutma.
İstemeden kayboluyorum taş eren onlar,
Beni engelliyor kadrosuz taşeronlar.
Artık piyasa da fiyasko
Ben çıkarım dağa taşa,
Sen şehri kurmuşsun
Ben daha muhtarsız taşra.
ortasında tek bir binayım şimdi.
En paralı mühendislerden ihaleme giren yok;
ben bile yıkılmak isterken dibime,
umudum yok artık yıkılmayacak olmamdan bile.
Etrafımda yükselen binalar olacak,
Ortasında kalacağım en kıdemli yalnızlığın,
Ben boynu bükük unutulacağım içinde
Sen dik ol unutma,
Yine de koru beni binalardan
Gerekirse sendikam ol unutma.
İstemeden kayboluyorum taş eren onlar,
Beni engelliyor kadrosuz taşeronlar.
Artık piyasa da fiyasko
Ben çıkarım dağa taşa,
Sen şehri kurmuşsun
Ben daha muhtarsız taşra.
5 Haziran 2015 Cuma
Çağ Dışı Mezuniyet
Cağın gerisinde bir mezuniyet töreniydi seni benden uğurlayışım..
Daha kokunu almadan
Gözlerinde tam olamadan
Ve saçını hiçbir zaman göremeden gideceksin beni sevebilme umudumdan..
Sahi sadece umuttu değil mi?
Eksik aksanları çoktu bu tatsız telaşın
Sana ait ve yapmak zorunda olduğum bu formaliteden fazlası vardı bünyesinde,
Yaşanmış günlerin azlığı
ve burukluğu yaşayamadığım bir ćok duygunun hiçliği gibi
boynumda günah kelepçesiyle göndermek zorundayım seni..
Üzgünüm sevdiğim
Bana ayrılan zamanın sonuna sen eklenmiyor
O kadar anıyı terzi gibi bir söküp bin dikerken
Bir seni daha almıyor dikişimin iğne uçları..
Ve kendi ellerimle diktiğim mezuniyet elbiseni giyiyorsun
Kalbimin fermanı da kurdele ile bağlandı senin için
Ve sevmeyişlerini göster bana
kalbimi atarmışcasına attığın kep ile..
Daha kokunu almadan
Gözlerinde tam olamadan
Ve saçını hiçbir zaman göremeden gideceksin beni sevebilme umudumdan..
Sahi sadece umuttu değil mi?
Eksik aksanları çoktu bu tatsız telaşın
Sana ait ve yapmak zorunda olduğum bu formaliteden fazlası vardı bünyesinde,
Yaşanmış günlerin azlığı
ve burukluğu yaşayamadığım bir ćok duygunun hiçliği gibi
boynumda günah kelepçesiyle göndermek zorundayım seni..
Üzgünüm sevdiğim
Bana ayrılan zamanın sonuna sen eklenmiyor
O kadar anıyı terzi gibi bir söküp bin dikerken
Bir seni daha almıyor dikişimin iğne uçları..
Ve kendi ellerimle diktiğim mezuniyet elbiseni giyiyorsun
Kalbimin fermanı da kurdele ile bağlandı senin için
Ve sevmeyişlerini göster bana
kalbimi atarmışcasına attığın kep ile..
Üzüntümün Mimarı Işık Şefi
Başlıyor gösteri
Başlıyor gösterim..
İntikamdan yoksun nefretim
Ve sevgisiz büyümüş savdamı görüyorsun sahnemde..
Yüreği kaldırmaz diye şiddet ve korku içerir uyarısında bulunuyorum, senden arda kalan seyircilere..
Sana itafen hazırlanıp insanlığa sunuyorum senin sevmediğin sevdamı..
Sevebilme imkanın diye
adlandırıyorum dramatik durumu,
Gülenler oluyor ağlanyanlar daha fazla,
Işıklar sana dönüyor daha net görmem için tepkisizliğini..
Işık şefi bir anda mimarı oluyor üzüntümün..
Hipokrat adını tutturmuş gidiyor doktorlar,
Sen gelip hüküm giydiriyorsun yokluğuna,
Namus ve şerefin üzerine yeminler sevmeyeceğine dair,
Bunlar yetmezmiş gibi
Atatürk ilke ve inkılaplarıyla devlete güvence altına alıyorsun..
Beni sevmediğini..
Bildiğim halde sevmediğini..
Başa alıyorum gösterimi,
Saygı duruşu ve İstiklal marşı anonsunu duyuruyorum seyircilere,
Herkes hazırlanıyor saygı duruşuna benim bir kelamımla,
Üstüne alınmış gibi hareketleniyorsun,
Alınman gereken sevgimi hiçe sayıp,
Bozma rahatını,
Saygı duruşu
Sevgiyi duyanlar içindi
Sevgimi duyanlar için..
Ugrankra
Başlıyor gösterim..
İntikamdan yoksun nefretim
Ve sevgisiz büyümüş savdamı görüyorsun sahnemde..
Yüreği kaldırmaz diye şiddet ve korku içerir uyarısında bulunuyorum, senden arda kalan seyircilere..
Sana itafen hazırlanıp insanlığa sunuyorum senin sevmediğin sevdamı..
Sevebilme imkanın diye
adlandırıyorum dramatik durumu,
Gülenler oluyor ağlanyanlar daha fazla,
Işıklar sana dönüyor daha net görmem için tepkisizliğini..
Işık şefi bir anda mimarı oluyor üzüntümün..
Hipokrat adını tutturmuş gidiyor doktorlar,
Sen gelip hüküm giydiriyorsun yokluğuna,
Namus ve şerefin üzerine yeminler sevmeyeceğine dair,
Bunlar yetmezmiş gibi
Atatürk ilke ve inkılaplarıyla devlete güvence altına alıyorsun..
Beni sevmediğini..
Bildiğim halde sevmediğini..
Başa alıyorum gösterimi,
Saygı duruşu ve İstiklal marşı anonsunu duyuruyorum seyircilere,
Herkes hazırlanıyor saygı duruşuna benim bir kelamımla,
Üstüne alınmış gibi hareketleniyorsun,
Alınman gereken sevgimi hiçe sayıp,
Bozma rahatını,
Saygı duruşu
Sevgiyi duyanlar içindi
Sevgimi duyanlar için..
Ugrankra
3 Haziran 2015 Çarşamba
Köhne Yaprak
Sonbahar vedası dalından, yaprağın
Müebbete süzülür yürekteki boşluktan
Sol tarafı üzerine düşer, ağırlığından
Gözleri dalında kalır,canhıraş
yokoluşta
Bir devinimin dönmeyeni olmuştum..
Mevsimin sonu,mutlu yıllar sevdiğim
Bitmeyen mevsiminin ve müebbetin
Bir yaşamlık hakkı olan köhne yaprağı(ben)
Randevusu köklerinde olacak,
Kara toprak kabristanı meftasının..
Istemedin ve de tutmadın beni dalında
Çürüyüp sana geleceğim humus tadında,
Döndü devinim,seçim hakkı benim
Seçemem seni,başka yapraklara yazık
Unutmadan mevsimsiz çam ağaçlarını da
Seçim hakkı benim
Seçimde haklı benim..
Müebbete süzülür yürekteki boşluktan
Sol tarafı üzerine düşer, ağırlığından
Gözleri dalında kalır,canhıraş
yokoluşta
Bir devinimin dönmeyeni olmuştum..
Mevsimin sonu,mutlu yıllar sevdiğim
Bitmeyen mevsiminin ve müebbetin
Bir yaşamlık hakkı olan köhne yaprağı(ben)
Randevusu köklerinde olacak,
Kara toprak kabristanı meftasının..
Istemedin ve de tutmadın beni dalında
Çürüyüp sana geleceğim humus tadında,
Döndü devinim,seçim hakkı benim
Seçemem seni,başka yapraklara yazık
Unutmadan mevsimsiz çam ağaçlarını da
Seçim hakkı benim
Seçimde haklı benim..
1 Haziran 2015 Pazartesi
Halifesiz Saltanat
Bir parlemento kurdum gönlümde
Tek kişiden kurulu bir cumhuriyet,
Halifesiz saltanat
Tıbkı zangoçsuz katedral gibi
Bana benzeyen berduş komünistler
Sense devrime hazırlanan Rus oligarkları..
Halkın darbe girişimi eşittir senin bana gelmeyişin..
Hadı bırak hükümeti
Gell seninle ihtilal yapalım yoksa ben Vahdettinim!!
Kaçarım..!
Tek kişiden kurulu bir cumhuriyet,
Halifesiz saltanat
Tıbkı zangoçsuz katedral gibi
Bana benzeyen berduş komünistler
Sense devrime hazırlanan Rus oligarkları..
Halkın darbe girişimi eşittir senin bana gelmeyişin..
Hadı bırak hükümeti
Gell seninle ihtilal yapalım yoksa ben Vahdettinim!!
Kaçarım..!
Vücudumun Sen Halleri
Uzağı göremeyen gözsün
Söylenilenleri duyamayan işitme organları,
Tadı kalmamış damaksın.
Bağlantısı kopmuş o milimlik kemik(üzengi)
Beynin kullanamadığı o et parçasısın(lob)
Dökülen saç çıkmayan sakalsın,
Defalarca by-pass olmuş kalpsin ve damarların kanı iletemediği
O boş odacıkları..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)