29 Aralık 2015 Salı

Neden Affedilmez

Insan en çok sevdiğini neden affetmez ki? Güvenilmeyecek olan biri bile affedilirken güvendiği halde neden affetmez! İnanmamakla yargılayabilir mi istediģi gibi İnanç söz konusuysa neden bedeni seninleyken ruhu başka bir yerde tutsaktır. İçinde saklı dururken koca bir şehir gürultüsü Neden sessizlikteki huzurdan şikayet eder Neden dinlemeyi seven birini konuşmadığı için idama çarptırır Neyse sevdiğim Gitmenin en büyük ihanet olduğunu kabul edebilirim Lakin yokluğumda bir başkasına sarılmamışsan.

Birbirini Bulamayan Sevdaların Katliamı Çay

Çay bardağına üç şeker attım Kursağında kaldı ince belinin.. Saniyelere direnebildi sadece Ben o sıcaklığı hissedemeyen kaşıktım! Dışardan izliyordum Dışardan izliyordum şekere olan aşkımı Eritmemek için donuyordum Şekerde suyu çok seviyordu kör kütük. Suyun gözü demde başkasını görmez oldu Eritti şekeri kendinde Uğruna soğukta kalan kaşıkla beraber.. Dem vardı yolunda dertleriyle. Ahını da almiştı kaşığın Şekerin tadını katmıştı kanına Kavuşmuştu demine Karışmıştı deminin her zerresine Birbirini bulamayan sevdaların katliamıydı çay Çay tabaģının aşkından haberi olmayan kaşık Aşkından donan kaşığın eritemediği şeker.. Bir tek demin zalimliği kalmıştı geriye..

Bu Başsız Solukla Mı?

Gümrüğünden geçemeyen kelimeler Hiçbir duygu geçişini,karşılamaz Acıların firar eder Eksikliğini hissetmezsin kısmen de Eksildikçe hisler Tamlaması tamamlanmaz 3.çoğul şahısların Durumlar bomboş kalır Durdukça alır boşluklar seni Bir başıboşlukta başsız soluk aldırır Hadi al nefesini korkma Yüregine hapsettiklerin şerefine Biraz daha demlendir akıttıklarını.. Vazgeçme sakın Aman ha diyim,ne yolunu bilirim ne amacını Ben de ne bir bilirim ne düşünür.. Yüreğin taşmış kıyılarıma Onu bilirim biraz da üşümüş.. Çöllere bir damla su ulaştır Gözyaşların boşa akmasın Sana ulaşan gözyaşlarım boşa mı? Yüregime dokunacağını söyledin ve ulaştın Dokudun daha ilk seferinde Söylesene bu başsız solukla mı?

17 Aralık 2015 Perşembe

Hayat Elif'le Başlar

Aşkın vav halini yaşadım Dimdik duran Elif'te, Şimdi acının en lav halinde kıvranıyorum.. Yaşlar dökülüyor gül yüzünden İçimin mim'lenmiş yerlerini indiriyorum yeryüzüne Yüzlerce renge sığdıramıyorum adını Tadı kaçmış mevsimin, Gördün mü kadın.. Dört elif miktarı uzayacak mealim yüreğinde Şeddesi sen olan dilimin ilmi eksik kalacak Harekelerim hareketsiz akacak içimden Üstünü örtecek esreler Sererler olmadı üstümüze kara toprağı Suskunluğumuzu bir gassala emanet edip Yerin altına gireriz en derin çığlıklar için Ardından dökülen gözyaşları olur Yattığımız yeri temizlesin diye Belki amel defterin kapanmaz dünyadan Sevdiğinin bir kaç duasıyla Hayat hep Elifle başlar Belki lam bir nefes olur kaderin soluğuna Soluduğun ilk şeyde lam elif olur Başlangıcında sonsuzluğun.. Tadı kaçmış hayatın Öldür beni kadın..

Kırilınca Alınmam

Kırılınca alınmam. Gözümün kılcal damarları belirir İçimde dirilir öldüremediklerim.. Diri diri ölüler doldu içim Oldugu için kaderim sensizlik Sessizlikle sınandı dilim.. Konuşmadım hiç Konuşamadım Ne varsa kursağımda birikmiş Ne varsa bu can'a kastedilmiş, Hepsini denize döktüm. Seyirin içinde de seyir bitmiş. Bu ağaçlara nasıl yeşil gerekse, Bana da gözlerin gerek. Puslu bulanık bir şehir İçinden geçiyor adam. Kendi içinden .. Senden kalan bir şeyler var, Hergün günü ziyan eden. Hayatlar kırık, Hayaller sıkı. Aç şairler döver dizelerini. Şairleri öldürür dizeler. Bende kal. Benimle kal. Ve sen; ayın tüm hali.. Bu gece de yarım ay.

Beni Kimse Sevmesin

Herkes sever seni Ama herkes beklemez Ben beklerim kaf dağında Hayallerinin hayatında Bilirsin düşünduklerim de yaşarsam Hep seninle olurum Ne sensiz kalir ne de sana kavuşurum.. Oluru varmı bilmiyorum.. Bilmiyorum ben oluru olanları Hiç olmadı bu yaşıma kadar Aşamadığım hiç oldu içimde Geçti gitti hatırlamam Bir seni aştım iç sesimle Geldin ve hiç gitmedin bilirim. Gelmemiş olabilirsin Sen gelmesende hiçbir yere gidemezsin.. Çünkü gelmedigin tek yer benim Bu yüzden gelmediğin her yeri tek tek sevdim Gidebildiğim her yer de senin artık İstersen herkesi sevebilirsin Ama herkesi bekletemezsin Kimse sevmese de olur beni Bir sen bekletsen yeter.

Rahman ve Rahim Olan Allahin Adıyla

Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla başlıyorum Efrahim en çok sen dinle beni. 4 el ateş ettin bu gün 4 tane daha umut söndürdün kül tablasına. Üç kere elini kaldırdın garsona Üç kez demlendirdin acılarını. Gözyaşları kurumuştu bugün gördüm Hissizleşmiş bir bedenle geldin Gidemedin yine yalnızlıktan öteye Biz de çok istedik gitmeni Lakin bırakamadın bence sen bizi Hem cehennemde alışmıştı dizelerine Dizlerinde de geçmemişinin tâkatsizliği Farklı yerde mutlu olmak,gitmek sayılmaz Gidemedikçe de mutluluk sana kalmaz. Oturdun birşeyler anlattın İçinde çok şey olan birşeyler Bir ara kalktın masadan Giderken arayan soran olmaz dedin telefonuna Ardında şiirle karışık bir emanet bıraktın Kimse aramadı ama sevdiklerin çok sordu Ben kendi kulaklarımla duydum.. Uyutamadım ama yapılan oyunları yuttum bu seferlik Neferi de olurum istersen ağzından çıkacak olan her küfürün Süpürün ulan bu gün tüm üfürukçüleri de Üşüsmesin artık gelmeden gidenler.. Gitselerde geldiğinde kalanlar Anılarını karalar aslında Sözün özü de bir olunca közlenir kelimeler Hem gözün sol çaprazına dalınca sürekli Bende anladım ki tüm sol çatışmalarını sen hep iyi niyetinden kaybettin Kalk hadi gidelim Sol kolundan destek olayım Belki günahlara dayanamaz zayıf bedenin Hafiften yağmur ıslatsın bizi Seyrek saçlarından alnına aksın Belki kader yazın,kışları ılıman geçer Geçmeyenleride toplarız işte Böle böle bitiremediler bizi zaten. Sonra senin aklına bişey gelir Benim bu yazdıklarımı özetler Daha sert vur kaldırımlara sol sağ, sol sağ, sol sağ.. Görüyormusun ne güzel eziliyor adımların altında solda Sen, sağda Ben.. Beraber gideriz buralardan olmaz mı? Başta sen sonda ben...

7 Aralık 2015 Pazartesi

Üç Metre Kare

Yatağımın sıcaklığını yirmi sekiz ekim sabahında bıraktım. Döktüğüm gözyaşlarıda yastığımda hala Güneşleri battı odamın,en doğusundan Soğusa da olmuyor adın kalıyor buğusunda Kokunu da başkenti ilan ettim Üçmetrekare boşluğumun.. Koğuşlarında kalsa bedenim iki odalı kollarının Ellerimden tutsan el'i olsam tüm acıların Yüzde kaćı kalır ki? Ben sigarasız boğuldum Yorduğum ne varsa sana Hayra çıknayacak diye çok korktum. Soldu gündüzlerim Geceleri sana sordum Geceleri sana yazdım, Sonunda geceleri de sana yazdım Azaldım ben geceleri Eksildim,eskitildim. Geçmeyenleri uzağa fırlattım Kalbin atış poligonuna vurdum Ben silah taşıyamam sevgilim Bu şiiri yüreğinin tam ortasına infilak ettirdim..

Yarasızda Kalmadık Çok Şükür

Allah analı babalı büyütsün dediler başucumda Ben duymadım ama biliyorum. Zaruriyetler vardı elde olmayan Elinden alınmıştım kimbilir. Karşı da koyamamıştır dış güçlere Dışardan izlemiştir büyüdüğümü. Allah analı babalı büyüttü Amin. Ama yarasızda kalmadık çok şükür. En çok dizlerim kanadı En derin izler anamdı. Şefkatten çok özlemle büyüdüm.. Bu yüzden özlemle bekledim şefkati Efkârı var tâkatsizliğimin. En çokta kalbimin Derinliklerinde boğulmuş bir can Çok anı da yaşanmadığı yerde dursun. Yaşanmayacak bir şekilde Kelimelere olan ihtiyacım Beni sana itekledi Ben çok kelime biriktirdimde Çıkaramadım iki dudağımın arasından İki büklüm kaldım dudaklarından çıkanlarla Çocukluğum kayıp benim Bilirsin konusamam.. Sende bir yavrum demedin bana Son kez. Belki ölümden önce duymak istediğim tek şey. Hani dediklerini yok saymam amenna. Hani dediğinde çocukluğumun her köşesine sarıldığın. Diyemedin bu sefer Ve çocukluğum yetim kaldı benim. Anneleri öldü yaralı yarınlarımın Annesi öldü hayata tutunmaya çalışan çocukluğumun. Tek şey dedi işte Yavrum demedi, Hoşçakal dedi. Düzen kahpe işte,sen de.

3 Aralık 2015 Perşembe

Rutubetli Oda

Düşün vefasız, Ne kadar vefasız düşüncen olduğunu. Tahmin et bakalım Sorunların kalbin sol kapakçığında ki birikintisini Bazen unuttuğun benliğinin boşvermişliği İçimde birşeyleri hep koyverdi bilesin. Kim neden niçin diye sormaktan Anlamını kaybetti tüm anlam bilgisi Elimde hiçbirşey kalmadı İçimde kalan bir sana inat İnatlaşmalarında aşındırdı yufka yüreğimin kenarlarını. Önemsemediğin nem'varsa Şimdi rutubetli bir odada küf kokuyor.. Seni seviyorum sevmiyorum değil Hatta seni özlüyorda olabilirim Ama seni özlüyor olmam Sana birşeyleri anlatmak zorunda olduğum anlamına gelmez Tıpkı senin zorunda olmadığın gibi Haklı sebebimde yükselen sesim Senin gönlünde alçalmama neden olabilir Olsun gözünde pek yükseklerdeydi. İstediğin şey bende yüksek miydi? Neden kızdığımdan çok Şahıslara takılip kaldın Sorarım sana üçüncü şahsın nesi iyi? Şunu da unutmuş olabilirdim Fazla fedakarlığın vefasızlık getirdiğini Ağzı bozuk olanın gönlüne maya tutmayacağını Bunu şimdi yaşıyorum Yine seni çok özledim sanırım Ben seni özledim Ve sen en güzel zamanlarda en saçma nedenlerle beni bıraktın En saçma zamanlara en güzel nedenlerle bırakılman dileğiyle..

Lütfen Şiirle Yaklaşmayın

Benim gidişim Yaptıklarını meşru kılmaz sevdiğim Gidişim kanun dışı olsada Minarelerine kılıf olmaz. Şimdilerde haklısın Sana en çok ihtiyaç duyduğumda olmamalısın En çok ihtiyaç duyduğunda yoktum Bir açıklaması yok,affola. Bende günümü gün etmedim bilesin. Yokluklara dert ekledim Dertler yok olmadı Sende yoktun Ama sakındım adını İçinde dert geçen cümlelerden, Yokluğunu erteledim bu sefer Günlerim sende kaldı Dünüm zaten sendeydi Bende sende kaldım Buralar hep yarım. Yarınlar hep eksik.. Şimdi sağ sol çatışmasında sol tarafın kaybettiği bir zamandayım. Sağ kalanlara selam olsun.. Birileri ölecek sözlerimle kimbilir Ben yaşar mıyım bilmiyorum.. İçimin postmodern darbesini gerçekleştireceğim yakında. Ben,ben olmaktan çıkacağım Ben ben olabilmek için çok bedel ödedim diyenlere inat Yaşadıklarımı yok sayıp yaşayacağım Kaybedilen güven geri gelmeyecek Sağım solum belli olmayacak Sol'umun yıkıklığından Acı tankerimi ağzına kadar dolduracağım Lütfen şiirle yaklaşmayın..

Bur,aksın Anıların Pazarlı Olmasın Haftaların

Sen de kim oluyorsun böyle Anılarımı arkadan vurmakta ne demek Brütüsmüsün önden vuramayan Ya da zalim olan sezar? 4 yılı nasılda hiç ettin! Bir gözyaşı mı itti seni,bu denli yürekliklere. Acılarının kıyılarında dolaştın ilklerde Yetiyor mu gücün içindekilere Orda nefes alıp vermemeye Yahut verip almamaya Şimdi kork istersen, En büyük korkun koyduğun yasaklar olsun! Ulaşamayacağın ciğeri engellerinle pisletme Onunla beraber olduğun gün gibi Her zaman dört ayağının üstüne düşemezsin.. Bu yüzden zeminlerini kontrol et hayatının Temelli sağlam olmaz temellerin.. Acabaları çoğaltma satırlarında Çok takılma hatıralara Bur,aksın anıların.. Pazarlı olmasın haftaların Akıtamadıkların içinde biriksin Varsın günler çuvala girsin Kimsenin bilmediği diyarlarda insin Yanlış anlaşmalar,anlaşılmasın. Sevgisi zaten yok, Saygısıda kalmasın Bu kaygılı birikteliğin.

Kendi Cehennemimden Sesleniş

Daha ilk olmayışımda Sana iyi gelen ne varsa yapman; Bu sevdadan,cehenneme yürüyerek gidebilmeye yarayabilir. Ama gidişim yaptıklarını tasdiklediğim anlamına gelmez. Bunları bilmeden,söyleyebiliyorum Ama tahminlerim yetmiyor, Yaptıkların buraları cehennem eder mi? Kaç zebani görünümlü tutar kollarımdan Hangi azrailin kılıçında kalır senin için atan damarımın,can izleri. Hafızana kazımışmıdır hafaza melekleri bu yükün analizini. Kalbindeki kabrimi kaç münker nekir eşelemiştir benim ölümümü sorgulamak için. Kulağındaki sur benim kıyametimse Sana üflemesi için kime müsade ettin? Peki kokun; Diriltmiş midir başkasını! Bana haram mıdır artık? Bir daha değerse burnuma çıkarmazlar mı şol cinnetin zindanlarından..

25 Kasım 2015 Çarşamba

Yüreğime Kadar Recm Edildim

İnsanlar konuşa konuşa da Her dili olan konuşsa Kulaklarımda birikenler kokuşmaz mı mı? Ölümle paslanmış buldum sesini, Senide duyamadıklarım haşlamaz mı? Başlama,seni haketmiyorumlarına başlama Biz seninle neden anlaşamayalım Biliyorsun hayvanlar bile koklaş koklaşa, Biz neden konuşalım? Aristo dememiş mi? İnsan düşünen bir hayvandır' Öyleyse ben konuşamayan bir insanım Yine düşünmeden sevdim seni.. Anlatamadım, Yine kötülüğüm dillendirildi En iyisi mi konuşmayalım. Hem dilinden güzel kokun dirildi Dinlenmeden de koştun bana Canımdan giden yokluğuna ecel dedim Hınca hınç doluyken sende sakın,taşlama Zaten yüreğime kadar recm edildim..

Sana Susmayı Özledim

Sana susmayı özledim Nefret ettiğin halde sana susabilmeyi Sen sus dedikçe ben konuşamamayı özledim Seni özledim Ve sevemedim ekim sabahlarını Bir günden hariç Hep soğukluğu vardı Hep bi boğuk gelirdi sesim O gün işte o gün hariç O gün özlemlerin yok olup Yıldızların doğduğu gün Yeryüzünde bir tanesinin hüküm sürdüğü En çok sancıların doģduğu gün,o gün.. Bugün üç yüz altmış dört gün sonra gelince Bu dünyaya gelişini düşundüğün gün.. Kalan altı saatin hesabı yapılmadığı gün.. Yakılacak 6 sigara daha var yılmışlığın yıllarından Yine başarısızlıkla sonuçlanan.. Aklına gelir hayatının gidişatı eminim Gidiş atını da ben zorladım Savaş başlattım anılara Hepsini yok mu ettim kendi ellerimle.. Hepsini kazansam ne yazar Kokunda kaybettim Düştüm olduğum yere Sen çık yola bana kadar gel Hazır gelmişken Beni de o savaşta katlet Vacip kılınmazsa günahı benim boynuma.. Elhamdülillah..

Vişneli Salatalık

Seni isterdim günlerden Geceleri feda ederdim.. Seni hićbir uykuya vermezdim Seni izlerdim boydan boya Özlemle kucaklar, Hasretle öperdim.. Geceleri sadece sen olurdun Sen gece olurdun Ben 24 saat geceyi yaşardım Çok isterdim seni Affedip herkesi,sarılırdım dolu dolu Hem sana sarılınca herkes yok olurdu.. Yok mu oluru? Teninden yüzüme akseden güneş ışınları İçimin kutuplarını çöle çevirmez mi? Dahil olmaz mı bir günaydın öpücüğü dudaklarıma,dudaklarından.. Sen hiç öpmek istemez misin boynumdan Sırtımdan sarılıpta asmak istemez misin beni Kalbinin en ücra köşesine dahi? Yer soframı beğenmez misin? Vişneli salatalığa katmaz mısın tadını? Bir kuru ekmegi bölüşmez misin? Buharına karışan kokunla demlemez misin çayımı? Seni bilmem ama: Ben çok isterim..

19 Kasım 2015 Perşembe

Lütfen Şiirle Yaklaşmayın

Benim gidişim Yaptıklarını meşru kılmaz sevdiğim Gidişim kanun dışı olsada Minarelerine kılıf olmaz. Şimdilerde haklısın Sana en çok ihtiyaç duyduğumda olmamalısın En çok ihtiyaç duyduğunda yoktum Bir açıklaması yok,affola Bende günümü gün etmedim bilesin. Yokluklara dert ekledim Dertler yok olmadı Sende yoktun Ama sakındım adını İçinde dert geçen cümlelerden, Yokluğunu erteledim bu sefer Günlerim sende kaldı Dünüm zaten sendeydi Bende sende kaldım.. Buralar hep yarım.. Yarınlar hep eksik.. Şimdi sağ sol çatışmasında sol tarafın kaybettiği bir zamandayım. Sağ kalanlara selam olsun.. Birileri ölecek sözlerimle kimbilir Ben yaşar mıyım bilmiyorum.. İçimin postmodern darbesini gerçekleştireceğim yakında. Ben,ben olmaktan çıkacağım Ben ben olabilmek için çok bedel ödedim diyenlere inat Yaşadıklarımı yok sayıp yaşayacağım Kaybedilen güven geri gelmeyecek Sağım solum belli olmayacak Sol'umun yıkıklığından Acı tankerimi ağzına kadar dolduracağım Lütfen şiirle yaklaşmayın..

Ben Oldum,Senin Bildiğin kadar

Ben sana rastlayana kadar hiçbirşey bilmiyordum Ne sevincim vardi ne öfkem Ne mutluluğum vardı Ne de bi halt edebiliyordum Bi hayalim bile yoktu inan sevdiğim. Sonra seni buldum işte Nimetimi buldum Gözyaşların vardı senin Feryatların vardı duyabildiğim Acıların vardı en saklı köşelerinde Ama hayallerinde vardı Azmin vardı Bi heyecanın Istediklerin vardi hayattan: Senden aldıklarına rağmen Umudun vardı yarınlara Gulusune tat katan acıların vardı. Benim bi haltım yoktu Bi haltta olmazdı benden Hayallerini gördüm işte:yaşanması gereken Sonra hayalim oldun Yegane mutluluk oldun,yarınlarıma Yancı oldum senin hayallerine.. Sevdim seni en çok Ben doktor olabildim seni sevdikten sonra Yara sardım Yaralarımı unutup Psikolog oldum arada Psikoloji nedir bilmeden Ben ilk kez bi işe yaradigimin farkina vardim.. Arkadaş oldum,ilk kez Sır taşıdım kendimden ağır Dost oldum ben Asla karsı koyamayan. Ben sarhoş oldum Hiç ayık yaşamadan Ben ben oldum işte Senin bildiğin kadar..

Bir Kadını Çok Sevdim Ben

Bir kadını çok sevdim ben İçinde bir sürü dert var sayamadığım Ben onun bazı dertlerini bir şekilde çözdüm Ve ben onun bazı dertlerine kendimi ekledim Cemaline bakabilsem böyle olmazdı biliyorum Emsaline denk geldim bir tek aynalarında bilesin.. Bir kadını çok sevdim ben Gözlerinde hasret var dilimden okuduğu Ben onu ezbersiz bir şekilde okudum Ve ben onun kokusunu bir şekilde dokudum Korktuğumda sen olsaydın böyle olmazdı biliyorum Ve en büyük korkumda sen oldun bilesin.. Bir kadını çok sevdim ben Süretinde sekiz beni var sayabildiğim Ben onu bir şekilde bulup sevdim Ve ben onu bir şekilde bulup kaybettim.. Acemiliģime gelmese böyle olmazdı biliyorum Ve içimden geçenlerde bunlar değildi bilesin Bir kadını çok sevdim ben Velhasıl sevdim işte epey Elime yüzüme bulaştırdım gönül katliyamımı Şimdi seni attığım o uçuruma atlayayım mı? Kendimi bilseydim böyle olmazdı biliyorum Ve ömrüm diz üstü bir sana eğildi bilesin Bir kadını çok sevdim ben Bir kadın ancak bu kadar sevilirdi Velhasıl sevdim işte O kadar..

Ben Zaten Batıyordum

Ben zaten batıyordum Timsahın daha derine batmak için yuttuğu taş gibi Seni yuttum sevdiğim.. Özür dilerim.. Daha derinlerde kayboldum Kendi başıma ne ederim bilmiyorum Zaten şikayetim yok Çoçukluğumun kaybını yaşarım Yine kaybederim en fazla Tek acım var işte Seni kaybetmek! Ve bu acının bir gebesi Seni bulamayacak olmak.. Hep sonradan gelir aklım başıma Şimdileri anlatmak yaşayamadığımdan zor. Ya geride kalan birşeyleri hesaplıyor Yada ònüme gelmeyecek olan hayallere harcıyorum nefesimi Her gün ölüyorum kadın senden uzak Sana attığım her adım başı bir tuzak Sana ulaşmayan yol yapmışlar Beni de o yolun müdavini Düzenbazın taksisinde yol uzamıyor Yol kayboluyor en ağır bedeli ödetmek için Olaylar cereyan ediyor birtakım Kolaylıyorum biraz geçecek gibi Bakabiliyorum sadece Olmayacağına, Kalaylıyorum bende zira en beterinde geceyi..

Uzat Bana Ellerini

Hadi üfle Söndür doğurulduğun gün şerefine Bende bir sigara daha yakayım Belki içerim diye.. Sen atıver içindeki tüm sıkıntıları Ben bir sigara daha yakayım Gözlerim yaşarsın acı bir gözyaşı için Parmaklarım is koksun Bir sigara daha yakayım Fonda cem adrian çalsın Mutlu yıllar' Haftadır susmadığı gibi Şimdilik iki paket sigara mahvolsun Benim beceriksizliğimle.. Ama bu sefer Sen benim için tut kendi ellerinden Benim için okşa saçının her telini Avuçlarına al yıldızları Ay tozu serp üzerimize Sinmiş sigara kokusunu söküp alsın Ve bu kez kendin için tut benim ellerimden.. Bu sefer yanılmış nakaratlar. Şarkılar susar bir gün bir daha başlamaz. Güneş doğmaz artık yıldızlar var, Dualarla gökyüzü dolar. Ömrümden kayar gözlerin,batar, Gök,yüzün kadar.. (Ve çamurlu yorganı üzerime atar bildiğim bütün dostlar. ) Her yer sızı acılarım daim Soyadım da Kara An'ılarla Düşünme gayrısını Ben bir sigara daha yakayım.. Dokunduğun her yer müebbet artık Minicik ellerinin parmak uçlarında Ben en çok bu gece ölürsem Sen en çok bu gece mi doğarsın (söyle) (Ve son bir kez dinle) Sen doğ önce Sonra ben kendimi öldüreyim kollarında En çok bu gece..

16 Kasım 2015 Pazartesi

Biri Gelse Ekim Ortası

Biri bir ekim ortasında çıkıp gelse Bitirse bu hasreti ansızın.. İçindeki sızıları unutup çıksa karşımıza Biri çıkıp gelse ve onu ilk ben görebilsem Onu ilk görmek beni ne kadar mutlu eder anlatamam da Acaba o son kez kimi görüpte gelecek Yada kimi görmek isteyecek.. Çıkıp gelse bir ekim ortasında Ama otuzunu devirmese Beklemekte bir hacet yok Fakat bekletmese Acılarını alıp gelse de Bu yolda acıya vuslat ekletmese.. Önceden herkese selam gönderse Gelip ilk bana görünse Hasreti gözlerimden görse Hasreti özünden öpse Sonrasını bilmem de iyi gelir mi o an? Ekimin 1'i ortasında biri gelse Sonra ekimlerde gitse takvimlerden Bize kasım kalsa,o gelse ve iyi olsa Yada ekimin başı,gün ortasında biri gelmezse Görmez dayanamazsam hemen ağlarım Onu ilk ben görsem kelimelerle anlatamam Yine ağlarım.. O gelse ve herşey gitse ömrümüzden İki Mavi güneş doğsa üstümüze Gözyaşlarımız tahribat yapsa içindeki büstte Sigaranın öldüremediğini Bir intiharla kessek Haram olsa surat asmak Katli vacip olsa da katletsek İçinde diri duran katili. Fermanı gerçekleşse şiirlerin Ölü olanlar tuttuysa yaşayanların yasını Şimdi yaşatanlar yutsa bu zehrin aşını. Acılar gerileme dönemine geçse devrin ihtişamsızlığından Ve sen çöküşten çıksan Gönlünü ıslatsa ıslahatların.... Ekimler gitse,sen gelsen Ve seni ilk ben görsem..

Bitti Sel Hayat

Gün 24 saat Benim günlerim daha az Saatlerimde pek yoktur Topu topu uyumadan oncesi Yattıktan sonrası işte. Gerisini hatırlamıyorum Zaten varlığına inanmadığım bir kaç şeyden biri Neyse O vakit aralığinda cebelleşiyorum Ve o arada yaşıyabiliyorum seni aynı zamanda sensizliği Bir kaç satır bir şey karalıyorum yanlışlarıma Sonra küfrediyorum senden gelen yanılmışlara Unutturduklarımı tekrar hatırlayıp yakışlarına Tekrar aynı acıyı tatlandırmana Ben unuttun zannetmiştim Benden öncesini unutturmak için yakmıştım kendimi Sen kül ettin ne varsa Ben yakıp geçmiştim kabuk bağlayıp Sen yıkıp geçtin çabuk ağlayıp.. Yeniden dirilttin hataları Yeniden hayat bahşettin Yeniden uyandırdın ne varsa uyuyan Hataları bitkisel hayata sokmuşken Bitti'sel hayatını başlattın En durgun pişmanlıklarının..

Herşeyi Söyleyebilmek Mümkün

İstemiyorsun konuşmamı Söyleyebildiğim bir kelimeye Bir paragraf yağdırıyorsun Memnuniyetsizlikle karışık! Bildiğini okumuyorsun Bildiğini yazıyorsun kaderim yazılmışlarına, Keşke satırlarımı duysan da anlasan Sana yazdıklarım en demliler mi? Açıklamasına ihtiyaç duyulmayan sözlükteki kelimelerdenim.. En büyük keder,elim hep elemler de mi? Bir yer var biliyor Orhan Veli 'Herşeyi söyleyebilmenin mümkün olduğu'.. En çok buna inanmak istiyorum.. Anlamını yitirmiş deyimlerin deymeyenleriyim Yapılan yanlışların merkez hattı,bir yerdeyim Nedensiz nedenlerimle ağlıyorken her gece Hikayemin dolmayan boşluklarında er gec, ölen de benim! Kalabalıkta yapılan efeliğin odak noktasıyım Azığımda bitti şu sıralar Dahası var benden aldıklarının Tenhada özür dileyenim bile yok Azlığının eksiklerini tamamlıyorum.. Üstündekine kızıyorsun,ait olduğun parçana, Sana uyguladıklarını bana ugyulayıp. Bende sana kızıyorum ait olduğum parçama Uzaklarda özlüyorum seni Uzaklarını seviyorum.. Yakınlarına alışamadım!..

Sekiz Artı Bir Ben

Bir ben var Alnının sol tarafında En okunaklı yeri alın yazının Kuzeyi gösteren kutbun yörüngesi sanki İki ben var Sol gözünün şaftında Futbolda ki mevcut iki kale direği Adamın dudakları gol oluyordu şakağında.. Bir ben var Sol yanağının merkez hattında Tam da iki parmağımla makas almalık.. Bir ben var Sağ yanağının çene yakınlarında Kıyına vurmuş adamın cesedi var açıklarında.. Bir ben var Burnunun sol yamacında Ölümle yaşamın bir adımlık arafında Dudaklarında yaşamak için,intiharlık.. Bir ben var Çenenin sola yatkın sınırında Boynuna geçen gümrük görevlisi Torpili en çok bende geçen,öğrencisin.. Bir tane daha ben var İki dudağının sol birleşen kısmında Bir buseyle gülen yüzünün Gamzene yerleşmiş dudaklarım,hıfzında Bir de "ben" var solunun tam ortasında Noktasına kadar ıslanmış bedeninin Noktasındaki aşığıdır ebedi..

Uykular Saklı Mülteci

Sen denizi olmayan bir şehirde deniz ararken Ben senin olmadığın bir şehirde denize küstüm Üstüm başsız bir karanın sahiline vurdu Baş gösterdi yaralar.. Kara kara seni düşünüyorum bu aralar.. Bu arada! Geceler aymaz geceler koyu yalnızlık Sabahı sen olmayan bir günün ayazı vuruyor yüzüme Özlemin kaplıyor göz kapaklarımı Uykusuzluğun esiri olmuş bedenim, Uyumaktan korkar oldum Uykularda sakladım seni Zaten uykular,saklı bir mülteci Ben en bahtsız bedevi Satıyorum seni gecenin kuytusuna Devriyelerin ruhu duymuyor Devriliyor ruhum duymadığın için isyanımı Siyahında aklanıyor acılarım Sinmeyen ahlarım canlanıyor Hüküm giysin yalnızlık Yükü kalksın sol omuzumdan Bu gece cellat ayrılığın boynunu vursun Son olsun bu gece sana olan hasretim.. Ben artık senin sesinde demlenmiş bir günaydın duymak istiyorum..

14 Kasım 2015 Cumartesi

Yinede Sana Anlatayım

Sana anlatıyorum Yaşadığım daha doğrusu hayatımı sürdürdüğum 3 metre kare boşluğumu Cok üşüyorum bu aralar Heleki ansızın uyanıyorum Koşup camları kapatıyorum Yokluģun daha fazla yerleşip buraları doldurmasın Beni her hareketimde gafil avlamasın diye.. Şuan ne kadar ağladığımı bilsen Boğulmak istersin emin ol her damlasında Şahitlerimde bana eşlik ediyor Odamı mesken edinmiş yirmi beş örümcek haftalardır dökmeye üşendiģim yarım bardak suyum Üstünde bakteriler bile yuva yapmış Bardakla kireç arasında duygusal bir bağ var.. Yaşamayan şahitler işte hepsi Tıbkı ben gibi Tarif edemediklerim de var Mesela birisi kaybolurken öteki yok olacak Kireçler ayrılırsa bardağından yuvaları yıkılacak bakterilerin Örümcekler terki diyar edecek bu pasaklı meskeni Bu olanları ben yine sana anlataçağım Başkası duyamayacak sessizliğimi Yada herşey kalacak yerli yerinde Ben öleceğim bir şekilde Şahitlerim duyuracak sana yaşadıklarımı Onlar olacak benim sesim Ve hiç susmayacaklar,şahidi olduğu adam gibi..

Konuşturan Korkum

Bana lazım olan güç Tükenmişti geçmiş bir vakitte Geçmeyenleriyle kalmıştı kalbim. Boynu bükük vermiştim kararımı Arkasında durabilmek için ezilmiştim. Döndüğümde yüzümü,en yüzsüz halimi yaşamıştım bütün hayatımın. Soğukluğunun katreleri boşalmıştı Buz kesmişti bileklerim. Şimdi yaşadıklarım Cesaretimden değil Seni kaybetme korkusundan. Ucuz bir kahramanlık gibi görünse de Bedeli çok ağır meblalara tekabül ediyor Bedenim bu savaş,kabul diyor Korkaklığım beliriyor duygularımın önünde Suskunluģum anlatıyor çaresizliğimi Konuşamamak yakıyor iki bedeni Şimdi sana hasretim en demli sabahların Kendime kırgın bana kızgınım duyulmaz ahlarım Kaderde yılgın,duanda en gür arkım Alın yazının en okunaklı yerinde yazgınım

11 Kasım 2015 Çarşamba

Beni Şiirlendirme

Rabbi esir ve de dua sür gönül hicaplarıma İhtiyaçım olan da kahrın değil Gel buluşalım dualarda Ak,ışına denk gelsin kaderim Akışına bırakalım kederi Birakırsan düşerim en derine Bir akarsan düşlerime Yaşarım doğduğum gün yerine Dinlemeyi öğrenirim Hemen ardından konuşabilmeyi.. Başka bişey ögrenmeden Seni aramaya çıkarım Kalanları sen öğretirsin zaten. Kaybettiğim güne meydan okumak için Seni tekrar kazanırdım. Kendinden hiç bu kadar emin olmamış bir halde Bendini çiğne aş gerekirse Gelebilirsen tan vaktinde gel Yıldız gibi parılda karanlığıma Acele edip erken gelme Geç kalıp varlığına direndirme, Yokluğunu şiirlerle karşılarım Beni sakın şiirlendirme!!

Bir Bedende İki Hayat

Gün aşırılarım çok oluyor Günler aşıyor haddini İç sesimi bastırıyor sòylediklerin. Kulaklarımda hâla iğnelediklerin Akşamlar nasıl oluyor anlamıyorum Akşamları başlıyor mesaim Sabahı görebilmek için. Tan vaktine kavuşuyorum hep Coğu kez geçiyorum tam vaktini. Sabahın sarısında kapanıyor Gözlerimdeki kırmızılıklar.. Hep neden uyuyamadığımı merak ediyorum Her gece başucunda yaşadığımı unutup Uyuyorum en güzel rüyalarında Bir bedende taşıyorum iki hayatı Bende yaşayamazken Sende uyuyorum.. Sen uyutuyorsun bende yaş,aymazken Ben her gün ölüyorum burda Kokunun etkisiyle sende dirilirken..

Uyuyandan Medet Bekle

Sen sevmezsin bilirim ama Yinede uzattim saçlarımı Eksik olan bölgeleri tamamlanmamış halde Sakalım da uzadı bayadır.. Suskunluģumu yazarak gideriyorum Tüm çabam konuşabilmeyi becerebilmek. Çok yıldığım oluyor Vazgeçme noktasına kadar geliyorum Sonra bir şiir daha yazıyorum açıklarımı kapatabilmek için Çocukluğumun eksikliğini bir şekilde gideriyorum Yerini tutuyor mu diye sorma Senin yerin apayrı bir ütopya.. Kayıp olan çoçukluğumun oyun parkı En geniş özgürlüğüm En kafası güzel halim Olmayan günlerimin sarhoşluğu.. İnsanın yine çılgınlık yapası geliyor Bir yılbaşı gecesi uçuşuyor fişekler Belediye bankında sabahlayamıyor bedenim Uyuyan bir nedenden medet umuyor.. Yada dönme dolabın en tepesinde Yükseklik korkusu olan iki delinin İçlerinde nedamet duruyor.

10 Kasım 2015 Salı

Söv Arkamdan

Aklım dününde kaldığından Bugün duyamıyorum dediklerini Geliyorum aslında sen demeden Bir de gel diyorsun en derinden Daha bi zorlasıyor sanki yollar Bekleyenim sen olduğudan. Gelirken düşünüyorum hep Ya gelemezsem diye Yada gelipde bulamazsam diye Bir anlaşma hazırlıyorum sana Çok adi biliyorum! Kızma bana düşündüklerim için Söv arkamdan ebemin nikahına kadar İlk gördüğün yerde patlat iki tokat Yada ne biliyim yap birşeyler Herşey mubah olsun bana Gerekirse nefret et benden Ama sarılma başkasına

Bitecekse Öpücükle

..... Tartıştığımız şey isterse müdavimi olmadığımız bir şey olsun Yinede tartışalım eğer öpeceksen Mecliste birbirine atıp tutalım Ben ana muhalefet olayım Senle tartışayım ülkenin gidişatını Küfürleşmeye başlasın ortam Sonra meclis başkanı ara versin Biz arkada çay içelim seninle keyif olanından Hatta sigara da yakalım Küllükte yanıp sönsünler içmeyiz ne olcak Kan davası heybeti taşısın mesele Namluları doğrultalım birbirine Havaya iki el ateş edelim Bitirelim mermileri hırsımızdan Sonra koşup boğazlayalım birbirimizi Sarılıp unutalım sonra Seninle her kavgaya varım ben Bitecekse sonu öpücükle...

9 Kasım 2015 Pazartesi

Mezbelesi Çok Ardımın

Ne var ne yok soranlara İyi bi haber yok,diyorum İyi haberler bana esmeden geçiyor. Yüreğim gözüme geliyor yine Şamandırası bozuk acılarım damlıyor,yanaklarımın vadisinden. Omuzlarımda çektiklerimin en adisi duruyor Yokluğunun çorak arasizinde çatlıyor dudaklarım. Nefesim buram buram dert kokusu Tarumar edilmiş buram'da sen korkusu Burnumda hasretin en dik yokuşu Vâr ol da kalan ömrüme kokunu sür Gökyüzü içimde yıllansa sen kokuşur Kulpları tutmaz kalbime kilit vurmuşum İçime kapandıkça sana açılmışım İçime kapandıkça,yar'a açmışım Kalbimin gurultusu sana aç'mış Yediğim haltlar yüzünden, Mezbelesi çok,ardımın Kurtulamadığım tonlarca günaha bulanıp Uygun adım arş'ına çıkıyorum Kalp üzeri yere çakılıp aşkının yamacından...

Bir Tel Tokayla

İki dağ düşün Farklı yerlerinden akan ırmağın Bir yerde ansızın buluşması gibi Buluşmuştuk ansızın aynı muhitte. İlkin tiyatro gösterisi vardı sahnede Benim bilmediğim ve bu nedenden sevmediğim Omuz omuz'a geçen mücadele sonucu bir ömür seveceğim.. Doğaçlama başladı olmasını istediklerimiz sanki. Olmaması gerekenler daha fazla tabi.. Bana ait olmayan gözyaşların eritmeye başladı bedenimi, Derdimi unutup ağlamıştım senin yerine Sadece sen gülersen olabilirdi mutluluk Ve koleksiyon vardı tel tokalardan Lise kravatının asil göreviydi onları taşımak. Köşe başı tek kişilik durakta oturdu çift kişi Bir tane daha alma niyetiyle uzattı elini Küçük bir şeyle,umduğundan fazlasını buldu avucunun içinde.. Bir tel tokayla birlikte..

Şimdi Uğur'lar Paşasını

Bu gece işte Bu gece kara gecem. Seni en çok bu gece özleyeceğim. Ve artarak devam edecek bu özlem. Silebilme yetkisini kullandığın bu gece Mutluluk yetimi kaybettiģim gece. Bu gece söndü işte yıldızlar Yıkıldı gökyüzü kararlarımın üstüne Üç metre kare boşluğumun kapandı kırk milim penceresi Yağmur damlalarının ayak izleri içimde kalıyor cıkardığı seslerle birlikte Mutlu edemediğimin şimdi mutluluk tablosunu izliyorum Aynı şarkı çalıyor otuz küsür kez Git diyor önceleyin Sonra me takısını ekliyor uzatarak Daha hazır değilim diyor Halil Sezai sanki sessizliğimi anlayarak Ben geri gidiyorum zamanın gerisine Senli günleri izletiyorum gözlerime Suratımda çıkan yaraları kurcalıyorum hıncımı cıkartmak umuduyla Hınca hınc daha bi doluyorum İçimdeki bu kuruntuyla. Sessizliğin en dibini görüyorum Suskunluğumun bela olduğu bize,bir kat daha örüyorum Yine konuşamıyorum Yine kızma,suskunum Dert etme olması gerekenleri Yapımını beceremediğim bir aşk yapıtsın Tüm uğraşlar mutlu olman için yaşasın Şimdi uğur'lar Paşasını..

6 Kasım 2015 Cuma

Renkli Çoraba Kısa Paça

Bokundan geçilmiyor yürüdüğüm kaldırımlar İnan pantolonuma değmesin diye git gide kısaltıyorum her geçen gün.. Sadece o da değil, Hayallerimi kısaltıyorum Tebessümlerim eksiliyor suretimden, En çokta tarayamadığın saçlarımı kısaltıyorum zamanla. Uçlarında çok can taşıyor kırıklarla dolu. Köklerindeki tel tel dökülen dökülen isyana karşı koyamayan bir başım var,aklar üşüşüyor sanırım ben zaten ilk önce gözümden yaş'landım. Ulaştıda gözyaşımın acı renkleri parmak uçlarıma,çoktandır Ben boyumun ölçüsünü okkalı aldım. Bak belli olmasın diye renklendirdim çoraplarımı,pisliklerde bulaşmıyor artık paçalarıma.. Hem dikkat çekiyor biliyor musun? Dostlarım yaş'ıma bakıyor Döktüğüm gözyaşlarını da düşmanlar paçalarımda arıyor..

5 Kasım 2015 Perşembe

Affetmemekte Sevdaya Dahil

Bana bir kalem verin, Bir kadına şiir portresi karalayacağım Nakş edeceğim onu mısralara, Israrlarıma karşı koyamayacak hiçbir kelam. Lakin sevildiğine inanmayan bir kadın hiç yazmadım, Varsa bana bir inançsız sevgi verin. Ve uzaklasin bu bombalı bir intihar, Sessiz olun aşkından ölenler olabilir. Belki de ölüm sessizcedir, En dipsizi de ölümün belki de benimledir. Bana bir kalem vermeyin, Yoksa bir kadını karalayacağım şiir portlerinden, Aksedecek acılar, Sırayla önümden geçenler canlanacak. Asrına karşı koyacak yüzsüz yılların, Yılanların yüzünü de soyacak kalemimden çıkan aslanlarım. Asılanlar olacak, gömdükçe dirilen hain, Hani çok sevip hiç sevmemiş gibi gidenler var. Yani var olup, olmayan bir mutlu dünya düşün.. Aslında ne yaptığını bilmeyen şaşkında, Sevdiği kadını öldürmüş eli kansız tek katil. Hadi hiç ummadığim bir anda sende git, Eninde değil sonunda ebenin nikahını gör bari. Cenini ölmemiş bir aşkı affetmemekte sevdaya dahil..

4 Kasım 2015 Çarşamba

Yeniden Sevebilirim

Olursa eğer bir gün olmayacaklar Yeniden sevebilir miyim? Yine öylesine biri Ölesiye bana bir şeyler anlatırsa Kırk yıl kölesi olmamı istemeden, Bana birşeyler öğretirse Yeniden sevebilirim.. Yeniden önceki yaşlarım olursa biri Yaşayamadığım o yaşlara, yaş akıtmazsa Yada o yaşları yaşatırsa, Yeniden sevebilirim.. Ben deniz kabuklarıyla ettiğim dansı Ertesinde tek kişilik şov ile Sokağının ortasına emanet edersem Yeniden sevebilirim.. Olurda dinlemek istersem yine başka acıları Baş tacı yapabilirsem birini aşkımın noksan açısına Ve buna cesaret edebilirsem Yeniden sevebilirim.. Bir gün birine ömrümün tokatını atıp Bundan zerre pişman olmazsam Yeniden sevebilirim.. Yılmışlığın yılbaşında, Közü bitmiş bir ateşle körüne dek sabahın Ayazında uykuya tercih edilirsem Ve kızamazsam Yeniden sevebilirim.. Bir gün tam olmayan aklımla Beraber hazırladığımız zehirli suyu Beraber içersem yirmi lira uğur'una Yeniden sevebilirim.. Tel toka almak niyetiyle uzattığım ele Çılgınlık yapıp elini uzatırsa biri Yeniden sevebilirim.. Durduk yere karşımda başkası için gözyaşı dökerse Ve bunu kaldırabilirsem bir kez daha Yeniden sevebilirim.. Benden daha çok sevdiklerini söyleyip Beni en çok seveceğine inandırırsa Beni ihtimaller dahiline sokup, istisnasız kendine aşık ederse. Bende buna tahammül edebilirsem Yeniden sevebilirim.. Konuşacaklarımı biriktirp Sesini duymamla unutursam birikip taşanları, Yeniden sevebilirim.. Aklımın almadığı bir çok soruyu boş bırakıp Kağıttaki ad soyad kısmına nasılsa beni seviyor gibi yüzsüzlük içeren cümleler yazıp O sınavdan yüz almayı umarsam Yeniden sevebilirim.. Olurda ilk gidişimde çok sevdiğim tiyatro gibi Tadını dahi bilmediğim birşeyi Biri yüzünden seversem ilkinde Ve omuz omuza geçen mücadeleyi İki tarafında kazandığını bilirsem O zaman yeniden sevebilirim Ve o gün yeniden sevinebilirim.. Ben eğer yaşanmamış çocukluğumu bulursam birinde Unutursam o gün ve öncesini biriyle ve bir inde İşte o gün yeniden sevebilir Tamda o gün yeniden sevilebilirim..

En Çok Yaz'madığım Mevsimde Üşüyorum

Yar araladım tüm sıklıkları, Esen rüzgar içimden geçiyor Yağan yağmur dibime düşüyor artık En çok seni yaz'madığım mevsimde üşüyorum.. Düşlediğim ne varsa düşüyor, Buz kesiyor bileklerim Bilemedim yaraladım. Haketmediği şiirleri bir kadına yazdım, Öyle hissediyor,susmuyor dedikleri Bir kadında yaşadım Hak edemeyeceğim şiirleri Aslında şiirlerin haketmediği bir kadınla aştım, Bana müstehak tüm engelleri. Dengeleri bozuk hayatın, doruklarında şaştım. Donuk dudaklarımda adın, Aşınan sevgimde söyle:sana hak mı? Araladım, Kozmik odasındasın gönül kapılarımın. Dertler silsilesi çok ardımın En arka köşede oturdum Köşede kalmış hayatımı düşünüyorum.. Ve ben en çok Seni yaz'madığım mevsimde üşüyorum..

1 Kasım 2015 Pazar

Akvaryumdaki Özgürlük

Yazdıklarım ağzımdan çıkmadıkça Bunu bir isyan olarak algılamayın Zira isyanı konuşmakla başlatabilirdim İsyanla işim olmaz benim. Hem öfke duygumun sinyallerini kapattım Bilmediklerimi okuyamıyorum Senin bildiklerinle yaşıyorum Benden istediklerin çok değil biliyorum Lakin çoklarını tamamladığım hayatımın Azlarına mı takıldın bilmiyorum Ben yanlışların çoklarını azalttıkça sen azlarıma çok baktın. Bakmamam gereken gözlere çok battın. Sanırım içime çok attım Şeklime aldanan gönüller çok arttı. Anne yardım et bu efkar beni dağıttı. Ama kızma içmediğim sigaraları saçımla astım. Sakalıma hapsettim ihanetleri ve ibnelikleri. Lanetlendim sanırım ne dersin Hem hayallerimi toplamıştım saçımda Açımda duruyordu o silüetin. Hani uzaklarında gözlerimi yaşartan. Şaşırtan tepkileri yeşerten yosunlar Yetişemediklerini o deniz kenarına bıraktım. Şimdi umrumda olmayanlar da doysunlar. Sende takılma artık Okayanus kıyısında duran akvaryumdaki öz hürlük Özgürlük değildir.

29 Ekim 2015 Perşembe

Çayım Bitti Ben Gidiyorum

Moloz'da bir çay ocağındayım İnsanlar gözümden düşercesine geçiyor önümden Tadı gitmiş hayatıma Bir tad istiyorum tezgahtaki adamdan Çayım geliyor hemen ardından İnsanları atıyorum çay kaşığımla Gözyaşlarımla eritiyorum Yanımda tanımadığım amca tütün sarıyor Ben olsam hazır alırım o ne güzel uğraşıyor Sonra ateşe veriyor kendisini, dumanını etrafa savuruyor. Ben olsam etrafı ateşe verir kendime dumanını savururum. Ortam hazırsa tabi yoksa uğraşamam.. Saatine bakıp kalkıyor masadan Sigarasını zamanlı mı içiyor? Zamanlı ölüyor insanlar kesin. Baksana zamanlı geçiyor hepsi Bir yerlere yetişmek için Zamanında yetişemiyor kimi Tıbkı zamansız gözyaşlarım gibi Sende amansız doğuyorsun içimde Arada zamana ayak uyduruyorum tabi Zaman içinde ayakta gidiyorum ondan galiba Şimdi zamansız ağlayabilirdim Altını ıslatabilirdi gözyaşlarım Altıya geliyor saatim dolmuş beklemez.. Çayımda bitti zaten Ben gidiyorum..

Çayım Kaşıklı Olsun

Çayımı şekerli içerim Şekersiz içseydim eğer Cay kaşığı ile içerdim kesin Çay bitince kaşığına üflerdim Benden sonra o kaşıkla içen derdimi dinlerdi Belki umursamazdı tanımadığı için Ben anlatırdım içimi Ben kurtulurdum dinleyen bilmezdi ne güzel.. Ben olsam çay kaşığını izlerdim İçimi yaksın diye yudumlarken çayımı Hiç yoksa kalabalığı duymaz Birinin derdini dinlerdim. En çokta dinlediklerimi duymayı dilerdim Oturur duyabildiklerime şiir yazardım Bir kaşıkta kaç şiir var kimbilir.. Şiirlerimi yıllar sonra okursa,belki Kaşığa anlattıklarını duyardı,kendinin Derdini hatırlasa da mutlu olurdu, Oda gidip birinin derdini dinlerdi Dertler anlatılırdı kimse bilmezdi Ben duyarsam şiir yazardım Kaşıksız çayda içmezdim. Neyse şiirim gelmedi Bir çay alayım Lütfen kaşıklı olsun..

İkinci Yastığım

Bu güne gözlerimi açmak istemedim Rüyanda sen vardın, Yatağımda kokun Seni kokladım yastığımda Kollarımda yoktun.. Oysa sevdiğim Göz kapaklarıma kapatmıştım seni Ölü kollarımı da kandırmıştım ikinci yastığımla.. Bu güne gözlerimi açmak istemezdim, Seninle dünde kalmak Orada can vermek isterdim de Ben bu güne gözlerimi sensiz açmak istemezdim Oysa sen olsaydın bugün Dün gözlerimi kapamak istemezdim Ben kollarımı kandırdığım gibi Uyku beni kandıramazdı Alamazdı seni, Saçlarını koklardım Kemiklerini kıracak gibi sarılır Kıyamaz bırakırdım.. Oysa Ben yarına gözlerimi seninle açmak isterdim Bu yüzden ikinci yastığıma sen niyetine sarılıyorum Ve ben yarına gözlerimi seninle açmak istiyorum Bundandır sevdiğim bu gün zor da olsa uyuyorum..

26 Ekim 2015 Pazartesi

Mor Köpek

Geç ecelim beni bu gece Sırra kalemle yaz yaşayamadıklarımızı.. Geçelim mi seninle,yaşanan aşağılıkları, Yaşayamadıklarımızı akıtalım yastıklara Astıklarımızı da gömelim gece görüşlü yalnızlığıma Alnımızdakilerde aksetsin yıldızlarda Dizdize gözlerimizle izleyelim gözlerimizi İki dudak payı çaresizliği katledelim İki çaresiz dudakla Yavrum desen ya bana anne çocuk şefkatinde Duyunca irkilse tüm hücrelerim Yüzünün avlusu gözlerinde Çocukların yüzü gülsün, Gözlerini kapma üşürüm ben daha büyümedim. Çok üzdüm gençliğimde üzülerek yürüdüm.. Açın gözlerimin perdesini mor köpeği görmeyelim, Kulübesinde canı sıkılırsa ona benden başkası yanaşamaz.. Bir ben bilirim omuzlarında saklı duran anahtarı Hem kurtulursa ordan Bende kuruturum gözyaşlarımı Aşamadıklarımızın üstünü örteriz gecenin örtüsüyle Mesela sabahında benimle açarsın gözünü Ve bende tüm gecelerimi sana emanet ederim..

25 Ekim 2015 Pazar

Yüreğinden Öpüyorum

İmkansızım"mahlasıyla açlandırıp Gel diyorsun bana Şimdi tüm imkanlar ağlıyor Üstüne üstlük ağlatıyorsa, Sızıları kalıyor işte kansız yerlerimin. Haliyle unutturmaya çalışanlar oluyor En içte terütaze duran yaramı, Yaramda geçici bir kabuk vazifeleniyor, Zamanla da yeniliyor savaş açtığı nasıra.. Nasılsa mahremiyet sınırından çıkmayan günahlarda Ruhları ölmüş sevaplarla birlikte.. Güruhuna karşı koyuyor bedenimin,, Bedeli küllendiriyor ah'larla geçen günlerimi Yünleri sökülüyor dilindeki yumağın Ağzından çıkan gel olsada,diyemiyorsun Ben de gelemiyorum, Korkuyorum,korkuyorsun. Korktuğumdan korkma sen Korku yolum olmuş yıllarıma Kollarımda yılların bir yolu var Ve şimdi tüm yolduğum saçlar sana emanet, Net bir cevap istersen bekle beni, Çünkü hayra yormam gereken günahlar var.. Yoksa seni neden öpmek isteyeyim ki?

3 Ekim 2015 Cumartesi

İçimde Bir Hemşire Portresi Var

Anamdan emdiğim süt satırlarımdan geldi Burnumdan akan kelime sümüğünü Hiçbir kağıt peçeteye sığdıramadım. Bu hastalık ruhuma işlemiş benim. Bir kanser teşhisi konulmuş hastanın çaresizliği var genlerimde Bir gün kurtululurum diye yazıyorum durmaksızın Ziyaretime gelenlerin ellerinde peçeteler Hepsi benim için eziyet Hepsine göre bir ben namzet Bana sorsalar durmaz bu sızı Bu hastalık geçmez En büyük refakatçim kendim Bekleme odasında tüm umudlarım İçimde de bir hemşire portresi var Sessizliğimin yüz karası Sonrası iyiydik güzeldik eskiden Şimdi iyilik güzellik bile diyemiyorum..

Uzaklara Tıbbi Gerekçeler

Randevulaştım Çalıp kapıyı girdim içeri Adımı söyledim soyadımla Soyadım Ankara mı diye parladı gözleri Göz doktoru ve yardımcılarının.. Çok bilimsel konuştu birşey anlamadım Sıfır elli sıfır yetmiş aralarında birşeyler oluyormuş gözlerimde Bu senin yakınlığınla benim görebilme yetimin dereceleri herhalde Miyopta yıllarca çektiğim özlem mi acaba? Tıpdan anlamadığım için yorumluyorum kendimce Tıpbın ayıpı yokmuş bunu anlıyorum şimdilerde Tüm mahremimi seriyor net göremeyen gözlerimin önüne Reçete de yazanlar karmakarışık Mesela Astigmatizma dedi bunu hiç bilemedim Galiba uzaklarda oluşuna tıbbi gerekçeler uydurmuştur Şimdi bir çift çerceveden izliyorum dünyayı Bazen çıkarıp masanın üstüne koyuyorum uzaklarda seni arayıp görebilmek için..

Neyimi Kıskandın

Seversin bazen İşte o bazenlerin birinde denk gelmiştim Dengi olamayacağım birine. Bunu,kafasında bizi yanyana düşünmüş olan ve olmayacağını peşin söyleyen kişinin ağzından duydum kendi kulaklarımla.. İlk başta herşey ben taraflıydı Sonrada ben taraflıydı ama onun etkisi de yadsınamazdı. Varlığı yokluğunun hapsindeydi Vardı ama nerdeydi.. Küçük detaylar büyük savaşlar açmıştı Iki cephe arasında. Görmezden gelmek istediklerim Gözüme sokulmuştu. İrdelendi içimde yaşadıklarım Açığa çıkartıldı zorla. Ve tılsımı kayboldu o gün. Neyimi kıskandın diye soruldu hadsizce Üstüne üstlük açık açık söylemem gerektiği ikaz edildi Görünüşle giydikleri öne sürüldü sormaması gerektiği halde Halbuki ona giydirdiğim anlamı, hiçbir elbise karşılayamazdı. Terziler de işsizlikten kapatırdı dükkanları, benim şaheserimi gördükleri vakit. Hiçbir görüntü de yerini tutmazdı sana bakan gönül kapı manzaramın. Belki sana olan sevgim kıskanılırdı O da türkçede anlam kaymasına uğradı.. Mişli geçmis zamanda kalarak..

Yamalı Çocukluk

Ben okula gitmeye başladığımda küçüktüm Tam hatırlayamam Zaten ana sınıfından başlamıştım Babamın verdiği haberle.. Ani olmuştu Olmayanların yokluğunu ilk kez hissetmiştim.. Ankara soyadı yine yük olmuştu omuzlarıma, Elimden tutan da yoktu. Kapı komşunun oğluyla gidip Hiçliğin ortasına bırakılmıştım.. Orası evimden hep kaçıştı Zoraki sevmelerle alıştım bitmeyecek gibi görünen bu hikayeye, Neyse işte Koca bir boşluk var benim hikayemde Hangi yüklem anlam katabilir ki? Hangi sıfat,taşır bu yüzsüzllüğü Hangi zarfa sığar bu anlamsız mektuplar Hangi zıt anlamlı kelimeler karşı koyar İçimdeki eş sessiz acıya Yaşamamış cümlelerimi,istila eder mi noktalar? Aşınmış çoçukluğuma aç bir parantez Hadi uzat bana elini Ve kapat yamalı çocukluğumun kelini..

2 Ekim 2015 Cuma

Bir Arkadaş

. Bir arkadaşım var benim teşkilattandır kendisi Fakat benim bi bağlantım yok Nedensiz bir belirtme ihtiyacı var içimde. Birde onun kredi kartı var Şifresi 1299 Tarihte birşeylere muhakkak tekabul ediyordur Araştırmaya üşendim şimdi. Öğrenci kartı olduğu halde limiti de epey var. Alali aylar oldu 300 paket mavi 2000 aldı o kartla Eksteri den denlerle dolup taşıyor Neyse işte bir arkadaşım var benim Hep ayni sigarayi içer Gelişinden anlaşılır sigara alacağı Dükkana girdiğinde ağzını açmaz Sigarasını uzatırım Kartını verir Tutari girerim şifreyi de onaylarım. Sonra kolay gelsinle uğurlarım onu dükkanımdan Bir arkadaşım var benim Konuşmaz pek Benim bir arkadaşım var ki;bildiğin sessizlik..

Yersiz Kibir

En çetin geçen bir kış soğuğunda klozete oturtulmuş bazı duygular Hiç söyledikleri kadar olamayan bir insan kitlesi var karşımda. Ağzıma almadığım bir kaç kelimeden ibaret bazıları. Bir klozet kapağı bile olamadılar gözümde Yada seviyeleriyle muhattap oldular klozet kapağına değen kısmımın! Bir kaç zaruri ihtiyac benzettim yaşanan durumlara. Biraz tiksindirici buldum kendimi onlardan ötürü Onlarda bir yaratığın dışladıkları,biraz kötürüm Eğer yetiyosa gücün çek sifonu gitsin Görev tamamlansın Söndürün ışıklarını Yersiz kibrin efendisi,insanların..

Baksır Renklerim

Sir ağrı bantlarıyla kaplanmış kalbim Güzelleştirmek uğruna niyetlendirdiler beni Yalandan ninnilerle uyutmaya çalıştılar Olduklarından çok daha masum gibi Sonradan anlaşıldı foyası işin Çektiğim acıyla kala kaldım. Renk cümbüşünde yeşili sevemezdim Siyaha aşıktım.. Bir tabloya konu olacak kadar çirkindim Bir kadınla beraber irkildim Ve kapandı içimin kara kutusu Kepenkleri indirildi retinamın Bak sır renklerim artık! Ben bile bilemiyorum sen nerden bilebilirsin ki? Hem bilmen ne değiştirir kader çizgilerimde Çizgilerimin derinliğinde Siyahı bilebilir misin? Gökkuşağının kayıp rengini. Yada renklendirebilir misin dünyamı? Baksır renklerim kadar..

17 Ağustos 2015 Pazartesi

Çaydaki Sefalet

Dost başa bakar düşünense dibini görür baktıklarının Görmeden sayabiliyorum üstüne bastıklarının Minik ayaklarınla cinayet işliyorsun ben dibinde kaldıkça, Düşman mı oluyorum astıklarınla? Son kez görüyorum düşman bile olmamak için. Son kez örüyorum seni satırlarımın keskin ucuyla. Sen son kez dön önümde 4 nala koşar gibi bir nara daha at, üstünde tepindiğin duygularımın Bitsin artık rezillik fiyaskon. Sana unutturacaklarımı hatırla Akıllandıkça kendine saldır. Geçmemiş olan yaralarına sarıl Bana acımadığın kadar acı kendine! Beni acıttığın kadar acımanı istemem, Zira kötü olmak bana yakışmaz..

Tuzluktaki Riyakar

Kapakları açık kalmış gözlerinden doğmamış çocuk ihaneti akıyor Tamamını almıyor göz çukurların Adiliğinin görünmüyor ucu bucu Kalemim yazmıyor kopcası düşmüş duygularını! Sürgüsünü kapattım duyduklarımın Beynimde şıp şıp damlayanlar yetiyor da artmıyor artık İçinde yaşamayan bir ceninin günahını taşıyorsun Kalbimden bir bağ daha kesiliyor Işıklarım sönüyor artık. Aç sevgiye gönlüm zaten aralıktı En güneşli günüm alacakaranlıktı Önemli olan birbirini tamamlamaktı sen beni tam anlamamışsın.. Seni olduğun gibi de kabullenirdim ama Sen tam olmamışsın kızım..

Şekerlikteki Yalan

Gözünü diktiğin yalnızlığım Acıyla müşterekti zaten. Yalandan bir parçasında bulunduğum hayatının son evresini yaşıyorum. Yalanlarının minaresine kılıf uydurmak meşgalem artık. Öyle hemen uğurlamaya niyetim yok Yargılamak haddime değil velakin; Satırlarımda seni yüzdürme ihtiyacı artıyor günden güne. Tatını bilmediğin bir girdabın dönemeçlerine aldandın Kendine güvenin, kelime denizimin en derin yerlerine sürükledi seni. İstiskal, gurur ve yalandan üç şeyle benim adam'a düştün Üç yanı sessizlik kalan yanım sabırla çevrili. Güvertesi sıkıntı dolu bir geminin konteynerine aitsin İçinde bana ait olmayan birçok şey Beni senden koruyor. Birşeylerin tamamlanması için birşeyler eksik kalıyor. Ve sanırım son buluyor artık Cesedini kalbimin açıklarında bulup, Canımın acımayan kısmına ekliyorum.

Tuzluktaki Şeker

Hatıran yeter nasibimse gülüşlerin Acıya gem vursa saklı düşlerin Bu benim miladım olsa Eminim hep seni düşlerim, Düşledikçe eksilirim Vazgeçilmezdir bitmesi, başlayan birşeylerin. Tükeneceğiz seninle Yazılmış şarkılar dinlenecek Söyleyenlerin ağzından Tühleneceğiz bizatihi Yaşadığımız için şarkıyı Yaşattığımız için acıyı.. Gönül bahçesinin sevdiği narı Dışardan görünenden çok iyilik var içinde. Tutkuyla kenetlenmiş tanelerin. Bilmek isteyen katlanır zahmetine, Tek tek bakar doyumsuz tadına Bilmek istemez boş verir Uğraşmaz kimisi, Bir misal, Tuzluktaki şeker midir? Yoksa olması gereken mi? Bakmadan atanlar olur Bilmeyip bilmek istemeyen.. Görmeden bakanların Görmemesi gereken.. Elinin tersiyle itip faydasından hiç haberi olmayan. Aldanma kalıbına! Ya dök ya iç yok öyle biraz. Rimelle kirpik parmaklıklarını Sürgün eylediğin eyliner çizgilerinin Göz arsalarında özgürlüğümü ilan et Kaşını kaldırabildiğim kadar şaşır,bana aşık olunca, Göz çukurlarına hapset. Yüzünün başkenti Dudaklarının arası olsun Duyduklarım dudaklarından arsam olsun..

Şekerlikteki Tuz

Yıllarca aradım, Karşında bulduğum huzuru, Geçen zamanın seninle tatlanması,tatlılığından.. Bilmeden atamam seni çayıma bekleyeyim biraz, Belki caya atılmazsın, Belki çay hak etmiyordur seni kimbilir, Belki bana özelsin Belki tuzsun şekerliğimde, sadece benim bildiğim, Bana karış ayranın olayım, Tadın kalsın dilimde Sende hayranım ol Tahtın kalsın gönlümde.. Kötülükten eser yok gözbebeklerinde Esir olmuş kötülüklerin mabedi duruyor karışığın kahve renginde, Beyazlığı sarıyor kötülüklerin etrafını, Bana denk gelişinle bembeyaz öbek öbek, Hukukun bitti öldüler, Hakkın rahmetli, üzerlerine olsun.. Çift odalı hapisane gözlerin, Kapa bir odasını bana bakarak, Oluru var desin gözüne ayak uyduran dudakların, İster tutsak eyle bir gülüşüne İstersen de kirpiklerinden as beni..

Şekerlikteki Acı

Sorunun sadeliğinden çok güzelliğinin sarhoşluğunda kaybediyorum cevabımı, Bu kadar güzellik bir arada olabilir mi diye? Vardır diyorum, Bu güzellikte Bir tuzak muhakkak vardır, Her hödüğün gelmeye cüret edemediği Yada bu güzellik, senin kalkanın olmalı İçindeki şekere bodoslama dalanların çeperi Nirvanası sen olmalı gönül tokluğumun. Herkes sevmemeli Yahut bir kişi sevmeli, Çocukluğumuzdaki gibi verdiğini geri almamalı. Hapsetmeli güzelliğinin gayya kuyularına. Ve sevmek isteyenin şekerliğindeki acı olmalı, Kabullenebildiği tek şey şeker olanın.. Kiralık kelimelerimin ev sahibi olmalı dudakların Misafirliğe gelen cümleler benden duydukların olmalı, Eşlik etmeli göz altlarına alnından düşen saçların, Gülüşlerin yasaklanmalı, değer bilmeyenlere. Gülüşler eksilmeden doldurulması güç gamzen,eksik kalmalı. Belki bana saklanmalı, Gömülüp sonsuz boşluğa Yaşatılmalıyım ölene dek..

13 Ağustos 2015 Perşembe

Herkesten Bana Çay Söyleyin

Devir başkalaştı Ama aynı bokun morcivertini yaşıyoruz İnsanlarsa olabildiğine laçkalaştı Devir de helal lokmayı haram yedirtenlerin devri olma yolunda büyük bir adım attı Parlement bozulalı çok oldu Marlboranın şimdilik paketi degişti Taautçular soyuna tapmaktan çırılçıplak Paraya tapanlar unuttuyor hep Paranında ölüm gibi dini olmadığını. Dayanamıyorum artık Olmazdım böyle kahrolası Kafamda deli sorular birbiriyle çakışıyor Ne yaptığımı da bilmiyorum ne yapmaya çalıştığımı da Zaten sigara da kullanmam ben Banane soyperestlerin çıplaklığından Starbucks'a gidip oralet var mı diye soracağım Cebimde 68 lira var,ölümse beni bekliyor Bi çayla toparlardımda derdim çok bu sefer Herkesten bana çay söyleyin..

12 Ağustos 2015 Çarşamba

Hadi Gidelim Guido

Hadi gidelim guido Sevilmediğim yerden Kabul görmediğim yerden Sınandığım yerden gidelim Gelir misin guido? elimi tutmayanlara inat Sen bırakmazsın değil mi? Sevmesende olur Sen gel benimle Ben severim Zaten sevinirim gelmene En mutlusu da ben olurum Sadece gelsen yeter Gelmese de severdim onu Ama sınadı guido Olmadığı bir hayatı sordu Konuşmamız gereken onca şey varken sustuğum insanları sordu.. Gelmeseydi de severdim Ama sınadı guido fena sınadı.. İster hiç sevme İster gelme umrumda olmaz Yeter ki sınama guido Yoksa seni de sevmem..

10 Ağustos 2015 Pazartesi

İç Sesim Geliyor

Susabilene aşk olsun Yazdan kalma gözyaşlarımda Su,sayabilen taş olsun. İki arada bir bedendeyim Susayan dil benden değil. Suysa gözyaşım birden değil. Sor,baharlar nasıl oralarda Burada yaşanıyor son baharım Hicran mevsimlerinde, miladı oluyorum sonbaharın. Benimle zikre düşüyor göz yapraklarım. Bu akşam gelmiyor içesim kalp damarlarımın kuruyor boğazları Döküldükçe hissizleşen dallarım Ve canlanıyor,ölümün Bir varsın hep yoksun Rızkıma düşen varlığının Son raddesinde seninleyim Varlığına kavuştum senden hep yoksun Var olduğun yerde yaşıyorum şimdi yokluğunu Sadece duyuyorum Sessizlik derinliğinde kendimi Sensiz erindiğimde bendimi Süpürdüklerimden göremiyorum Kararıyor geceler Ah işte böyle akşamlarda insanın iç sesi geliyor. 'Yokluğunu kazanıp varlığını kaybeden Yokluğuna küfredip varlığından kaybeden'..

Yar,Aralarıma Bakma

Gelmene yok bir engel Herşeyinle geldiğin gün Herşeyimle kabul et beni Ve baktığın gözlerimde Hayat bulsun saç uçların.. Yaralama sakın Acımadan öldür istersen Acımak öldürten cinsten.. Üzerime çöktü Kara bulutlar Kimbilir kaç kat Kabus bitsin gel artık Acıma tat kat İçimin koflaşmış hücrelerini canlat Üzerimde kurduğun hayallerin ağırlığyla boşluklarımı kapat Toprak altında ölümle mücadele etsin ardımda kalanlarım Sardığın bedenimde görünmesin iç acılarım Unuttuğum herşeyi içime hapset Yaralarım derin Yaralarıma aldanma sakın Yâr,aralarıma bakma Aralarımdan kendini sakın

Aslında Devrim Bekleyebilir

Dünya bir kılıcın üzerinde dönüyor her an her şey değişebiliyor. Hitler küçük bir ormandan koca bir ülkeyi fetedebiliyor. Karl max yükümlülüğü devam eden bir manifesto yayınlıyor. Futbol terörün legal başkenti oluyor Maçın yarı devresi bitmeden macaristan fetediliyor, kanunların imaratoru tarafından. Desiseleri çoğalıyor günümüzyapımcılarının toplamda iki yıllık haremi bitmeyecek bölümlere yayıyorlar. Şimdi ne oluyor Şimdi insan şaşırabiliyor Yazmaya başlıyorum tenakuzları, Olmayacak şeyleri anlatıyorum oluyormuş gibi Çinliler sırf uzaydan görülsün diye devasa bir kale inşa ediyor. Ateistler inançsızlıklarını musaf kitap yeminiyle yapıyor Erosun yolladığı oklar bu sefer kendi işine yarıyor En büyük ırkçılık endülüste yapılıyor İtalyan mafyasına girenler; ordan çıkma hakkını kullanıyor Devrim beklemiyor Bu beden seni seviyor Şimdi ne oluyor Şimdi ben şaşıyorum..

Denk Geldiğim Bir İyi

Dükkanda denk geldiğim biri vardı 22 yıldır aradığım tebessümün kalıntıları vardı süretinde Görünce mutluluk dozajım tavana vurdu bir anda. Sevinç varlığının devam ettiğini söyledi en sessiz kelimeleriyle. Iki parça bir poşete koydum Yetmeyen elli kuruşta biraz mahcubiyet vardı birazda geldiği yolu bir daha gelememe üşengeçliği Halbuki verdiği paraya bakmamıştım. Hiçte önemi önemi yoktu getirdiklerinin yanında. Dükkanın hepsini de alsaydı sadece bakabilirdim ardından. Kısık gözlerindeki insanlığı yakışmıştı üzerine buram buram. Elimden keşke daha fazlası gelseydi Zorla kabul etmiş gibiydi Nerde kimlerle karşılaşmış olmalıydı ki birşeylerin hesabını yapmıştı İnsanlardan önce insanlık ölmüş sanırım. Ama birileri hala yaşıyor işte..

Canhıraş Çaresizliğim

Sensizliğin beş dakika öncesi Korkuyla özdeşleşince İnce ince dökülür yanaklarımdan İnci tanelerim.. Teklifsiz ısrarlarım vardı sana, Canhıraş çaresizliğim, Sensizlikle haşır neşir olmuş bir bedenin, Nasır tutmuş yüreği.. Sensizlikle şimdiki zamanda Densizce dimdik son anın Gitmeyecek yolunda,yarınların Karışık mı durumlar, Yoksa yeni bir yerde yeni bir güne Aşka,başka mısın? Çözmek istedikçe körlenen düğümlerden Göremediğimiz yolun ayrımlarında mısın? Bir ben kaldım Bir ben bilirim Kimse bilmez yarınlar nasıl.. Sensizlikten beş dakika sonrasına hasım, Katreleri boşaldı sağanak yağmurlarımın Şemsi sensiz kaldı müridlerin Bir de umutsuz ümitlerim Umuda ümit verin Sevinçlerim tükendi Sev,incilerim üşensin dökülmesin göz uçlarım. Bırak kırılsın, Serçe yüreğimin parmak uçları

Senden Peydahladığım Şiirler

Dama atılmış umutlarım avuçlarımda Çocukluğum kayıp benim! Senden peydahladığım şiirler var.. Kaybolan çocukluğumda da bir sürü şirinlikler, Benim hatırlamadığım annemin hafızasında. Bulabilir misin öpülmemiş çocukluğumu sakınıp,azımsamadan Kazası olmaz acılarımı hissetmem,sen kazısan da Kurtarabilirmisin geri kalanımı Saçıma karlar yağmadan. Oda hapsi bitmeden yetişebilir misin tüm tutsaklıklarıma Aklayabilirmisin tüm karanlıklardan Anlayabilir misin anlayamadıklarımdan Bilmiyorum artık Ağır işitiyor kulaklarım. Şu sıralar kendime sağır gibiyim. Sağ duyusu kaybolmuş ninnilerimin Uyutulan hiç kimse için yazilan masal gibiyim.

KDV

Kaç aydır yatıramadığım işci sigortası Tarihi geçmiş çoğu ürün Müşteri daima haklıdırı burnumdan getirenlerin; en ucuza en iyisi anlayışı. Uyanık toptancılar Ve gelmeyen sen.. Toptan sevgim parakende sunuluyor sade sana. Palet palet sevgisizlikle Bir kaç somon yalnızlık kalıyor,senden bana Siftahım kapanıyor, midem küçülüyor hazmedemiyorum boşluğunu, Raf ömrü bitmese de Af ömrü olmayacak korktuğumun. Eksikler listesinde demirbaş olduğunu Terazim tartıyor, Off'çekiyor,yokluğun. Yufka yüreğim ufalanıyor Ufka umut atmaktan. Senin çentiklerinle doluyor veresiye defterim, Herşeyi çıkarıp, Yokluğunu topluyorum kartelamda... Katmadığım değer vergisi kalmıyor Atmadığım bir türlü atamadığım,sana..

Kalıp Ustasının Ellerinde Yaşam

Hüznümün asık suratına Çiviledim tebessümleri. Elindeki çekiç darbesini esirgemedi her gelen. Gelmeyenlerse,mühendisi oldu, Yüzüme çakılan her demir parçasının. Spatulayla kazır oldum izlerini Derinleşen yerlere serpme yaramaz İş bilmez amelenin gözünde yaram,az Derme çatma kaşlarımda bir çift göz, Kiremitleri su kaçırıyor çatısının. Betonarme duvarlar yükseliyor temeli olmayan bedenimin üstüne. İskelesiz kalbimi inşa etmek ne zor! Kireçlenmiş kirişlerim, Alçıya aldım kalbimin girişlerini. İhanetleri park ettim kapalı otoparķa, Daha işim çok,gücüm yok artık Kalbimin çatı katına tuğla çekiyorum acıyla karışık. Çimentosu yetmiyor seni içimde tutmaya. Merdiven boşluğundan aşşağıya birer birer sevinçlerimi bırakıyorum.. Kalp hastasıyım Şakıl çekilmemiş hayatımda Bir kalıp ustasının, demir teli batmiş ellerinde yaşıyorum..

Bil Mukabele Duygular

İstedikçe olmayan şeylerin Oldukça da istemediklerimin özetisin sen, Bir yabancıdan daha fazla özellik taşıyorsun dünyanın hayat diye bize sunduğu bana ait kısmında. Bakabilmek cesaretini bile taşıyamıyorum ürkek bedenimle. Bilmek istediklerim takılıyor Bilmemem gereken süzgeçlere. Gözüm kapalı bildiklerimi yaşayabilmekten aciz anlayabilmekten mahrum. Kursağımda kalan varlığının şimdi yokluk divanesiyim. Fazlası zarardı anlayabilmenin Sevmekte olduğu gibi Eksikliklerin hükümdarıydın, Sevmiştim bende olduğun gibi. Aleladele sorgu sual Bir kaç safsata konu var. Bil mukabele duygular çok duygusal. Aklında toplananlar bir anda kayboldu sal, Uzaklardan en demli hasreti sakladım senden aldıkça Zorla kursağımda kaldıkça İçtim kana kana İçim kanaya kanaya Sevmek zorunda kaldığım ne varsa zorunluluk ürünün. Dokunduğum her ten senin eksiklik tezahürün Artı niyetlerini düştüm art niyetlerinden hürlüğünün Ardarda niyetlendim her defasında düşürdüğündüm Sana uzanan en dik merdivenden. Çıkmayı öğrettin adım atmayı bilmeden Sevdim işte Tam olarak nedir bilmeden.

27 Temmuz 2015 Pazartesi

İslam Kapitalizmi

Nedir bu iç savaş
Emperyalist duyguların yaptırımları,
Aranan şey islami kapitalizm
Yani olmayan bir şey..
İçimde falanca ibniler 
filanca ebucular,
Karşımdakiler sanki Nazi kampından kaçmış.
Sevgi,döviz kurumunda bir birim,
İnişler çıkışlar iflas edişler.
Aşk herkeste bulunan Amerikan doları,
Ve insanlar mimsiz medeniyet..

20 Temmuz 2015 Pazartesi

Yıldızlara Papatya Tacı

Dilime yakışmayan küfürleri ediyorum,içimden
Diyemediklerimi duydukça
Sağırlasıyor dilim 
İcesim geliyor ucu sana 
dokunan bütün zehirleri.
Beyazı siyahtan ayıramıyorum.
Kapatıyorum gözlerimi
Önümü göremezken 
senden de oluyorum.
Bana öğrettiklerin canlanıyor 
yarım yamalı beynimde.
Şaçlarıma düşen ihanetleri 
saymaya yetmiyor abaküsüm. 
Çıkmıyor sakalım yosun 
tutan yanaklarımda 
Yüz çevirdim aynalarıma
Ölüm ancak bu kadar güzel kokabilir
Ellerimde durur sarı ortalı beyazlıklar
Yıldızlara papatya tacı yapamıyorum
Adandı hepsi geri kalan kahpeliklere..


Göremiyorum sesini
Kokun kaldı boğazımda
Çekirdeğimden geldin yeryüzüne
Yerin,yedi kat uzak mı bana
Yoksa yaşadığın kadar yakın mı
Merkezim,kırpılmış yeryüzüne senin
İstersen yapamayan beni boğ,azımda
Yetemiyorum kendime.
Yettiremiyorum senden öğrenemediklerimi,
Senden sonrası en dik yokuşlarımmış
Çıkmaya gücüm yetmez 
Orda kalmaya korkak!
Çok pişmanlık öyküsü okundu
Benimkisi aşinası olmadığım bir hudut
Yaşatamadıklarım içimde buruk.
Yaşattıklarınsa enimde durur
Yaşa,attıklarına bir çentik
Ebedi dersini unutmam ha,yat sen
Kırk yıl ölen de ben olurum.

27 Haziran 2015 Cumartesi

Bezlendi Duygularım

Yanıyor içimdeki deniz ,
Buharlaşıyor senin için biriktirdiğim her gözyaşı,
Kayıp olan çocukluğumda
Bezleniyor duygularım
Altını ıslatmıyor göz bebeklerim 
Doğum lekesi olarak kalıyorsun
Sol göğsümün doğusunda.
Bekle biraz soğusun da..
Künyemde sensizlik yazıyor
Künyemde kalmıyor bana
İçinde sen olan ne varsa
Yalancı emzikle
Kandırılıp elimden alınıyor
Biberonum sensizlik zehriyle doluyor.
Artık biberon için ağlayamıyorum..

Sırtım sıvazlanıyor sensizliğin soğukluğunda.
Az geliyorsun gazım çıkmıyor.
Ağlamaklı acılarım kalıyor
Göbek bağım kesilince 
Ölmeye başlıyorum
Doğduğum günde
Sen olmuyorsun
Sancılarımın üstüne..








24 Haziran 2015 Çarşamba

İçindekilere İyi Bak


Belirsizliklerin koynunda
Kopan bağların göbeğimdeki iziyle gidiyorum..
Unutmak zorunda kaldıklarımı
Aklımın almadıklarını
Senin küçüklüğünde kaybettiklerimi,
Sana bıraktım.
Büyüklüğünde kazandıklarımı,
Yanıma aldım gidiyorum..
Geri dönüşü yok acılarımın
Bavulumun yan gözü
Kalbimin kırıklarıyla dolu
Çektirdiklerini unuttum,
Acını sardım tütün kağıdına son durakta oturan yaşlı bir amcaya verdim,
Sevinçleri de deniz kenarından alırsın istersen.
Adın geçmedi hiçbir şekilde
Sana verdiğim sözü tuttum bugün..
Kurtuluyorsun benden
Artık istesen de göremiyceksin Kazandıklarımı hapsettiğim Kutu'da bırakarak herşeyi,
Gidiyorum senden..

Gelir miyim bilmiyorum
Belki gelememek üzere gidiyorum..
İçindekilere iyi bak 
İçimdekiler sana emanet

18 Haziran 2015 Perşembe

Kel Olan Kalbim

Başlamayan bir şeyin 
bitmişlik hissini yaşıyorum
Mozartın senfonisi yokluğununun iç sesini işliyor notaların soluna
Garfield'a konu oluyor uyuşukluğum sonunda
Müfettiş Gatged da çözemiyor sensizliği
Sessizliğim de Carli Caprin
tarafından takdir ediliyor
Gülüşüm acıtmadan
Acım güldürüyor..



Cedrik'in sevdiği gibi Chen'i
Bende sevdim seni
Hep yedi yaşında.
Sekize ayak basamadan
yokluğunu öldürüyorum
Yokluğunda yaşarken,
Sonu gelmeyen cenaze törenine yetişiyor tavşanı geçen kaplumbağa
Road Runnur da yakalanıyor
Coyote'yle anlaşan Hızlı Gonzales'e
Kayıp olan çocukluğumdu 
Artık hiçbirşey kalmıyor yokluğundan bana..

Arı Maya yaban arılarıyla kaçtı
Zorro da aramaya çıktı gidiş o gidiş 
Rapunzel'in saçı yetmiyor
Caillou saç ektiriyor dazlağına
Pepe oynamıyor kardeşiyle
Planlarını bozdum Marsupilaninin
Battı batmaz sanılan Batman
Yedinin boynu bükük,
öldürdüm prensesi
Keloğlan masalları da bitti
Kel olan kalbim artık..

15 Haziran 2015 Pazartesi

Kaleciliği Bilmem Ben

Bak sevdiğim
Yine kabul edilmedim arkadaşlarım arasına
Küçükken de böyleydi topum olmazsa 
almazlardı beni.
Aldıklarında kandırıp kaleye geçirirlerdi..
Gol yediğimde kızarlardı
Bilmem ki kaleciliği ben,
Seni sevsem olmaz mı?
Sonra top patlardı benimse ödüm ,
Dedeme nasıl hesap vereceğim diye..
Koşardım babaanneme
Dedemden saklardım..
Şimdide böyle 
Bak sigara içenler de almıyorlar beni aralarına
Kandıranlar oluyor içmem için,kızan adamlarda,
Yine ödüm patlıyor dedeme ne derim diye
Babaanneme de koşamam,
Anlar dedem saklayamam..

Sende kabul etmedin 
Sende almadın arana
Halbuki kandırıp kaleye geçirsen 
gol atsan kızsan da her seferinde
Patlatsan da topumu,
Ödüm patlamazdı
Dedem de bilmezdi
Babaanneme de koşmazdım
Kaleciliği bilmem ben
Sen al beni arana
Çok yoruldum
Biraz da sen sevsen olmaz mı?





Çaldığım Hayır Kapısı

Dayanmıştım surdan kalelerinin sırdan kapılarına,
Kendimi de kaybederdim seni kazanmak uğruna,
Kendimi yenmek için, savaşmıştım 
Yenmiştim de,hatta kaybetmiştim..
Ve kazanamadığım sen vardın,
Birde uğruna tek tek öldürdüğüm kelime ordum.
Her kılıç darbesiyle kesik yedim,solumdan
Ve her kılıç darbesi asker oldu ordumun sonuna.. 
Uzağında savaştım dokunmadan kapına
Uzakları zor aştım görebilmek adına,
Boşa mı uğraştım, 
Sana mı savaştım,
Kendimi  aştım da
Senin için kuru bir aştım..
Olmayan birşeydim gözünde 
Aşamadığım duvarların yıkıldı üzerime
Geri hizmettekiler ölmüştü ilk seferde
Benden arda kalan ne varsa bitmişti
Bende tükenmiştim..
Çaldığım kapın hayırdı 
Aldığım cevap da..
Hayır dendi yapmamalıydım,olmazdı.
Halbuki herşeyimle gelmiştim
Herbişeyim tam değilken..

14 Haziran 2015 Pazar

Kabrine Ziyaret

Yine damlıyor solumun vanası,
Yine kan revan gönlüm
Bana peşkeş çeken acılar,
Acılarım..

Yine kesiliyor soluğum 
Dökülenler yanağımdan,
Hayat buluyor bozkır sakalımda
İntihar eden gözyaşlarım,
Gönlümün yasıyla..

Acım dinmiyor 
Acın siniyor şakaklarıma
Ve defni gerçekleşiyor gözyaşımın,
Kara toprak sakalıma,
Adına türbe oluyor acılarım.
Her ağladığımda kabrine ziyaret ediyorum,
Senden kalan
Sana en yakın
Gözyaşlarımla..

13 Haziran 2015 Cumartesi

Sallanan Korkular

Yıkılan binaların altında kalmış hayaller,
Ezilen hayaller ve yaşatması gereken hayatlar,
Bilmeyenin keyf-i âla tenhada rahatlar..

Yirmi üç ekim iki bin küsür
Kaldın çaresiz ve korumasız,
Yıkılan duvarlarla çöktü karanlık korkun arsız..

Titredi içim,
Geçti yirmi beş saniye,
Ve sallanmanın etkisi..
Enkazı kalkmayan korkumun 
Yaşamıma tepkisi..

Unutmamak ve unutulmamaktı
Kalpten firar eden dilekler,
Dilenenler duygular gibi içtenler..
Unutuldu,
Hesaba katılmadı ihmaller,
Unutuldu unutmak isteyenlerin, 
Unutmak istedikleri,
Unutuldu korkular...



12 Haziran 2015 Cuma

Keşkelerimin Başkenti

Nemli yastığımla dertleşiyorum yine,
Bu aralar fazla içliyiz,
Dışlanan sevgimiz için.
Yine gözlerimden uğurlanıyor istasyonlara trenler ıslak ıslak..
Saklanıyor çehrelerdeki ifadelerin makinistleri,
Yol belli kapanıyor gözler
İz belli gülemiyor gözler..


Coşkuyla karşılandın yine dertlerimin ülkesi,
Keşkelerimin başkentinde
Yas'tın ülke mevsiminde
Aşık olundu yağmura
Aşık olundu sessizliğe..
Bu yüzden coşku karşıladı seni
Coşkuya neden oldun 
Yastığımın ülkesinde..

Vagonlarım devrildi 
Sensizlik hükmedince,
Onarıma alındı raylarım
Onarılmıyor bağlarım.
Yol alan lokomotifler ulaşamadı sana,
Ulaşamadığım senin,
yüküyle kaldım 
Sana uzak benim sırtımda,
Yastığa baş koymadım aldığım yol boyunca,
Yas'tın yüreğimde
Yaş oldun gözlerimde..

Kestirme Yollarımı

Kestirme yollarımı,
Atmadığın adımlara eyvallah da
İznine muhtacım anla,
Gelmeme yosun tuttu ağaçlar 
Hepsi seni göstermiyor.
Karıncalar eşeledikçe uzaklaşıyor senden,
Ve kararıyor geceler kara günlerimin üstüne..

Bataklık çekiyor içine senin olduklarını,
Yokluğundan ne varsa
Olmadığın için,
Ve haylı zorlaşıyor yol almak
Pusu kurulmuş puslu yollarında..
Kırmızı başlıklı kalbimi 
hedef alıyor bir kurt,
kandırıp almak istiyor benden seni
Ve gelemiyorum sana..

Dönemiyorum geri
Taş bırakmamışım dönmek için ardımda.
Uzun uzadıya her şey,
Uzundu,daha da uzadı,
Yalan değildi ama dolandı her şey,
Sende kestirme yollarımı,
Kestirme yollarımda kesilmişken..

7 Haziran 2015 Pazar

Yaradanla Kontratımız Var

Sen hiç nefes alan kadavra gördün mü?
Her şeyden elini ayağını çekmiş,
Uzun soluklu yolculuğun son raddesinde,
Ardında sel zedesi gözlerle,
Ölüme nefesler kala;
Yaradanla kontratımız var..

Ben yaşayan ölüler gördüm,
Her şey ondan,elini ayağını çekmiş
Son raddesinde kısa soluğu ile yolculuğun,
Gözleri sel zedesi,ardında
Nefes kala ölüme,
Ölüm kaderin koynunda,
Yaşam senin elinde,
Yok ki yaradanla kontratımız..

Deminden Göremediğim Sen

Dün baktığım gözlerine
Bugün köle oldu bedenim
Düşününce olma ihtimalim,
Yarınlara olma,ihtimalim.
Ben senin en büyük ihmalin..


Bugün içmediğim sigaraların,
Tüketemediğim hasretin,
Bugün olmayan senin, 
Efkar dumanıyla keş oldum.
Efkar dumanıma eş oldun..

Yarın şekersiz içeceğim çayın
Eskiden kalma bir tadı
Deminden göremediğim seni
Yokluğumla tadlandıracağım,
yokluğunu taçlandıracağım



Kolayı Kaybettin

Anlık değildir sevmelerim,
Nisan yağmurlarına hiç benzemez.
Hava durumuna binayen,
Mevsimler gibidir,bellidir..

Zordur girmek gönlüme 
Çıkmak daha kolay,
Girerek zoru başardın ama 
Çıkarak kolayı kaybettin...

6 Haziran 2015 Cumartesi

Kafa Kağıdında

Arkadaş sırdaştı bana,
Kafa kağıdında babam,
Hepsinden önce adam.
İyi biriydi,
Ve takipleşirdik sanalda,
Bir gün yorum yaptı yazdıklarıma;
"Erkekler ağlamazmış evlat"diye
Benim cevap pek sansasyonel;
Kadınlar ağlatır Baba..

Zalim Müşrik

Sen beni cahiliye dönemi dogmalarla karıştırdın.
Birilerinden taklit ederek sevmedim seni.
Diri diri gömülenler gibi alıpta gönlüme sokmadım..

İslamiyetin doğuşu gibi
Sindire sindire sindin sineme
Önce kanıma,
Sonra canıma..

Ama gittin hurafelere inandın,
Seni sevmemle kendini tek din sandın!
Unuttun,
İnananlar acıkınca
putları yerdi
Şimdi gelsen inansan da,
Hadi ordan zalim müşrik..

Semaver

Vermeden almayı bekleyen nemrutlar,
Sevmeden sevilmeyi isteyen.
Armut piş ağzıma düş,
Bunu geçtim.
Armut piş ağzıma düşme
mideme otur istemi.
Gelinen son noktada benim sitemim..
Sanki sürülen cefa çekilen sefa,
Hadi bunları hep geçtim.
Her şey dengi dengine de olmasın.
Artık başka gönüller solmasın,
Bir semaver misali 
Ver kömürü gönlüme 
Al gönlümü ömrüne..

Sen Enterdi Ol Ben Endülijans

Suretin nede andırıyor
Orta Çağın karanlık çehresini..
Seni sevişlerimin sendeki 
tepkisizliği ve çaresizliğim.
Suçu mutlak itiraf anlayış olsun sert,katı
Seni sevmek suçum buda bir nevi itirafım..

Çok dolaştım,çok bekledim duraklarda
Suçuma ortak aradım seveni bulamadım.
Suçuma kurban aradım sevileni bulamadım.
Keşke seni bulabilseydim yahut sen gelseydin,
Şeriatla yönetilen bir ülkeye gider 
Özgürce yaşardık seninle,
Sonra yargılanan ben olurdum,
Zalim işkence yöntemleriyle...


Hadi artık 
Milli yas ilan edilsin her sevenin yüreğinde,
Meclisler uğraşa dursun bu politik güdümle,
Kurulsun bir engizisyon
Sen enterdi ol ben endülijans,
Sen kurtar bir kere de
Bense bir ömür uğraşayım
İçimde seninle..

Sarı Kola

Toplumda aykırı olmayacaksın!
Farklı yaşamayacak farklı görünmeyeceksin.
Sonra Marjinal olursun toplumda,çoğusu bu kelimeyi bilmediğinden mazallah toplumdan aforoz edilirsin!
Dikkat et!

Ve samimi olalım,
Tutmayalım sevgiliyle elele,
Avuç içini öpelim eğer bırakmayacaksak bir ömür..
Yada sevmeyelim üzenlere inat..
Eski samimiyeti geri getirelim,
gerekirse toplumdan dışlanıp eskici olalım.
LM'ye Laz Malborası diyelim
Caramelli macchiato içmeyelim,
Türk'ün kahvesi yanında..

Otobüs olmasın hayatımız da
Çok oturgaçlı götürgeç olsun
Ve inelim dönenlerin dünyasından son durakta..

Samimi niyetleri bulup çıkaralım ortalığa,
Biraz babaannem gibi olalım mesela,
Verin bana ordan Sarı Kola..

En Kıdemli Yalnızlık

Kentsel dönüşüme uğramış bir gönlün 
ortasında tek bir binayım şimdi.
En paralı mühendislerden ihaleme giren yok;
ben bile yıkılmak isterken dibime,
umudum yok artık yıkılmayacak olmamdan bile.

Etrafımda yükselen binalar olacak,
Ortasında kalacağım en kıdemli yalnızlığın,
Ben boynu bükük unutulacağım içinde
Sen dik ol unutma,
Yine de koru beni binalardan
Gerekirse sendikam ol unutma.

İstemeden kayboluyorum taş eren onlar,
Beni engelliyor kadrosuz taşeronlar.
Artık piyasa da fiyasko 
Ben çıkarım dağa taşa,
Sen şehri kurmuşsun 
Ben daha muhtarsız taşra.

5 Haziran 2015 Cuma

Çağ Dışı Mezuniyet

 Cağın gerisinde bir mezuniyet töreniydi seni benden uğurlayışım..

Daha kokunu almadan 
Gözlerinde tam olamadan
Ve saçını hiçbir  zaman göremeden gideceksin beni sevebilme umudumdan..
Sahi sadece umuttu değil mi?

Eksik aksanları çoktu bu tatsız telaşın
Sana ait ve yapmak zorunda olduğum bu formaliteden fazlası vardı bünyesinde,
Yaşanmış günlerin azlığı
ve burukluğu yaşayamadığım bir ćok duygunun hiçliği gibi
boynumda günah kelepçesiyle göndermek zorundayım seni..

Üzgünüm sevdiğim 
Bana ayrılan zamanın sonuna sen eklenmiyor 
O kadar anıyı terzi gibi bir söküp bin dikerken
Bir seni daha almıyor dikişimin iğne uçları..

Ve kendi ellerimle diktiğim mezuniyet elbiseni giyiyorsun 
Kalbimin fermanı da kurdele ile bağlandı senin için
Ve sevmeyişlerini göster bana 
 kalbimi atarmışcasına attığın kep ile..







Üzüntümün Mimarı Işık Şefi

Başlıyor gösteri
Başlıyor gösterim..

İntikamdan yoksun nefretim
Ve sevgisiz büyümüş savdamı görüyorsun sahnemde..
Yüreği kaldırmaz diye şiddet ve korku içerir uyarısında bulunuyorum, senden arda kalan seyircilere..
Sana itafen hazırlanıp insanlığa sunuyorum senin sevmediğin sevdamı..

Sevebilme imkanın diye
adlandırıyorum dramatik durumu,
Gülenler oluyor ağlanyanlar daha fazla,
Işıklar sana dönüyor daha net görmem için tepkisizliğini..
Işık şefi bir anda mimarı oluyor üzüntümün..

 Hipokrat adını tutturmuş gidiyor doktorlar,
Sen gelip hüküm giydiriyorsun yokluğuna,
Namus ve şerefin üzerine yeminler sevmeyeceğine dair,
Bunlar yetmezmiş gibi
Atatürk ilke ve inkılaplarıyla devlete güvence altına alıyorsun..
Beni sevmediğini..
Bildiğim halde sevmediğini..


Başa alıyorum gösterimi,
Saygı duruşu ve İstiklal marşı anonsunu duyuruyorum seyircilere,
Herkes hazırlanıyor saygı duruşuna benim bir kelamımla,
Üstüne alınmış gibi hareketleniyorsun,
Alınman gereken sevgimi hiçe sayıp,
Bozma rahatını,
Saygı duruşu 
Sevgiyi duyanlar içindi
Sevgimi duyanlar için..

Ugrankra

3 Haziran 2015 Çarşamba

Köhne Yaprak

Sonbahar vedası dalından, yaprağın
Müebbete süzülür yürekteki boşluktan
Sol tarafı üzerine düşer, ağırlığından
Gözleri dalında kalır,canhıraş
yokoluşta
Bir devinimin dönmeyeni olmuştum..

Mevsimin sonu,mutlu yıllar sevdiğim
Bitmeyen mevsiminin ve müebbetin
Bir yaşamlık hakkı olan köhne yaprağı(ben)
Randevusu köklerinde olacak,
Kara toprak kabristanı meftasının..

Istemedin ve de tutmadın beni dalında
Çürüyüp sana geleceğim humus tadında,
Döndü devinim,seçim hakkı benim
Seçemem seni,başka yapraklara yazık
Unutmadan mevsimsiz çam ağaçlarını da

Seçim hakkı benim
Seçimde haklı benim..


1 Haziran 2015 Pazartesi

Halifesiz Saltanat

Bir parlemento kurdum gönlümde
Tek kişiden kurulu bir cumhuriyet,
Halifesiz saltanat
Tıbkı zangoçsuz katedral gibi
Bana benzeyen berduş komünistler
Sense devrime hazırlanan Rus oligarkları..
Halkın darbe girişimi eşittir senin bana gelmeyişin..

Hadı bırak hükümeti
Gell seninle ihtilal yapalım yoksa ben Vahdettinim!!
Kaçarım..!

Vücudumun Sen Halleri

Uzağı göremeyen gözsün Söylenilenleri duyamayan işitme organları, Tadı kalmamış damaksın. Bağlantısı kopmuş o milimlik kemik(üzengi) Beynin kullanamadığı o et parçasısın(lob) Dökülen saç çıkmayan sakalsın, Defalarca by-pass olmuş kalpsin ve damarların kanı iletemediği O boş odacıkları..